Fatih Karakaya
Fatih Karakaya
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Fransa’dan katlı Vaciptir Fetvası

GİRİŞ 16.07.2014 GÜNCELLEME 16.07.2014 YAZARLAR

Fransa’da yayın yapan Yahudi radyosunu dinliyorum. İsrail’den telefonla bir gazeteci ile konuşuyorlar. Sunucu soruyor: “Arap dünyasının sessizliğini neye bağlıyorsunuz?”. Cevap çok manidar dostlar: “Evet şu anda Erdoğan’dan başka İsrail’i eleştiren yok. Çünkü Arap liderler Hamas’ın terörist olduğunu gördü. Erdoğan ise iç politika için bunu yapıyor. İsrail’e düşmanlığı bu yüzden…”

Birileri ne derse desin bugün mazlumun yanında her ne şekilde olursa olsun sadece Türkiye var. Tek başına dünyaya kafa tutan bir tek Türkiye var.

İslam Birliği – D8 hikayeleri anlatanlar bir geri dursun. Türkiye geriyor diyenler bir sussun. Tarafsız olalım diyenler utancından yerin dibine batsın. Zalimin karşısında tek başına direnen bir Türkiye kaldı. Bu direnci kırmak için de elinden geleni yapıyorlar. Türkiye de sussa tamam artık ümmet tam öksüz olacak.  

Velhasıl olaylar yeniden alevlendiğinde Fransa Cumhurbaşkanı bir basın bildirisi yayınladı. Çok kısa olan basın bildirisinde Cumhurbaşkanı Netanyahu’ya kendinizi korumak için ne gerekirse yapın diyordu. “Halkınızı korumak için bombalayın” dercesine fetva veriyordu.

Bu açıklamalar Sosyalistler arasında bile şaşkınlık yarattı. Birçok milletvekili tek taraflı İsrail’e sınırsız desteği eleştirince Hollande bu sefer Abbas ile görüşerek “sivillerin ölmesinden duyduğu endişeyi” dile getiriyordu.

Basın dersen zaten Hamas roketçi, İsrail savunmacı şeklinde sunar. Radyo ve Tv’lere çıkan uzmanlar hep bunu işler. Bir Allah’ın kulu Filistin’i savunmaz. Ortada işgal eden ve dilen olduğunu dile getirmez. Bu duruma artık şaşırmıyorum. Gerek Gezi olaylarında, gerek Twitter yasağında Fransız medyasından beni arayanlar olmuş,  görüşlerimi aldıkları halde yayınlanamamışlardı. Onların istediği yönde konuşmayınca sansür girer araya. Sonra da Türk basınına ders vermeye kalkarlar.

Fransa’da basın özgürlüğü İslam’a ve Müslümanlara hakaret için geçerlidir. Alın size 3 örnek:

Fransız devlet radyosunda terörle mücadele savcısı Suriye’ye giden “Cihatçıları” anlatıyor. Aldıkları önlemler arasında “Cihat” şüphesi olanlara yurt dışına çıkış yasağı, Hapis cezası ve Internet sitelerine sansür. O sitelerde gezenlere ceza! #internetimedokunmacılar ortada yok tabii.

Savcı bu önlemleri anlatırken bir dinleyici telefonla neden İsrail’e savaşmaya giden Yahudilerin ele alınmadığını sorarken aniden sunucu sözünü kesiyor ve konumuz bu değil diyerek görüşmeyi kesiyor.

Daha öncede aynı radyoda bir izleyici İçişleri bakanına Polis öldüren Yahudileri sormuş ama içişleri bakanı haberim yok diyerek konuyu değiştirmeye çalışınca bağlantı kesilmişti.

Yine özel bir radyo’da bir Arap ve Yahudi olduğunu söyleyen iki dinleyici bağlanıyor. Arap olan Filistin konusunun medya tarafından yanlı işlendiği eleştirisini yapıyor. Ancak sunucu sert bir şekilde çıkışıyor ve imdadı Yahudi olduğunu söyleyen dinleyici yayına alıyor.

http://www.dailymotion.com/video/x21a5wg_israel-palestine-deux-auditeurs-de-rmc-reagissent-chez-bourdin_webcam#from=embediframe

Ancak Yahudi olan bu adam beklenmedik bir şekilde Filistin’i savunuyor, İsrail’i eleştiriyor. Sunucu iyice çileden çıkıyor ve yayını kesiyor.

Meğer bu Yahudi yayına bağlanmak için aradığında Filistin için yürüyüş yapanları eleştireceğini anlatmış ve öyle yayına almışlar. Ancak yayında tamamen farklı konuşunca sunucu kuduruyor. Yalancılara söz vermem diyor. Dinleyici sansürden bahsetmeye çalışıyor ama yayından alınıyor.

Şimdi anlıyor musunuz neden Medya’da Müslümanları savunan okur, izleyici, dinleyici yok? Çünkü bal gibi sansür uyguluyorlar. Internet sitelerinde ki yorumlar bile bundan nasibini.  

2009 yılında ben de bir radyoyu aramıştım ama sorum elemeleri geçememişti. Artık yayına çıkmak için insanları tek şansı “yalan söylemek”.

Bütün bunlar yaşanırken Cumartesi - Pazar günleri tüm Fransa’da protestolar düzenlendi. İsrail ve ABD’de yasaklı olan ama Fransa’da sağ-sol hükümetler tarafından korunan LDJ adlı aşırı dinci Yahudi grupları provokasyon yaparak 3-5 genci ateşledi.

Ve olay Medya’da Yahudi düşmanlığına, Sinagog saldırısına dönüştü. Başbakan asla İsrail-Filistin kavgasının (sanki iki mahalle çocuğunun didişmesi gibi basit bir mesele) Fransa’ya taşınmasına izin vermeyeceğini açıkladı.

Ardından da içişleri bakanı Filistin yanlısı yürüyüşleri “Toplumsal Güvenliği tehlikeye atma” gerekçesiyle yasakladı.

Yanlış okumadınız! Kimse Molotof atmadı, kimse araba yakmadı, kimse kamu malına zarar vermedi. 3-5 gencin aşırı dinci Yahudilerin saldırısına cevap verdi.

Ama bekledikleri bu ufak olay bile binlerce insanin protesto hakkını elden aldı. Hani gezi olaylarında Molotof ile protesto hakkı vardı ya? Neden barışçıların yok anlaşılamadı.

En ilginci de Filistin yanlıları bu yasağa uydu ve Protesto da ısrar etmedi. Gezi de neler olmuştu?    

Son olarak çok çok özgür Fransız basınında göremeyeceğiniz görüntüleri izleyebilirsiniz. Aslında aşırı dinci Yahudilerin protestoculara nasıl saldırdığını, daha sonra protestoculara toparlanınca Yahudilerin nasıl kaçtığını ve polis tarafından nasıl korunduğunu göreceksiniz.

Fatih Karakaya – Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fatih_sinn

YORUMLAR 1
  • müslüman kurtuldu 11 yıl önce Şikayet Et
    ????. batılıların hiç birisinde ahlak insani değerler yok ki. demokrasiyi kendileri icat ettiler ama kendi menfaatlari için. Başkalarına söz hakkının tanımak onlar için mümkün değil. Neden mi? Eski roma zihniyetini taşıyorlar. Kendilerinden olmayanlar ancak eski romanın köleleri kadar haklara sahip olabilir. YANİ HİÇ. özellikle onlar için müslümanların hakları mevcut değil.
    Cevapla