Müslümanlar sonuç değiştirebiliyor mu?
Tabii bu gerçekleri medyada duymak imkansız. Ancak sınırlı sayıda haber sitelerinde görebildiğimiz haber aslında bomba değerinde.
Müslüman derneklerinin yaptığı araştırmada oy kullanan Fransa’lı Müslümanların %93’ü yani 2 milyon kişi 2. Turda François Hollande’a oy vermiş. Yani hem Hollande’u geriden almış hem de öne geçirmiştir. Açık bir şekilde Hollande Müslümanların oyu ile seçilmiştir. Yahudilerin %90’ı da Sarkozy’e oy verdiğini hatırlatmakta fayda var.
Müslüman oyları ile seçilen bir politikacı onlar önünde deli divane olmalı, her isteklerini yerine getirmeli. Ama durum öyle mi? Öyle olmaması bir yana tam tersine işliyor. Hala Müslümanlara karşı savaş devam ediyor. Bunun bir çok nedeni var.
Birincisi ve en önemlisi Müslümanların desteğini almak bir onur değil bir köstek gibi görülüyor. Müslümanlara bulaşmak, konuşmak suç gibi. Müslümanlar var ama hastalıklı insanlar. Onları tedavi etmek için göz yumuyorlar. Yoksa tedavisi mümkün olmayan hastalara yaptıkları gibi ötenazi yapacaklar.
İkinci bir sebep ise Müslümanların bu gücünü pazarlayamaması. Otomatik bir şekilde Sosyalist partisine destek veriyorlar. Gözlerinde bu parti ne yaparsa yapsın yabancı dostu imajı var. Halbuki daha önceki yazılarımızda bir çok defa sosyalist partisinin ne kadar tehlikeli olduğunu anlattık. Otomatik destek devri sona ermeli.
Oyumuzun kıymetini azıcık bilsek çok şeyi değiştirebiliriz. Ama maalesef biz bedavadan oy veriyoruz. PKK’ye destek veriyor diye beğenmediğimiz Yeşiller Müslümanlara özgürlükte kat kat öndeler. PKK konusu yıllarca yanlış insanlardan dinledikleri için bilmiyorlar. O da bizim günahımız. Geri döneceğiz, sadece birkaç yıllığına buradayız deyip her şeyden elimizi ayağımızı çektik. Meydanı başkalarına bıraktık. Ve bir gün tepemize çöktüler. Bir sürü yasa çıkardılar. Ve bir gün geldi başımıza Ermeni meselesi çıkardılar. Ve bir gün gaza geldik taa Paris’lere kadar gittik. Ama yani başımızda ki görevimizi unuttuk.
Yakında milletvekilliği seçimleri var. Biz ise yine hiçbir karşılık beklemeden sosyalist adaylara destek vereceğiz. Onlar da yine karşımıza Ermeni meselesi ile, dini yasaklarla gelecekler. Halbuki adaylar şimdiden yana yana Türk derneklerini camilerini gezmeye başladılar. Laiklik şimdilik bir kenara atıldı. Hatta en azılı düşmanlardan bir olan UMP lideri Jean François Copé bile şimdilik düşmanlığını kenara atıp Müslüman oyu avına çıktı.
Bu durumda bizler fırsatı kara çevirebilmeliydik. Ama olmuyor maalesef. Nedense bir türlü uyanamıyoruz. Buna rağmen milletimizin gerçekleri görmesi adına COJEP adında bir türk STK’sı şehir şehir gezerek adaylarla Türkleri buluşturuyor. Orada Türklerin tedirginliklerini, sıkıntılarını beklentilerini anlatarak adayları etkilemeye çalışıyor. Artık “bize rağmen” “bizim adımıza” “bizden habersize” son vermek için uğraşıyor. Bugüne kadar bir çok siyasetçi ile yakın dostluk kurdular. Hatta daha önce Türklere uzak duran ama bu çalışmalar sayesinde Türk dostu olan bir çok siyasetçi var.
Geçen gün bu toplantılardan birini de Strasbourg’ta yaptılar. Türklerin ve Arapların yoğun olduğu bir mahallede salon tutarak 400 tane posta kutusuna davetiye bırakmışlar. Sadece Türklere ve Araplara bırakılan davetiyede Türkçe bir not bırakılmış, Türklere yönelik bir program diye.
O akşam 30’a yakın insan vardı salonda. Sunuculuğunu yaptığım toplantıda hiçbir Arap yoktu. O kadar davetiyeden sadece ve sadece bir Türk genci gelmişti. Onunda soru cevap bölümünde siyasete ilgi gösterdiğini anladık. Geriye kalanlar ise özel uğraşlarla ve yahut bu konuya önem veren insanlardan ibaretti.
Yani böylesi anlarda, geleceğimizi garantiye alacak konularda bile bu kadar vurdumduymaz olmamız insanı gerçekten üzüyor. Bir anlık heyecana kapılıp sabahın köründe Paris’e gidip sonucu değiştiremeyenler, ayaklarının dibine gelen ve sonucu değiştirecek eylemlere katılmamaları ne vahim durum.
Sonuçta milletvekili adayı duymak istediklerimizi söyledi. Bize karşı haksız davranmayacağı sözünü verdi. Belki yalan söyledi, belki dediklerini düşünmüyordu. Ama şu bir gerçek ki diğer aday bunu bile yapamadı. Bu aday ise yarın seçildiğinde arkasında olduğumuzu unutamayacak. Ona destek verdiğimizi ve bir daha seçilmek isterse bize ihtiyacı olduğunu bildiği için bize karşı dürüst olmak zorunda kalacak.
Elbet biz de biliyoruz politikanın çıkar işi olduğunu. Bu işten o karlı çıkacağı kadar biz de kazanan taraf olacağız. Ah bir de bunu görebilsek….
-
ibrahim ergül 13 yıl önce Şikayet Etvurdum duymazlik bizim karakterimizdir. tarih ve kültür bellekleri resetlenmis olan bizim milletin siyasete isinmasi zor birsey.ama cikmadik candan umut kesilmez.az sayidaki bilincli cevre tüm toplumu etkiliyebilir zamanla.Beğen Toplam 2 beğeni
-
zehra yavuz 13 yıl önce Şikayet Eterkek düzelirse, her sey düzelir. para, mal, mülk, is, her sey erkegin elindedir. toplumdaki sorunlardan en bastaerkek sorumludur, sonra kadin...islam-ülkelerinin hali ortada. erkekleri iyi yetistiremiyorlar.Beğen Toplam 7 beğeni
-
zehra yavuz 13 yıl önce Şikayet Etmüslüman erkeklerin hepsi üniversite mezunu olmalari gerekmiyor. ama müslüman erkekler en azindan sorumluluk sahibi, islamiyet konusunda hassasiyetli, düzgün karakterli caliskan, dürüst, disiplinli, sabirli olmali. toplum ile iyi bir iletisim kurabilmeli...Beğen Toplam 9 beğeni
-
zehra yavuz 13 yıl önce Şikayet Etmüslüman erkekleri ancak müslüman erkekler yetistirebilirler. bir kadin ne kadar iyi bir egitimci olsa bile ise yaramaz. kadin ancak kiz-cocuklariyla ilgilenebilir. annenin rolü ise erkek cocuk yetistirmekte cok yüksek degildir. müslüman erkek-genclerle, müslüman erkeklerin ve babalarin ilgilenmeleri lazim. ama onlarin da bu islere meraklari yok pek. vakitleri kisitli olsa da, yorgun olsalar da aslinda haftada bir kere genc-erkeklerle bir program yapabilirlerdi. bu yüzden bu durumlar maalesef en az 15 sene daha devam edebilir...o zamana kadar bazi bilincli ebeveynler ogullarini iyi egitmis olabilirler...Beğen Toplam 9 beğeni
-
zehra yavuz 13 yıl önce Şikayet Etmüslümanlar erkek yetistiremiyorlar. müslüman ülkelerin en büyük sorunu: erkek yetistiremiyorlar. bunu nereden anliyoruz? müslüman erkeklerin avrupadaki durumlarina bakmak bile bunu fazlasiyla ispat ediyor. mesela almanyada cok rahat kosullar icinde büyüyen yüzbinlerce türk erkegi iyi yerlere gelemediler, bircogu hapishanelere girdiler ya da sokaklarda issiz geziyorlar. ama tam aksine, türk kizlari cok iyi yerlere gelebildiler. halbuki türk kizlarinin basörtüsü sorunlari bile var. evde is de yapiyorlar, bircok sorumluluklar üstleniyorlar...Beğen Toplam 8 beğeni