Kilit kıran
Türk Hava Kuvvetleri envanterinde hava gücü olarak muharip uçaklar, keşif ve kontrol uçakları, nakliye uçakları, helikopterler, eğitim uçakları ve İHA’lar yer alıyor.
Envanterdeki hava araçlarının yabancı menşei ABD, İsrail, İspanya, Endonezya, AB, Kanada, Fransa, Pakistan, İtalya, Güney Kore olarak öne çıkıyor.
Muharip uçaklarımızın menşei sadece ABD ve İsrail.
Savaş uçağı olarak ABD yapımı F-16’nın 4 versiyonu THK’nın kullanımında.. F-4 Phantom’lar ABD-İsrail ortak üretimi olarak Türkiye hangarlarında.. Bakımları ve lisanslamaları TUSAŞ tarafından yapılsa da, bu alanda Türkiye tek merkeze bağımlıydı..
Üstelik bu uçakların yazılım kilidi bulunuyor. Yani ana bilgisayar Türkiye’nin dışında..
KAAN’A NEFES
Türkiye’nin kendi milli muharip uçağı KAAN üretim aşamasında.. KAAN’ın seri üretimi için 3 yıllık bir takvim var THK’nın önünde. KAAN’ın yanı sıra; KIZILELMA, ANKA3 ve HÜRJET yerli ve milli imkanlarla üretilip Gök Vatan’la buluşturulacak..
Bu 4’lü takım sahaya çıkana kadar hem filoya dinamizm katması, hem teknoloji transferi hem de olası savaş tehdidine karşı caydırıcılık için zaruri bir hamle olarak yeni savaş uçakları ihtiyacı hasıl olmuştu..
Kısa vadedeki ihtiyaç için evveliyat yine ABD oldu. ABD’den F-35 harp uçağı tedariki süreci başlatıldı. ABD Başkanı Trump yeşil ışık yaksa da, Siyonist şebekenin sermaye gücüyle ağırlığını koyduğu ABD Kongresi’nin bu anlaşmayı reddedeceği sinyali alındı..
Hava gücünde salt ABD’ye bağımlı olunmadığının ispatı için aslında bu bir fırsattı..
ALTERNATİF AVRUPA
Alternatif olarak İngiltere-Almanya-İtalya-İspanya yapımı Eurofighter, Rusya’dan SU-35, Çin’den JH-7, J-10, J-11, Çin-Pakistan’dan JF-17, Fransa’dan Rafale, İran’dan HESA, Japon-ABD üretimi F-2, İsveç’in SAAB JAS-39 savaş uçakları vardı..
Rus ve Çin blokunun muharip uçaklarında NATO’ya uyum sıkıntısı bulunuyor..
Türkiye’nin ihtiyacı ve son dönemde ivmelenen Avrupa Birliği ile ilişkiler hususunda en cazip seçenek, Eurofighter olarak öne çıkıyordu..
İki yıldır süren görüşmeler sürekli Almanya engeline takılıyordu. Son düzlükte o engel de aşıldı..
Önceki gün Başkan Erdoğan ile İngiliz Başbakan’ın görüşmesinde varılan anlaşmaya göre Türkiye envanterine 44 adet Eurofighter savaş uçağının katılması kararlaştırıldı..
BİR İMZA BEŞ KAZANIM
Bu anlaşmayla 5 avantaj elde edildi:
1- Hava Kuvvetleri’nde ABD’nin tekeli kırılarak kaynak çeşitliliği oluşturuldu.. ABD’ye mecbur olmadığımız tescillendi. Son dönemde artan ABD-AB rekabetinde Türkiye’nin denge politikasına yeni bir halka eklendi..
2- Anlaşmanın muayyen maddeleri arasında jetlerin görev bilgisayarlarına müdahale yetkisinin Türkiye’ye verileceğine dair bilgi söz konusu.. Bu olursa Türkiye, 4 AB ülkesinin bilgi ve tecrübesinin ürünü olan Eurofighter’ın bütün operasyonel yazılımları üzerinde tam tasarruf imkanı bulacak. Yani kara kutuya erişim sağlanabilecek.. Teknoloji transferi açısından bu madde bariz şekilde Türkiye’yi yukarı taşıyacaktır.. Ayrıca KAAN’ın yazılımını geliştirme yönünden çok sayıda veri sağlanmış olacak..
3- Yerli mühimmatlar Eurofighter’a entegre edilebilecek.. Türkiye’de üretilen füzeler Eurofighter’dan ateşlenebilecek.. Havadan karaya veya denize atılan mühimmat ailesinde Türkiye’nin dünyada ilk 3’te yer aldığı göz önüne alındığında bu maddenin de çok kritik olduğu aşikar.. Eurofighter tedarikiyle THK envanterine ilk kez Aktif Faz Dizinli Radar’a (AESA) sahip uçakların girecek olması da cabası.
4- Eurofighter savaş uçaklarının 22 tanesi Katar ve Umman’ın filosundan çıkarak Türkiye’ye katılacak. İslam kardeşliği bir kez daha pekişecek.. Bir ülkenin envanterindeki savaş uçağını farklı ülkeye teslim etmesi çok zor bir ihtimaldir oysa ki.. Türkiye’nin İslami ülkeleri kucaklayıcı politikasının yansıması olarak Katar da Umman da bu projenin en hassas noktasında yer alarak Ankara’nın ihtiyacı olan jetlere, üretim safhasını beklemeksizin kavuşmasını sağlayacaklar.. Bu da doğrudan Erdoğan etkisidir..
5- Eurofighter tedariki için 10 milyar dolarlık maliyetli bir anlaşmanın Türkiye ve 4 Avrupa ülkesi arasında gerçekleşmesi, ticaret ve vize konusunda Avrupa Birliği’nin esnemesini sağlayacaktır.. 150 milyar avroluk Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) kapsamına Türkiye’nin alınmasının önü açılmıştır.. Avrupa’nın savunma ve güvenlik politikalarının sil baştan kurgulandığı bu dönemde Türkiye’ye ciddi şekilde alan açılmış oldu.. TUSAŞ’ın İspanya’ya HÜRJET eğitim uçağı ihraç edecek olması da ayrı bir parametre.
Bir anlaşmayla birçok kazanımı birden elde etmek, AK Parti iktidarının Türkiye’ye kazandırdığı bir gelenek olarak devam ediyor.. Her açıdan Türkiye’yi ufka baktıracak bu anlaşma inşallah hayırlı olur..
Faruk Arslan / Haber7
-
Mustafa Bozdemir 1 ay önce Şikayet EtDikkat çeken bir analiz...Tebrikler.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Barbar 1 ay önce Şikayet EtÖzellikle 2. madde gerçekleştiği halde büyk bir avantaj olacaktır, lakin bize böyle bir kıyak yapılacağını düşünmüyorumBeğen Toplam 2 beğeni
-
Polat 1 ay önce Şikayet EtEy maşaAllah hala anlamayan cahil kardeşlerimize Allah akıl fikir versinBeğen Toplam 3 beğeni
-
Abdullah ademoğlu 1 ay önce Şikayet EtRabbim bu millet,bu ümmet için çalışan, çarpışan ve gayret edenlere melek ordularıyla yardım eylesin, onları muzaffer ve muhafaza eylesin inşallahBeğen Toplam 10 beğeni
-
Derbeder 1 ay önce Şikayet EtABD ve İngiliz askeri korumalığını yapmaktan başka bir görevi olmayan ülke ve ordusunumu anlatmış oldun simdi sen bu millete ne selam ver nede selamını al bundan sonra TC yede milletinede faydan olmaz ne dostu nede kardeşi olabilirsinBeğen