Faruk Arslan
Faruk Arslan
HABER7 YAZARI

Özgür Özel ile küfürbazın hikayesi

GİRİŞ 02.09.2024 GÜNCELLEME 05.09.2024 YAZARLAR

Şaibeli bir kongrede Kılıçdaroğlu’nu devirerek İmamoğlu ortaklığıyla CHP liderliğini ele geçiren Özgür Özel, o gün bugündür “normalleşmeden”, “yumuşamadan” bahsediyordu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gidebileceğini söylüyor, Başkan Erdoğan’ı ziyaret ediyor, AK Parti seçmenine mavi boncuk dağıtıyordu. Gerilim, hakaret, kavga, küfür siyasetini terk edeceklerinin sinyalini veriyordu. CHP’yi değiştireceklerini belirterek, jakoben partisi olmayıp milletin partisi olacaklarını taahhüt ediyordu.

Burası hikayenin bir kısmı.

***

“Youtube gazeteciliğinin” revaçta olduğu son dönemde mantar gibi çoğalan sokak röportajlarının birinde, bir küfürbaz düştü gündeme.

Başkan Erdoğan’ın Türkiye’yi “ahır” yaptığını.. Allah’ın adıyla hayvanların katledileceği kanun çıkardığını söyledi. Hem yalancı hem küstahtı.. AK Parti seçmenine “gerizekalı” dedi. Erdoğan’a oy verenlerin ona -haşa- “taptığını” söyledi.. Erdoğan’ı ve AK Parti’yi destekleyenler için “Üzerini basa basa vurguluyorum beyni ‘emcüklenmiş’ gerizekalısınız” dedi.

Bu küfürbaz büyük tepki topladı. İnfial oluşturabilecek sözleri üzerine yargı harekete geçti. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutuklandı.

Burası hikayenin ikinci kısmı.

***

Dilruba isimli o küfürbazın sözlerini kimler sahiplendi?

“Normalleşme”, “yumuşama”, “herkesi kucaklama”, “kutuplaşma siyasetine karşı çıkma”, “kutuplaştırıcı üsluptan uzak olma” söylemlerini zırh olarak kullanan CHP’nin kabuk kadrosu ve Özgür Özel sahip çıktı.

Özgür Özel, CHP İzmir teşkilatını o kadının ziyaretine, cezaevine yolladı. Sonra kendi ziyarete koştu. Tahliye kararı çıkması üzerine Dilruba’yı yanına alarak İzmir’de bilmem ne fuarının açılışına katıldı.

Üç beş gün yatıp çıkacağı bariz olan bir küfürbazı böylesine savunmak hangi psikolojinin ürünüydü? Değişim türkülerine, yumuşama masallarına ne olmuştu?

***

“Hikayeyi” bilirsiniz..

Tarihte şehirlerden birinde küfürbaz bir adam yaşarmış. Ne yapıp ettilerse adamı küfretme alışkanlığından vazgeçiremezler. Küfürbaz da bu huyundan rahatsızdır. Sonunda, bölgede meşhur bir alim zatın bulunduğu tekkeye gitmesini tavsiye ederler. Küfürbaz da mevcut halinden muzdarip olduğu için tekkenin yolunu tutar.. Çıkar zatın karşısına.. Küfür huyundan kurtulmak istediğini, bunun için ne yapması gerekiyorsa yapacağını beyan eder.

Şeyh efendi de bakar ki adam gerçekten samimi, geri çevirmez. Müritlerden birine seslenip, “bir avuç bakla” getirtir. Baklaları okuyup üfledikten sonra yeni dervişe, yani küfürbazlıktan kurtulmak isteyen adama verir. Bir de tembihte bulunur:

“Şimdi bu bakla tanelerini al... Birini dilinin altına, diğerlerini cebine koy... Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sen de küfür etmeme isteğini hatırlayıp o anda edeceğin küfürden vazgeçeceksin... Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayınca, cebinden yeni bir baklayı dilinin altına yerleştirirsin.”

Küfürbaz, denileni aynen yapmaya ve kendisini kontrol etmeye başlar. Şeyh de baklayı vermekle kalmaz; çifte kontrol uygulayarak adamı her gittiği yere götürür, yanından uzaklaştırmaz.

Günlerden bir gün birlikte yine yola çıkarlar. Hava ise aşırı yağışlı.. Islanmaya başlarlar.. Adımlarını hızla atarlar.

Süratle bir sokaktan geçerken, evlerden birinin penceresi hızla açılır ve bir çocuk başını uzatıp onlara seslenir: “Şeyh efendi, biraz durur musunuz?” 

Şeyh efendi ve müritleri beklemeye başlar. Sebebini de merak ederler.. Cam tekrar kapanmıştır.. Yağmur ise olanca hızıyla yağmaya devam eder. Sokakta altına sığınacakları bir saçak olmadığı gibi, beklemelerini isteyen çocuk da bir türlü cama çıkmaz..

Sabırla beklerler..
Bu esnada iyice ıslanırlar..

Tam o anda çocuk tekrar pencereye çıkar ve yine seslenir: “Şeyh efendi, birkaç dakika daha bekler misiniz?”

Hepsi birden “la havle” çeker fakat beklemeye devam ederler.. Adaptandır çünkü. 
Yağmurun şiddeti gittikçe artar.. Bunlar da tamamen sırılsıklam olur..

O sırada küfürbaz derviş de kendi kendine söylenmeye başlar.

Nihayet pencere bir kez daha açılır ve çocuktan üç kelime sadır olur: “Tamamdır, artık gidebilirsiniz!”

Şeyh efendi biraz hiddet, biraz da merakla sorar: “İyi de evladım bir şey yoksa bizi niçin beklettin?”

Çocuk da karşılık verir: “Efendim, elbette sizi sebepsiz bekletmedik... Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. Annem sizi geçerken gördü de yumurtaları kuluçkaya koydu... Onun için beklettik sizi!”

Bir yanda tamamen ıslanmışlık, bir yanda sabretmenin verdiği gerginlik, öte yanda münasebetsizliğe karşı oluşan hiddetle şeyh efendi küfürbaz müridine dönerek seslenir:

“Ulan derviş, çıkar ağzındaki baklayı!..”

***

İşte Özgür Özel ile küfürbaz Dilruba arasındaki muhabbetin alt yapısı budur.
Özgür Özel olanca hiddetini, olanca nefretini bu zamana kadar bastırdı durdu.. Üç-beş oy, beş-on belediye kazanacak diye şekilden şekile girdi. Yumuşama pozları verirken içine içine yağan yağmurlarda ıslandı. Öfkesini, kinini bir türlü dışarı vuramadı.. Liderlik bunu gerektirirdi.. Hem o kadar botoks, cila, boya boşuna mı yapılmıştı? Rolünü iyi oynamalıydı.

Ama rol kesmek zor iş.

Ve kendisinin söyleyemediği ağır hakaretleri başka birinin söylediğini görünce, onu bir parçası gibi sahiplendi. Kameralar önünde övdü. Yetmedi, adamlarını desteğe yolladı. Yetmedi, ayağına koştu. Yetmedi, yanında oturtarak açılışlara götürdü.

Çünkü Dilruba..

Oy için “sabır yağmurlarının” altında ıslanan CHP’nin..

Ağzındaki baklayı çıkaran küfürbaz dervişiydi.

Faruk Arslan / Haber7

YORUMLAR 19 TÜMÜ
  • nizametdin 2 ay önce Şikayet Et
    bir hikayae bir insana bu kadarmi yakişir kutlarım sizi abi
    Cevapla
  • Ali Hoca 2 ay önce Şikayet Et
    Bu hakaretlere hedef olan vatandaşlar tazminat açıp maddi bakımdan bir müeyyidenin faydası olabilir diye düşünüyorum.Tabi buna öncülük eden birilerine de ihtiyaç var bunun için.
    Cevapla
  • Sefa 2 ay önce Şikayet Et
    Adamlar vazifesini yapıyor devlet ve adalet nerde anında neden gerekli ceza verilmiyor anında ceza verilse haddi bildirilse gör bakalım bu ve bunlar gibiler aynı hareket ve sözleri yapabiliyorlarmi....???
    Cevapla
  • Yavuz Selim 2 ay önce Şikayet Et
    Abi helal olsun çok güzel özetlemişsin
    Cevapla
  • Sakin 2 ay önce Şikayet Et
    Bazen bir sözle, binlerin tercümanı olursunuz. Ağzınıza sağlık...
    Cevapla