Türk siyasetini canlandırma formülü
Türk siyasetinin canlanma formülünü açıklıyorum!
Yazının ana fikrini en baştan yazayım, kısa yoldan yazının başlığına takılıp köşeyi tıklayan okuyucuya kolaylık olsun. Bu yazıda “tıkandığı” söylenen, “yeni yüz” arayan Türk siyasetine bulduğum formül masaya yatırılmıştır.
Halkımız madem eskilerden medet umuyor
Madem eskilerde siyasete yeniden girmek, belirleyici olmak istiyor.
Hepsinin işini kolaylaştırayım dedim
Lütfen dikkatle okuyunuz
Reçetesiz kullanmayınız
Evet, bu yazıda kısaca, can çekişen Türk siyaseti için müthiş öneriler yer almaktadır.
a- DP’nin Başına Demirel gelmeli : Merkez Sağ’da boşluk yoktur ama, Merkez Sağ’da “Demirel olmadan kimse bir şey yapamaz” diye bir teoriye iman etmiş Cindoruk’u Demokrat Parti’nin başına getirmek yanlış olacaktır. Hem kimdir ki Cindoruk? Ne etkisi olacak, benim size daha süper bir önerim var. Evet, bizzat Sayın Demirel o partinin başına geçmelidir
Cindoruk gençse, Demirel daha 20’lik delikanlıdır O gelirse eğer yaklaşık 7 yıldır ahırdan çıkamayan, seyislerin dahi tımarı unuttuğu Kırat’ı şahlandırır. Yanisi şudur ki, siyaset canlansın diyorsanız Demirel DP’nin başına gelsin diye dua etmelisiniz.
Demirel DP’nin başına gelirse ne olur? Birkaç uyanık siyasetçinin kapatılan DYP’yi resmen yeniden açması da anlamını yitirmiş olur ve DYP yeniden kapatılır. Siyaset renklenir. E, siz madem Güniz sokaktan çıkmıyor, sürekli oradan işaret bekliyorsunuz, o halde Güniz sokaktakini çıkartıp Anadolu yollarına tekrar dökelim. Zaten evde sevecek torunu da yok, memleketin çocuklarını sevsin, oy istesin.
b- Saadet’in başına Erbakan gelmeli: Demirel gelirde onun sınıf arkadaşı ve Türk siyasetinin Hocası Erbakan Hocamız geri durur mu? Bence onun da Saadet’in başına getirilmesi lazım. “Aziz ve muhterem kardeşlerim” diye söze başlamayalı hayli zaman oldu.
Sıcak ve sempatik Hocayla Türk siyaseti müthiş renklenir, hareketlenir. Zaten kendiside siyasi affa uğradı, heyecanı yüksek, tekrar dönmek için can atıyor Madem “Mücahit Erbakan” demeye devam ediyorsunuz, “Hoca dünya lideri” diyorsunuz, haydi onu da getirelim siyasete
c- Rahşan DSP’nin başına gelmeli: Ecevit’i mezardan getirecek halimiz yok. Zira bu halk mezardakine henüz oy verebileceğini göstermedi. Ama onunda çaresi var. Madem kendisi yok, eşini, yani “derin DSP”yi partinin başına getirelim. Yeniden güvercin uçsun, Ak Güvercin sandık patlaması yapsın. Boş yere adam aramayın, zaten o kadar parası bulunan partiyi de başkasına bırakacak değiliz
d- CHP’nin başında Baykal kalsın : Bu kadar eskiyen yüzü yeniden parlatmışken CHP’ye de kalkıp hepsi rahmetli olan İsmet veya Erdal İnönü’yü getirecek değiliz ya. Hazır Sayın Baykal’da aynı yaş grubundayken CHP’de Baykal’ın kalması taraftarıyım. Evet, CHP’siz bir Baykal, Baykalsız bir CHP düşünülemez. Düşünen olursa PM kararıyla ilk celsede “atarız” En iyi çalışan birimimiz disiplin işleridir
e- MHP’nin başına Türkeş gelsin: Törelerimize göre miras ve varise saygı diye bir hak vardır. Yani ölüm hak, miras helaldir. O halde geleneğimize göre Alparslan Türkeş vefat ettiği için MHP’nin başına oğlu Tuğrul Türkeş’i getirmeliyiz ki adalet yerini bulsun. MHP tabanı da hazır olan sloganları kullansın: “Başbuğ Türkeş”
en azından “Başbuğ Bahçeli” demekten daha kolay. Hem “babasına bak, oğluna oy ver” der, eski günlerdeki gibi yaşarız
f- ANAP’ın başına Ahmet Özal getirilsin: MHP’ye Tuğrul Bey gelirde ANAP’a da gidip yabancı birini arayacak halimiz yok. Hem yıllarca Özal rahmetlinin mirasından yiyen haşarı çocuk Mesut Yılmaz’ın ANAP nasıl erittiğini görmediniz mi?
Bunun da tek çaresi vardı ama kimse söylemeye cesaret edemedi. Evet, rahmetlinin oğlu Ahmet Özal Soyadı Özal bir defa. Al benisi var Şimdi ben doğal olarak ANAP’ın da başına Ahmet Özal’ı öneriyorum. ANAP böylece hazır eski logoya da dönüş yapmışken Özal rahmetlinin oğluyla da yoluna devam etmelidir
***
Sevgili vatandaşlarım, yaşı otuzu aşmış, hayatının 20’si ile 30’u arasında; Özal, Demirel, İnönü, Baykal, Erbakan, Ecevit ve Baykal’ı tanımış, siyasete kulak kabartan bir gazeteci olarak sizin alışkanlıkları ne zor bıraktığınızı hesaba kattım ve yeni dönem tıkanan siyasete çözüm olarak eskileri önerdim
***
Yine “ton ton Özal”ınızı olacak, “Badem Bıyıklı Erbakan’ınız”, “gelip gitmeye alışmış, polemik ustası Demirel’iniz olacak, hasta da olsa devleti hastanede idare etme becerisi göstermiş Ecevit’iniz yerine aynı ölçülerde Rahşanınız olacak
Ve sizi yeni sloganlar bulmak mecburiyetinden de kurtarmış olacağım
“Başbuğ Türkeş” demeye devam edeceksiniz
“Mücahit Erbakan” demekten yine zevk alacaksınız
“Tonton Özal” demek sizi yine heyecanlandıracak
“Limon gibi sıkarım diyen bir Baykal”ınız olacak
Ve en önemlisi, yine şapkasıyla, dıdıklarıyla, polemikleriyle Demirel’iniz olacak; “verdimse ben verdim” diyecek, aile fotoğrafına yeni bankerleri koyacak
***
Ey Halkım,
Yeniliklere karşı gösterdiğiniz direncin farkındayım ,
Bu yüzden alışkanlıklarınızı bozmayın sakın .
Güniz sokağa gitmeye devam edin
Çareyi oralarda aramaya devam edin
Tamam, “eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı” der atalar ama, atalarımızda her zaman doğru söylemez ki canım
***
Boş verin siz yenilikleri, yeni isimleri Alışanadek zaman geçer
İşinize bakın, eski günlerdeki gibi
Bazı sözler, cümleler değişebilir Ama Liderler değişir mi canım ?
Fatih BAYHAN / Haber 7
bayhanfatih@mynet.com
-
kenan öz 16 yıl önce Şikayet Et:)). Laf konuştu Fatih Bayhan. Gel bize bazı bazı :)) Dam üstünde saksağan, Gel bize bazı bazı :)) .... Bu saydığın isimlerin Fikirlerini de yazsaydın. O zaman hangisi gerekli ortaya çıkardı. Ama yazamazsın ki, senin gibilerin işi fikir değil, kişiler..Beğen
-
Umut Can 16 yıl önce Şikayet EtÇok yazık. "Yeniliklere karşı gösterdiğiniz direncin farkındayım" Halkı cahil yerine koymayın farklı bir tarzı ve Bayhan. Jakoben anlayışlar halkı cahil yerine koyduğunda nasıl tepki gösteriliyorsa aynı şekilde muhafazakar cephenin içinde yer alan (takıntılı) ve kendini entellektüel olarak pazarlamaya çalışanlara da aynı tepki gösterilmeli.Beğen
-
mehmet coşkun 16 yıl önce Şikayet Etve sen ey YAZARCIK. saçmalamakta bu kadar öteye giden yazar oluyorsa ne diyelim türkiyem neden bu halde anlaşılıyor. sen kimsin ne ilmin var da hocaya laf atıyorsun. üzerinde 16 adet patent var mı? islam dünyasında saygınlığın varmı? sen ne biçim bi adamsın anlatsana seni dinleyelim. CEMAATÇİLER ÖZAL şöyleydi böyleydi. ölmüş adam arkasından konuşturacaksınız ama özal da sizin gibi AMERİKAN uşağı çok yönlü politikacı idi. islam birliğini hiçbir zaman istemedi. SİZİN GİBİ ayrıca haber7 yeter artık ne istiyorsunuz erbakan hocadanBeğen
-
mehmet coşkun 16 yıl önce Şikayet EtCEVAP VERİN "ERKEK OLAN". "Yürüdüğün yoldan ve üslûbundan eminsen, köpeğe hoşt demeye bile gönül düşürmeyeceksin" şiarında olan benim için, kutsallara küfredilirken susup da, cemaatleri eleştirilince yakası açılmadık küfürlere sıvanan cemaatçi çocukcağızlara kızmam küçüklük olur zâten. Ama soruyu tekrarlayayım: "Eleştiriye bu kadar tahammülsüz olan bir topluluğun hoşgörüsü sadece kendilerine faydası dokunacaklar için geçerliyse, Ergenekon vâveylâsının bir demokrasi mücadelesi olduğuna ben nasıl inanayım?"Beğen
-
mehmet coşkun 16 yıl önce Şikayet EtHocaya laf atan cemaatçiler 2. Ergenekon yapılanmasıyla olan ilişkilerini çarşaf çarşaf yayımladıkları Prof. Dr. Erol Manisalı, Emin Gürses gibi şahsiyetleri yerden yere vuran cemaatin kalemlerinden birisi, meselâ Bülent Korucu çıkıp, "Evet bu isimlerin karanlık ve baskıcı yanlarını ortaya koyuyoruz. Fakat, Samanyolu televizyonunu bu isimlere sonuna kadar açarken, cemaatin ekranlarında bu isimlere program yaptırırken bizler de hatalı idik. Bu konuda Türk halkına bir özür borcumuz var" şeklinde bir açıklamada bulunsa ne güzel olur!Beğen