Fatih Bayhan
Fatih Bayhan
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ahmet Türk’ün ‘Şahin Ahmet’e dönüşme hikayesi

GİRİŞ 07.10.2011 GÜNCELLEME 07.10.2011 YAZARLAR

Soyadındaki “Türk” adı her anıldığında “bağırıyordu” sanki. Kendisi Kürt, ailesi Kürt, ama soyadı “Türk”…

Onu hep “makul” çizginin erbabı olarak gördük.

Kürtçe aksanı hiç kimseyi rahatsız etmedi, en sert ifadeleri bile sakin ve yumuşak bir tonda söyler, “Ahmet Türk Aksanı”nda eritirdi.

Onu her ekranda her gördüğümde doğu’nun aşiret geleneğinin hala devam ettiği hissi sarardı nedense.

En sert parti eylemlerinde görünmekten kaçınırdı…

En sert bildirilerde adı anılmazdı…

Ne zaman Kürt siyasetinden bir temsilci aransa adı ilk akla gelen hep o oldu.

Tartışma programlarının koşulsuz davetlisiydi.

Partisi kapatılıp “yeniden” başlangıçlar için adım atıldığında onu hep önde gördük. Belki de onun bu munis ve makul tonu Kürt siyasetini sürdürenler için “kurtuluş” gibiydi.

Sakin modu bir imaj değil, esas haliydi.

Doğu’nun hangi iline ziyarete gitse “taş atılan eylemler” değil, miting ve ziyaretlerle haber olurdu.

Kürt politikasında önde görünen “şahin” sınıfında kim varsa onun olduğu ortamda “serçeye” dönüşür, kanat çırpardı.

Fransa, Suriye, İran, Irak, Kuzey Irak’tan PKK için “sessizlik” tercih edilirken, o hep konuşurdu…

Önceki gün Ahmet Türk’ün “İmralı’ya yürüyün” çağrısını okuyunca Ahmet Türk’e ait ne varsa hepsi yer ile yeksan oldu.

O munis adam gitmiş, yerine çatışmayı körükleyen başka biri gelmişti sanki…

Dede olup torunlarıyla oynaması beklenirken; sokaklarda taş atan, lastik yakıp, cam kıran, gördüğü her şeye zarar veren saf ve masum çocuklara emir verir veriyordu sanki…

Fransa “PKK ile aranıza mesafe koyun” derken,

İran, PKK ve PJAK bağlantısını deşifre edip, Türkiye’yle ortak hareket ederken,

Kuzey Irak’tan “PKK artık silah bırakmalı” açıklamaları yükselirken,

Suriye, PKK desteğini kesip, ülkesindeki PKK’lıları teslim ederken,

Şahinleri serçeye çeviren Ahmet Türk, bizzat kendisi “şahin”e dönüştü…

Doğu vilayetlerine yaptığı tüm ziyaretleri eylemlerle anılır oldu…

Terörle ve teröristle arasındaki mesafeyi kaldırdı…

Demokrasi, özgürlük mücadelesi “eyalet, özerklik” mücadelesine dönüştü.

Devletin itibar ettiği isim olmak yerine, sokakta eylemcilerle mesaj vermeye başladı.

“Abi” olarak önde yürüme cesaretini, Türkiye’den ayrı bir ülke kurma eylemine dönüştürecek “kongre” başkanlığına çekti.

Şimdi Ahmet’in, Türklükten Türkiyeliliğe, oradan Kürt ve Kürdistan’a dönüşme adımını izliyoruz.

Bu seyir ülkedeki kimlik dönüşümününde hikayesidir.

Ve görüyoruz ki bugüne kadar izlediğimiz Ahmet Türk görüntüsü sadece bir “film Kurgusu”ndan ibaretmiş. Şimdi sahnelerde izlediğimiz “Ben şahsen bizzat kendim” filminden başka bir şey değil…

 

 

Steve Jobs’a vefa

Bu satırları yazabildiğim bilgisayar deneyimini 1990’da Macintosh’le kazanmıştım. Isırılmış bir elma logosuyla hafızalara kazınan Mac, eğer Jobs gibi bir dahinin elinde olmasaydı bugün dünya bilgisayar teknolojisinde elde ettiği bir çok kazanıma sahip olamayacaktı.

Jobs’un dünya tarihine katkısı şüphesiz ama birde kişisel tarihlerimiz var. Buda benim Steve jobs kişisel tarihimdir…

İlk bilgisayarım…

İlk yazı deneyimim…

İlk gazete deneyimim…

İlk dergi deneyimim…

İlk tasarım deneyimim…

İlk bilgisayar oyunum…

Steve jobs’un ölümü üzerine kurduğum tarih filminde gördüm ki Jobs hayatımızda kalıcı izler bırakmış. Önceki gün hayata gözlerini kapattı. Ne çok işler yapmışsın Jobs, bir hayal gibi girmiştin dünyamıza, şimdi bir hayal oldun, ama geride kalıcı izler bıraktın… Dünya seni hep iyi işler yapan adam olarak anacak…

Ne okuldan kaçmalarını, ne okulda patlattığın ses bombalarını, ne meyveye olan düşkünlüğün, ne ortamı kırıp geçiren şakaların hatırlanacak. İşte geride bıraktığın ıpad, apple seni en iyi anlatan eserler oldu…

Fatih Bayhan – Haber7
bayhan.f@gmail.com
info@fatihbayhan.com.tr
www.fatihbayhan.com.tr

YORUMLAR 6 TÜMÜ
  • darbeleredurde 14 yıl önce Şikayet Et
    köşe yazarları. güvercin-şahin edebiyatı yaparken,yok efendim karayılanı,imralıdaki baş çiyanı şiddet karşıtı,f.hüseyini şiddet yanlısı eli kanlı cellat gibi lanse ederlerken hep uyardık.bunların birbirinden farkı olmadığını,iyi polis-kötü polis oyunu oynadıklarını yüksek sesle dillendirdik. bu oyunla murad edilen ölümü gösterip sıtmaya razı etmekti.köşe yazarları gocaman adamlar,bol mürekkep yalamışlar ama bazen alaylılar kadar bile firaset ve basirete sahip olamayabiliyorlar !
    Cevapla
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    Tanzimat aydınlarından da beterler.. Kürtçüler uzunca bir süre hem sosyalist,hem sosyal demokrat,hem muhafazakar,hem islamcı,hem klasik sağcı,hem de liberal aydınlarımızı çok kolaylıkla kullandılar.Onları istedikleri gibi kullandırdılar,yönlendirdiler,konuşturdular. Bizimkiler Kürtçülerin yanında çok toylar,ağızları süt kokuyor.Bu saflıklarıyla Kürtçü aydınlarla başa çıkmaları kesinlikle mümkün değil.Üç aylık askere silah verip kaşarlanmış teröristin karşısına çıkarmak ne anlama geliyorsa,bu saftirik aydınları da Kürtçü aydınların karşısına çıkarmak aynı anlama gelir. Defalarca kandırılmalarına,aldatılmalarına,çocuk yerine konmalarına rağmen bazıları hala saflıklarına devam ediyor ve her iki tarafta silah bıraksın,KCK'lılar serbest bırakılsın,teröristler affedilsin,demokratik özerklik kabul edilsin,bebek katili cezasını evinde çeksin,anadilde eğitim ve öğretime geçilerek IRKSAL OKULLAR açılsın diyebiliyorlar. Bunlar aptallık sınırını çoktan aşıp ihanet kapısından girmiş durumdalar.
    Cevapla
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    A.Türk değişmedi, aydınlarının aklı başına yeni geldi.. Türk milletinde sürü psikolojisi çok belirgindir. Birileri bir şey yapınca diğerleri de aynı şeyi yaparlar,birileri bir şey söyleyince diğerleri de aynı şeyleri söylerler. Entel delinin biri çıktı Ahmet Türk güvercindir,ılımlıdır dedi.Sonra o deliyi başka bir deli takip etti.Sonra halkalar birbirine eklene eklene ortaya kocaman bir zincir çıktı.Sonra o zinciri alıp Türk milletinin beynine vurdular.Bu kez de zincire vurulan Türk halkı başladı:Ahmet Türk çoh eyi bir adamdır,çok ılımlıdır,güvercindir,serçedir,pamuk gibidir... En başından beri Ahmet Türk'ün tıpkı diğer Kürtçüler gibi çok aşırı bir Kürtçü olduğunu söyledik.Sürüye katılanları uyarmaya çalıştıkça bize önyargılı ve faşist dediler. Alsınlar şimdi o önyargıyı ve faşisti neresi müsaitse oraya koysunlar. Entel dantellikle,açılım saçılım fantazileriyle,liboşlukla hayatın gerçekleri vakti zamanı gelince işte böyle çok şiddetli bir şekilde çatışır. Netice: Ahmet Türk dün neyse bugün de,Değişen A.Türk değil Türk aydınları
    Cevapla
  • fituna 14 yıl önce Şikayet Et
    Senaryo gereğince.... Yazılan senaryo da Ahmet Türk'e bir görev verilmişti;"Sakin görünümlü Bilge adam." belirli bir süre o rolün gereğini yerine getirdi.Yeni sezon da ise yeni görev "Agrasif'lik." Adamcağız ne yapsın birileri eline bir senaryo tutuşturuyor,bu rolü oynayacaksın diyor,o da rolünü oynuyor. Ama bu Filim iş yapmaz ve vizyondan kaldırırlar.
    Cevapla
  • mesut çakıroğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    çözüm. hep diyorlarya 90 lı yıllara dönüyoruz diye unutmayın şuan Tayyip Erdoğan 0 yıllaradan daha güçlü ama bu gürüh bunu hep kazadık aldık tavizleriyle mevzi kazandık diyor ve bizleri çok rahatsız ediyor artık o klasik Türk kürt et tırnak edebiyatını da unuttuk ötekileştik onların içinde de uyaran itidal tavsiye eden yok gibi ve işin sonucunda net söylüyorum en büyük zararı yine kürtler görecek böyle biline artık sokaktaki sıradan vatandaşın sabrı zorlanıyor
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle