Fatih Karakaya
Fatih Karakaya
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ankara'da dayın yoksa!

GİRİŞ 27.11.2013 GÜNCELLEME 27.11.2013 YAZARLAR

Şimdilerde hala geçerli mi bilmiyorum ama çok şeyin değiştiğini görüyoruz. Bir seferinde 70'lik yolda 80 ile geçince radara yakalanmıştım. Polise elbet rüşvet teklif etmedim ama onlarda bir çorba parası istememişlerdi. Eskiden rahatlıkla istediklerini hatırlıyorum!  

Zaten bundan sonra da Ankara'da bana dayı lazım değil de Paris'te lazım olduğu kesin. Bu çıkarınız, ayrıcalıklı olmak için değil en doğal hakkınız için bile başvurmanız gereken yol haline geldi.

Geçtiğimiz günlerde Fransa'da ırkçılık ile ilgili bir rapor okudum. Irkçılığın bu kadar ileri gittiğini rakamlarla görmek insana şok etkisi veriyor. Yıllardır demokrasi, insan hakları kelimelerini ağızlarından bırakmayanlar, Müslümanlara ders vermeye kalkan Fransızlar meğer aşırı derecede ırkçıymış.

Bu bela o kadar ileri gitti ki geçtiğimiz hafta siyahî olan adalet bakanı bile bundan nasibini aldı. Bakanın yaptıkları ile değil sırf rengi ile dalga geçmek artık sıradanlaştı. Kadını ülkenin “özgür” gazeteleri maymun diye hakaret etti. (Maymun gibi akıllı olan bakan Taubira muzuna kavuştu) Fransa'da siyahları aşağılamak için hep maymun kullanılır. Irkçı parti adayı da Facebook sayfasında bir maymun ve bakanın resmini yayınlayarak altına 18 aylık - şimdi diye yazmıştı.

 

İçişleri bakanı gazeteyi kapattırmak için tüm hukuki yolları deneyeceğini açıkladı. İnsan onurunu kıran bu tür davranışlara elbette izin verilmemeli. Ama daha birkaç ay önce aynı şekilde Müslümanları ve Peygamberini terörist gibi gösteren, olmadık hakaretleri yapan gazete “ifade özgürlüğünde” öncü savaşçı diye ödüllendirildi.

Böyle bir ortamda Müslümanlara ve siyahlara şimdi de romanlara ırkçılık yapılmış çok mu zor? Yapılan araştırmalarda bir yandan Irkçı partilerin yükselişte olduğu diğer yandan da insanların artık rahatlıkla kendilerini ırkçı tanımladığı görülüyor.

Türkiye'ye her seferinde nasıl hareket edeceğini söyleyen Fransa parlamentosunda sıkı durun yabancı kökenli oranı sadece %0,5! Topraklarında sırf 6 milyon Müslüman bulunduran Fransa yabancı kökenli Fransızlara bile tahammülü yok. Sadece belediye meclis üyelerinde oran yüksekmiş. Ama yürütme görevlerinde yine yabancılar dışlanıyormuş. Tabii biz çok iyi biliyoruz ki o dışlanmayanlar da aslında Fransızlardan bir farkı yok!

Kan donduran diğer bir araştırma ise ev bulma konusunda. Fransa iş gücüne ihtiyaç duyduğunda bu insanları HLM denen sosyal evlere mahkûm etti. Hiçbir estetiği olmayan beton yığınlarının altına soktu. Daha sonra o mahallelerde işsizlik, şiddet artınca yine yabancıları suçladı.

Bazı insanlar bu duruma dur demek için büyük fedakârlık gösterip bu mahallelerden kaçmak istedi. Çocuklarına iyi bir gelecek sunabilmek için bu şartı. Ama gel gör ki ırkçıların gazabına uğradılar. Irkçılıkla mücadele eden bir dernek çeşitli şehirlerde 100 kiralık ev ilanına sahte adaylar göndermiş.

Emlakçılar adaylar arasında “kökten Fransız” olanlarla “Arap” kökenli olanların arasında ayrımcılığı gözler önünde sermiş.

Ziyaret için %82'de bir ayrımcılık gözükmezken yine de  %15 Fransızlara, %3 kadın Araplara öncelik tanınmış. Ancak iş ciddiye bindiğinde %60 dairede bir fark görülmemiş. Ama %36'sında Fransızlar tercih edilirken, Arap kadınların sadece %4'ü ilk kabul edilen olmuş.

Ayrımcılık sadece etnik kökenle kalmamış bir de buna cinsiyet eklenmiş. Erkek adaylar için durum daha vahim. Hiçbir Arap kökenli erkeğe öncelik tanınmazken %63 erkek Fransızların dosyası kabul görmüş. Fark gözetmeyenlerin oranı %37'de kalmış.

Araştırmada sahte adayların geliri ortalama aynı olduğu halde neden Araplara zorluk çıkartıldığı ortaya çıkmış.

Gün geçtikçe fark daha da artıyor. Şahsen ben de o sosyal evlerde oturmayı reddettim ve 8 yıl önce özel bir daireye taşındım. Ajans bize evi vermek istememişti ama ev sahibini bularak zorla kabul ettirmiştik.

Şimdi yeniden taşınmam gerekiyor. Bir ajanstan uygun bir yer bulduk. Yaklaşık 3 aydır görüşüyoruz. Sürekli yeni belgeler istiyorlar, tüm şartlara uyuyoruz. Söz de tamam diyorlar ama bir türlü sözleşmeyi imzalamak için randevu vermiyorlar. Güya ev sahibi biraz beklemek istiyormuş.

Ama dün aynı dairenin ilanını yeniden Internette görünce telefona sarılmak istedim ama işe yaramayacaktı. Ben de Paris'te olmasa da Strasbourg'ta bir dayı bulup üzerlerine saldım. Büyük ihtimal daireyi verecekler.

Peki değişen ne? Her istedikleri şarta uyduğum halde onları rahatsız eden neydi? Irkçılık mı? Yok canım o da ne? Fransa'da öyle bir şey katiyen yok!

Üstelik Arap da değilim !!!

Fatih Karakaya
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL