Türkiye'de Kiliseler açılsın!
İslam dünyasında inananların ya da inanmış gibi görünenlerin iktidarı çoğalırken batı dünyasında ise dinin mabetlere ya da evlere hapsedilmesini isteyenlerin tarafı iktidarı ele geçiyor.
Gerçi doğrudan kimse dine karşı çıkmıyor ama gerek laikliğin katı bir şekilde uygulanmasını ya da ifade özgürlüğü adı altında din karşıtlığını körüklüyorlar ama sonuçta oyunu kuralına göre oynuyorlar.
Bizler ister bu oyuna seyirci kalabilir ya da aktörleri olabiliriz. Avrupa'ya ilk gelen Türkler her zaman kısa vadeli düşündüler. 3-5 kuruş biriktirdikten sonra döneceklerdi.
Bu yüzden Camiler gereksizdi. Ama zaman uzayınca Cami ihtiyacı hissedilir hale geldi. O dönemde diyanetin bile umursamadığı dönemde Milli Görüş hareketi Camiler açmada öncü kuruluş oldu. Daha sonra da diğer kurumlar yarışa katıldı.
İlk günlerin Camisine Cami demek için binbir şahit gerekiyor. Bodrum katlarında, harebe fabrikalarda, şehirlerden uzak sanayi bölgelerinde Cami denen yapılar açılmaya başlandı. Zaman ilerledikçe, Müslümanların sayısı arttıkça ihtiyaçlar da artmaya başladı.
Bir taraftan oy kaygısı taşıyan, diğer taraftan vicdanının sesini dinleyen belediye başkanları gerçek Camilere izin vermeye başladılar.
Almanya bu konuda biraz daha özgürlükçü davranırken Fransa mimari açıdan büyük kısıtlamalar getirdi. İlk başta minareler kesinlikle yasaklandı.
Avrupa'da yaşayan bir Müslüman olarak Ezan okunmadıkça, minarelerin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Oraya harcanacak paranın Cami içinde yatırıma kullanılması daha mantıklı. Ancak şöyle bir durum da var. Minaresi olmayan bir Cami diğer binalardan hiçbir farkı olmuyor. Minare bir sembol haline geliyor.
Durum böyle olunca da karşıtlar minareyi kullanarak halkı korkutmaya çalışıyor. Kiliseler yok olacak, minarelerin şehri kaplayacak tarzında kampanyalar yürütüyorlar. Bu kampanyadan korkan belediye başkanları da minareye izin vermiyor. Hatta bir yerde ikinci kat için asansör zorunluluğu getiren belediye dışarıdan yapılan ve Türklerin üstün zekâlarını kullanarak minareye benzettiği duvarları yeniden yıktırmıştı.
Son yıllarda belediye başkanları 3'e bölündü. Bir tarafta belediyenin maddi yardımıyla Cami yapılmasını sağlayan başkanlar, diğer tarafta Müslümanların kendi imkânları ile Cami yapmasına karışmayan başkanlar ve her şekilde Camiyi engelleyen uyuzlar.
Cami yapılmasına karşı çıkan vatandaşlar savunmalarında Müslüman ülkelerde kiliselerin yasak olduğunu iddia ediyorlar.
Bunun gerçek olduğunu kabul etmek zorundayız. Her ülke Türkiye gibi değil. Bugün Suudi Arabistan'da, Kuzey Afrika'da Golf ülkelerinde Kilise açmak hemen hemen imkânsız. Ama aynı petrol zengini ülkeler Asya'dan getirdikleri insanları köle gibi çalıştırmaya devam ediyorlar. Bu insanların çoğu Hıristiyan ama dinlerini yaşayamıyorlar.
İsveç'te ilk defa bir Camide minareden ezan okundu. Şimdi yıllardır Avrupa'da Cami açanlar, Türkiye'de Kilise açıldığında neden vatan hainliği diye lanse ediyorlar? Avrupa'da ilk Cami açılışına öncü olan Milli Görüşçüler Türkiye'de Kilise açılınca neden yaygara koparıyor?
Bizler Avrupa'da Camiler açabiliyorsak, onlarda Türkiye'de Kilise açabilmeliler. Ancak şunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Avrupa'da yaşayan Müslüman sayısı, İslam ülkesinde yaşayan Hıristiyanlardan kat kat daha çok.
Diğer yandan karşılıklı anlaşmadan yanayım. Eğer İsveç hem minareye hem de ezana izin veriyorsa Türkiye'de İsveçlilere bu hakkı tanımalı. Onlarla kültürel ve dini ortaklık imzalamalı. Böyle o ülkelerde aşırılara karşı elleri daha güçlü olur.
Mimari kısıtlamalarda karşılıklı olmalı. Bir ülke bizden sade bir bina yapmamıza izin veriliyorsa, Türkiye de aynı şekilde tam Kiliseye benzeyen yapıya izin verilmemeli.
Longwy'de yapılacak bir cami
Elbet birileri öyle şey olur mu biz kilise istemiyoruz diyecek, birileri de bu ne saçmalık özgürlükler karşılıklı olamaz diyecek.
Ama maalesef öyle olmak zorunda. Geçtiğimiz aylarda Fransa'da bir belediye başkanı “Şehrinde Müslümanların azınlıkta olduğu ve komşu şehirde başka bir Caminin olduğu gerekçesiyle” şehrin tek Camisini kapattı.
Peki bu durumları neyle izah edeceğiz? Türkiye'ye gelip Kiliseler açın diyenler bu tür olaylar karşısında niye sessiz?
Tamam biz açmaya hazırız peki siz hazır mısınız? Talebe göre hareket edelim. Avrupa'da yaşayan Müslümanlar Cami diye bodrumlarda fare yerine konuyor. 10 kişi namaz kılacak 3 kişilik yerler var. Ayrıca sadece Cami olarak değil hafta sonları dini eğitim de var. Ama sınıf yok, oyun alanı yok.
Strasbourg'ta bir Arap camii
Strasbourg sınırında Almanya'nın Kehl şehrinde bir Türk camii
O halde biz diyoruz ki tamam Türkiye'de Kiliseler açalım, siz de laiklik adına Camilere yasak koymayı bırakın, herkes özgürce ibadet edebilsin.
Ama biz biliyoruz ki Avrupa'da açılacak Cami sayısı Kiliseleri bine katlayacağı için pek oralı olamayacaklar. Fakat işte biz oyunun aktörü olacağız, seyircisi değil.
Fatih Karakaya - Haber7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya
-
Ibrahim 7 yıl önce Şikayet EtDinde ameller bana göre değil, şaşmaz kaynaklara göre şekillenir. Yazılarınızı yazmadan önce fıkhi araştırma yapmanızı tavsiye ederim.Beğen