Ağıtlar Coğrafyası'nın kaderi nasıl değişir?
GİRİŞ 26.01.2009
GÜNCELLEME 26.01.2009
YAZARLAR
Çinliler çok kızdıklarında, kötü söz anlamında kullanırlarmış: "İlginç zamanlarda yaşamanı dilerim" sözünü
Hun Akınlarından başını kaldıramayan Çinliler, biz Türklere çok mu kızdı bilinmez ama, gerçekten ilginç zamanlarda yaşıyoruz.
Ne kadar farkındayız bilmiyorum, ama aşklarımızdan, işimize, yaşamımızdan, eğlencemize kadar bizi saran iki kültürün esareti altındayız.
Evet, yaşam enerjimizi alıp, kaynar kazanda kaynatan bu ikili;Dram ve Arabesk kültürüdür.
“Bir daha asla” ile sonlanan aşk şarkıları, “Batsın Bu dünya” ile şekillenen yaşama bakış açısı, TV kültürümüzün vazgeçilmezi haline gelen “Dramatik dizi”ler ve kültürümüzün ana unsuru “yoksulluk”
***
Bir alaylama, aşağılanma yazısı değil bu. Yazıyı tersten okuyup yine can sıkıntısı yapmayın.
Hangi müziği dinliyorsanız, oraya aitsiniz. Müzik, ritmik bir aidiyetle taşır sizi mekanına. Bazen, içsel bir kurgu olur, bazen kahkahalarla dolu bir fırtına, bazende göz dolusu bir ağıt
Sinema perdeye yansıyan değildir aslında
Perdede oynayan sizsiniz
Bazen başrolünde, bazen yardımcı oyuncu rolünde... Ama izlediğiniz her sinema filminde kendiniz oynarsınız.
Her kitap, okurunu anlatır aslında
Macera tutkunuysanız, arkeoloji tarihiyle ilgilenmezsiniz
O halde arabesk ve dramı hayatının aynası gibi yaşatan bu kültür neden?
Yaşadığımız acıları dindirmek için mi? Oysa dramatize edilen acılar derinleşir
Küfredip, isyan etmek için mi kadere, dinlediğimiz arabesk ağıtlar
Tamamen paradoks
***
Oysa ne der Mevlana, “Dün dünle birlikte gitti cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım”
Yeni türküler dinlemek lazım, yeni şarkılarla coşmak lazım
Yeni filmler izlemek, yeni kahramanlar olmak lazım
Yeni kitaplar yazmak lazım; hayata, sevdaya, insanlığa dair
Bir daha gelmeyecek Fuzuli, Nesimi, Yunus, Nef’i
Gelmeyecek, eşsiz toprakların sahibi Moğol Hükümdarı Cengiz Han, Büyük İskender, Kanuni, Yavuz, Fatih
Gelmeyecek bir daha o zamanlar
Yazılmayacak “Leyla ile Mecnun”
O halde yazmak lazım değil mi yeniden
koşmak lazım değil mi? İleriye, ileriye
Oturup ağlamak niye?
Sızlanmak ne fayda getirmiş ki sızlanana?
***
“Esatirul evvelin”
Geçmişin tarihi başarılarıyla övünmek burada kaslın artık, şimdi yeni bir tarih yazmak vaktidir
Kaldırın Edirne’den Kars’ı gösteren şu haritayı ki, dünya haritası alsın yerini ve ufkumuz açılsın şöyle
“inna fetahna leke fethan mübine” hala okunuyor dillerde
“Doğ ey Güneş, erit taştan adamı” şarkısıyla yürüyelim
Şimdi yeni yerler görmek vaktidir
***
“Kalk Ey Yiğit Uykudan,
Kalk ki Bağrımda Nalan
Sensiz geçen günlerde
Dolaştım hep günlerce
” dizesiyle coşalım
Kanımızı kaynatan Mehterler çalsın yeniden, “Zafer Marşıyla” girelim insanlık şehrine
Mehter her vurduğunda sökülsün prangalarımız, sökülsün de kalkalım, doğrulalım ve çalışalım; ağlamak yerine
Ben Bosna’ya ağlamadım dostlar, Çeçenya’ya ağıt dökmedim, Osetya’ya sızlanmadım
Ben dağılmışlığımıza yandım, savrulmuşluğumuza içerledim ve “Allah’ın Yardımı Ne Zaman?” duasını hak etmediğimizi düşünerek dimdik ayakta durdum, ağıtlar coğrafyasının kaderi değişsin istiyorum artık
Ağıtlar yerine Mehterler çalsın, çoğaldıkça zafer duygusu içimizde büyüsün ve her inanmış adam aldığı her işi “adam gibi yapsın”
İşte kurtuluşumuz o zamandır
.
Fatih Bayhan Haber 7
YORUMLAR 3
-
Dursun 16 yıl önce Şikayet EtAcı ve mutluluk. Aslında biz hem acıyız hem mutluyuz.Ne acıdan kurtulabılırız nede mutlu olma hırsından. Ama yazar bi konuda haklı;artık durmanın yerimizde saymanın zamanı geçdi.Uyanma vakdi gelmişdir.Ama tabi Orhan Gencebay da dinleyelım Orhan hakalmazda.Batsın bu dünyada dinleyelım,halkalı şekeride dinleyelım.Yani kısacası bir tatlı bir acı budur bunun ilacı...Beğen
-
Mimiga 16 yıl önce Şikayet Et"ve kurut taşları diken elleri". Kendimi bile kurtarmaktan acizken sık sık dinlerim, Reşit Muhtar Yiğit Akıncı, Zindandan Mehmed'e Mektuplar, Sabır Savaş Zafer.. Ve yine acizken ezberledim Bosna Hersek milli marşını. O zaman da acizdim ama heyecanım da vardı. Şimdi sadece acziyet kaldı. Eski müziklerimi de dinlerim aynı filmleri de izlerim. Keşke müziklerim gibi heyecanlarım ve bir şeyler yapma çabam da kalabilseydi. Kurutamadım taşları diken elleri...Beğen
-
Ahmet Özçelik 16 yıl önce Şikayet EtGüzel Bir Yazı. Çalışanlarımızın yaşadığı "pazartesi sendromu" na inat güzel bir yazı. Ellerin dert görmesin kardeşim. Herkes işini yapacak, çalışacak, çalışacak. Tabi çoğu insanımızın unuttuğu değerleri de göz önüne alarak. "Neymiş o?" diye soran olursa "doğruluk" derim, başka birşey demem. Maalesef cemiyetimizde bu değeri kaybetmek üzereyiz. Ne doğruluk, ne de hakkaniyet, hakgetire!Beğen