3+5+4+3!
66 aylık çocukların okula gidip gidememesi tartışılırken Fransa'da 36 aylıklar okula gider. Aslında 0-3 grubu için kreşler vardır. Özel kreşlerin yanı sıra belediyeler tarafından işletilen kreşlerde yer bulmak imkânsız. Devlet yardımı ile saat ücreti 1€ altına bile düşer.
3 yaşından itibaren ise anaokulu dönemi başlar. Hatta yer olduğu takdirde 2.5 yaşında bile alınabiliyor. Anaokullarının %90'ını belediyeler işletir. Her mahallede muhakkak anaokulu ve ilkokul olur. Her ne kadar mecburi olmasa da 6 yaşına kadar anaokuluna gitmeyen çocuk ilkokulda başarılı olması imkânsızdır.
Burada toplumsal yaşamı, saatleri, öğretmeni, eğitimi öğrenir. Okullar çocuklara göre düzenlenir ve sınıflar pek kalabalık değildir. Birçok anaokulunda iki dilde eğitim yapılır. Çoğu zaman yerel dil olurken bizim bölgede olduğu gibi almanca da olabilir.
Normal anaokulu haftalık 24 saattir. İki dilde eğitim alanlar 12 saat Fransızca 12 saatte diğer dilde dersleri işler ve lise son sınıfa kadar bu şekilde devam eder.
Mecburi eğitim ise 6 yaşında başlar. İlkokul olarak adlandırılan bu seviye 5 yıl sürer. Temel eğitim, okuma, yazma gibi konular işlenir. Son yıllarda Fransa bu konuda çok geriliyor. Koleje başlayan çocuklarda her geçen gün okuma bilmeme sorunu yaşanıyor.
5 yıllık ilkokuldan sonra 4 yıllık kolej dönemi başlar. Kolejler birkaç mahallenin gideceği şekilde ayarlanır. Sadece eğitim seviyesini, yükseltmek ve pekinleştirmek için vardır. 4. Yılsonunda ilk sınavlar yapılır. Hiçbir bağlayıcı özelliği yoktur. Sene boyunca alınan notların ortalaması ile sınavda alınan notun ortalamasına göre diploma verilir.
Ondan sonra ise 3 yıllık lise dönemi başlar ki burada birçok dal vardır. Genel lisede bilim, ekonomi ve edebiyat diye 3'e ayrılırken teknik ve meslek liseleri de vardır. Üniversiteye gitmek isteyen genel liseden geçmesi gerekir. Buna rağmen teknik liseden gitmek isteyenlere engel yoktur. Tek şart lise son sınıf sınavı olan BAC imtihanını kazanmak gerekir. Tabii teknikten gelip tıp okumak isteyen için zordur. Fakat puan sistemi olmadığı için herkes her yere gidebilir. Bazı okullarda yer olmadığı için, lisede ki notlara göre seçmeler yapılır.
Burada önemli olan öğrencinin seçimidir. Kolej sonunda 3 istek yapar ve öğretmenler onay ya da reddeder. Onay verirse sorun olmaz ama vermezse aile itiraz edebilir.
Üniversiteler ise çok farklı değildir. Değişik dallarda isteyen istediği yere gider, beğenmediği zaman değiştirir.
Fransa'da yaşayan Türk gençleri genelde kolej yıllarından itibaren başarısız oluyor. Liseye gidecekleri zaman da otomatik olarak teknik ya da profesyonel dala yönelirler. En kısa zamanda çalışıp para kazanacaktır. Ama maalesef onu da başaramamaktadırlar. Ne okulu doğru düzgün bitiriyorlar ne de meslek sahibi oluyorlar.
Bu yüzden aile içinde gerginlikler çok oluyor. Baba istiyor ki çocuk okumuyorsa çalışsın ama bizim delikanlı sabaha kadar kahvede otursun akşama kadar yatsın!
Fransa öğrencilere en çok değer veren ülkelerden biri. İlkokuldan itibaren çocuk başı 250 € maddi yardım, kolejden itibaren de bu yardımın yanı sıra burs veriyor. Her türlü imkânları sağlıyor. Okula gitmek için dağları aşmak gerekmiyor!
Özel okullar devlet okullarından daha kaliteli eğitim veriyor ama tabii o okullara gidebilmek için notların süper olması gerekiyor. Dikkat edin zengin olmak gerekmiyor. Ailenin gelirine göre özel okul masrafı sadece 700 € olabiliyor! Burada en önemli kriter notlar ve öğretmenlerin görüşleri!
Gerçi Fransa'nın en büyük sorunu laiklik adı altında Müslüman düşmanlığı. Sanki eğitimde çağ atlamak için adım attılar da başörtüsüne takıldı. Daha geçen gün kızım uzun elbise giyiyor diye beden eğitimi öğretmeni tarafından uyarılmış! Bu nasıl bir mantık anlamıyorum.
Velhasıl bizim çocuklar küçük yaştan itibaren okuma aşkı aşılanmalı. Eksik olduğumuz birçok alana özellikle de hukuk, tıp, medya ve en önemlisi siyasete yönlendirilmeli.
Fatih Karakaya - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya