Polis köpeği ısırdı!
Yani deniyordu ki olay sıradan, her gün yaşanıyorsa haber olmaz ama çok alışılmadık bir şeyse hemen haber olur. Durum böyle olunca ve haber değeri olmayan olaylar yaşanınca ona haber değeri katmak vacip olur!
Sizlere bu köşeden Fransa'da olan olayları yansıtıyorum. Gönül istiyor ki güzel şeyler yazalım. Ama maalesef bize o fırsatı vermiyorlar ve her geçen gün yeni olumsuzluklar karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan da sürekli Türkiye'yi eleştiren batı medyasına karşı kendi kapınızı temizleyin mesajı vermek istiyorum.
Tabii buralardan kaçıp memlekete dönmek de bir çözüm. Ama bu en kolay ve bencil bir çözüm. Kalmak, mücadele etmek, dönemeyecekleri yalnız bırakmamak var. Biz de elimizden geldiğince güzel olanı tebrik edip, olumsuzlukları da yansıtmaya devam edeceğiz.
Her seferinde hatırlattığımız gibi Fransa'da uygulanmak istenen katı bir laiklik var. Ve her geçen gün bu laikliğe yeni kurallar ekleniyor. Bunun için de önce kamuoyunun zihnini karıştıracak açıklamalar yapılıyor. Ortaya çıkan polemik öyle yönlendiriliyor ki insanların Müslümanlardan bir kez daha nefret etmesi sağlanıyor.
Şimdi tartışmalar laikliğin özel şirketlerde uygulanıp uygulanamayacağı. Sağ partiden bir milletvekili 3 yaşında çocukların “acı” durumunu meclise taşıyordu. Diyordu ki bu milletvekili (Eric Cioti): “laikliğimiz büyük tehlikede. Eğer bir şey yapmazsak laiklik kalmayacak. Müslüman veliler kreşe giden 3 yaşında ki çocuklarının öğle uykusundan kaldırılıp namaz kıldırılmasını talep ediyor!”.
Yani Müslüman veliler, Müslüman olmayan kreş çalışanlarına diyormuş ki: “ benim 3 yaşında çocuğumu öyle uykusundan kaldır namaz kılacak, ben orada yokum ama sen bunu yapacaksın!”
İnanın şaka değil, dalga falan da geçmiyorum. Nasıl daha önce yine bir milletvekili Ramazanın okul tatillerine gelmesine rağmen “Müslüman öğrenciler Ramazan gerekçesiyle Fransız öğrencilerin elinden simidini alıyor” diye iftira ettiyse bu da iftira atarak 3 yaşında ki çocuklara veliler namaz dayatıyor yalanı ortaya atıyor.
Bu yalanla yeni yasada hiçbir şekilde okullarda, kreşlerde ve hatta şirketlerde dini sembol olmayacak dayatması yapacaklardı. Sağduyulu bazı milletvekilleri sayesinde yasa rafa kaldırıldı. Gerçi hala evde çalışan resmi çocuk bakıcıları için başörtüsü yasağı getirilmesi gündemini yitirmiş değil.
İşte böyle bir ortamda geçtiğimiz gün Polis peçeli bir kadına kimlik kontrolü yapmak için durdurdu. Özgürlük ülkesi Fransa'da yaşama tarzına müdahale var ve peçeli olmak yasak. Polis durdurup kimlik kontrolü yapıyor ve para cezası kesiyor. Kabul etmezseniz karakola götürüyor ve mahkeme süreci başlıyor.
Müslümanların yoğun yaşadığı Paris'in semtlerinden Argenteuil'de ise son haftalarda Müslümanlara saldırı üstüne saldırı oluyor. Polis kimlik kontrolü yaptığı kadına (kabul etmesine rağmen) sert davranıyor. Elinden zorla çantasını alıp yere atıyor. Bunu gören Mahalledeki Müslümanlar polise nazik davranmaları için uyarıyor. Ondan sonra ise polis oradakilere çatışmaya başlayınca mahalle karışıyor. Bunun üzerine 60'a yakın özel müdahele polisi (CRS'ler) geliyor. Gaz bombası, flash ball ile kadın, çocuk demeden ateş ediyorlar.
Ertesi gün medya olayı tamamen çarpıtarak “medeni bir şekilde görevini yaparken mahallelinin saldırısına uğradı” diye yansıttı.
Kadını savunmak isteyen gençleri şehir eşkıyaları gibi gösterdiler. Ardından 1 hafta içinde 3 tesettürlü bayan ırkçıların saldırına uğradı. Aralarında Türk ve hamile olan bir kadın da vardı. Müslümanlar diken üstünde. Cuma günü yürüyüş yaparak belediye başkanı protesto ettiler. Ortam çok gergin ve 22 haziranda Fransa'nın adım adım Şeriata giitiğini savunan, camiler basan, Müslümanlara mali yardım yapan belediye başkanlarını ifşa eden “riposte laic” adlı grup “faşistlik buradan geçmez, İslamcı çapulculara hayır, anti-faşistlere hayır” sloganıyla yürüyüş yapacak. Altına da vatanını sevenlere katıl yazmayı unutmamışlar.
Bir olayı nasıl çarpıtıldığını, Türkiye'de olan olaylarla nasıl paralellikler olduğu aşikar. Medya istediği gibi haberi değiştirip sunuyor. İşine geldiği için Türkiye'de saldıran polis, Fransa'da ise vatandaş!
Birileri Türkiye diktatörlükle yönetildiği havasını verir, kendi ülkesinde Müslüman haklarını biçerken bin bir gerekçe üretir. Meseleyi laikler ile İslamcılar diye sunar ve geçerli olan tek sistem laikliktir der. Aksi takdirde yaşam tarzına müdahaledir, faşistliktir, diktatörlüktür. Ama bir Müslüman kadının, laiklik adına kadın doktor talep edemediği Fransa asla yaşam tarzına müdahale etmez(!).
Daha iki gün önce mahkeme kafelerin kapalı teraslarında da sigara içilemez kararı verdi. Aynı karar Türkiye'de verilse “şeriat geliyor” naraları yükselir.
Türkiye'de çoğunluk onların elinde olur halk bizi seçti bizim dediğimiz olur derler, kaybedince demokrasi azınlığı da dinelmektir diye bağırırlar. Fransa'da azınlıkların hakları Amerika'nın bile her ay eleştirisine uğrar hiç bahsetmezler.
Türkiye'de 3-5 kişi protesto eder “başbakan istifa etsin” derler, siz yürüyüş yapsanız “halkı bölüyorsunuz, geriyorsunuz” derler.
Fransa'da 500 binden fazla insan eşcinsel evliliğe karşı çıkar, Cumhurbaşkanı hiç oralı olmaz, referandum teklif etmez tam aksine destek mitingleri düzenletir.
Ve böylece islamofoblar hiç çekinmeden ırkçılık yapar demokrasi ülkesinde! Ve medya insana köpeği ısırtır haber çıkmayınca!
Bu videoda eski bir görüntü ama polisin nasıl davrandığını gösteriyor: http://www.youtube.com/watch?v=ti18IwEOucE
Fatih Karakaya - Haber7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya
-
fatih karakaya 12 yıl önce Şikayet Etsavas. ne zaman USA krize girse ardindan hep savas cikmistir. bu ulkeleri hep silah ticareti kurtarmistir. turkiye kendi silahini yapmaya baslayinca buyuk bir pazar ortadan kayboluyor buna izin verecek miyizzzzzzzzzBeğen Toplam 4 beğeni
-
turgut1 12 yıl önce Şikayet Etkamu yönetimi okuyan veya okumuş olan kişiler şunu iyi bilir. savaş ve kaos devletlerin ekonomik krizden çıkış yollarıdır...ekonomik darboğaz var ise milletin dikkatini savaşa ve eylemlere çekerek ekonomiden önce başka şeyleri mümkün olduğunca düşünmeye sevk ederler..ucuz bir numara ama vatandaş yutar..Beğen Toplam 5 beğeni