Brüksel Parlamentosuna 2 bin 851 tercihli oy ile milletvekili seçilen Mahinur Özdemir’in “Başı örtülü” bir şekilde yemin ederek görevine başlamasını izlerken en çok Ecevit’i hatırladım.

Kürsü işgalini, TBMM’de çıkan o kaotik tartışmayı ve kolundan çekilerek meclis genel kurulundan atılan Merve Kavakçı’yı düşündüm.

Bize hep “güneş doğudan yükselir” diye öğrettiler ama “gerçekler nedense Batı’dan yükseliyor” sonra bize ulaşıyor.

Yemin töreni bitince bekledim ki kürsü işgal edilsin, vekiller ayağa kalksın, bağrışmalar, itişmeler kakışmalar olsun.

Nerdeee? Millet oturmuş bir de alkışlıyor. Yetmezmiş gibi Mahinur “en genç vekil” sıfatını taşıdığı için birde katip üye olarak görev yapmasın mı?

“Ey Brüksel! Bakın irtica gelir, laiklik elden gider, siz ne yapıyorsunuz.” diyecek Belçikalı Ecevit’i aradı gözlerim.

Ama Belçika’dan bir Ecevit çıkmadı.

Yani sizin anlayacağınız koskoca Belçika bir Ecevit kadar olamadı (!!)

***

Yazıyı yazdığım saatler henüz Belçika’dan, Brüksel parlamentosundan bir tepki eylemi haberi gelmedi.

Sokağa çıkıp kimse “Go Home Türk” diye pankart asmadı, “Laiklik elden gidiyor” diye muhalefet partilerinden bir basın açıklaması bile yapılmadı.

O halde durum aynen şudur:

Başörtüsü Türkiye parlamentosuna girerse “irtica”ya yol açarken, Brüksel Parlamentosunda “demokratik, laik cumhuriyet’in“ delili sayılıyor.

Türkiye “başörtü” krizini hala aşamamışken, Brüksel’den “çıt” çıkmıyor ve Brüksel’de hükümeti oluşturacak olan üç parti; Sosyalistler, Yeşiller ve Hıristiyan Demokratlar bu konuda "ortak sesle" hareket ederek böyle bir yasağa karşı çıkıyorlar. 

***

Belçika aslında küçük bir ülke, yani sadece Ankara kadar nüfusu var. Ancak insan hakları, etnik farklılıklar gibi konularda tarihselliğinde etkisiyle oldukça çeşitliliğe sahip.

Mesela resmi dili üç tanedir. Flamanca, Fransızca ve Almanca. Ancak Türkçe’nin de resmi dil olma noktasında olduğunu belirtmekte fayda var.

“Şimdi de Belçika’yı mı övüyorsunuz?” diye eleştiriler gelebilir, kimseyi övdüğümüz, yerdiğimiz bir durum yok ortada. Yaptığımız bir durum tespitinden başka bir şey değil.

Ama diyeceksiniz ki bu Belçika zaten kurulurken 9 ilin Hollanda’ya başkaldırısıyla kuruldu. Yani 9 il, 9 farklı grup. Evet, bu yüzden Belçika’nın armasında “Birlikten güç oluşur” sembolü var. Bu birlik 1831'de 9 ilin birleşmesinde başarılı oldu ve bu dokuz ilin arması ülkenin arma levhasında temsil edildi.

Belçika bu tarihsel işbirliği unutmadı, hatta bakın sanal alemdeki devlet kısaltmalarında bile her ülkenin bir tane kısaltması varken Belçika’nın ülkesinde yaşayan diğer etnik mensubiyetler adına da kısaltmaları alarak tescilini yaptırdı.

internet sitelerinde Belçika için ".be" olan alan adı kısaltmasını 2009 yılından itibaren Flamanlar için ".fla", ".vla" ya da ".vln" şeklinde tescil ettirdi.

***

Şimdi de ülkesinde yaşayan Müslümanlar’ın Brüksel Parlamentosu’nda temsiline imkan sağlayan bir adım attı. Hem de nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelere de örnek olacak şekilde.

Mahinur Özdemir isimli Türk-Müslüman kızı başındaki örtüsüyle parlamentoya girdi ve görevine başladı.

Bunun Belçika’da bir sorun olarak algılanmadığını gördük.

Hem de bu Müslüman milletvekili bir Hristiyan Parti’nin üyesi olarak girdi parlamentoya.

Fotoğrafı nasıl okumalı sizce?

Türkiye bu olgunluğa erişemedi şeklinde mi? Yoksa Brüksel’in yeni oyunu şeklinde mi?

Evet, bir tarafta Merve Kavakçı’ya yemin ettirmeyip hanesine baskın düzenleyen jakoben anlayış, diğer tarafta Mahinur Manzarası.
İzahı mümkün mü?

Fatih BAYHAN – Haber 7
bayhanfatih@mynet.com