Fatih Karakaya
Fatih Karakaya
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Cami baskını neyi ifade ediyor?

GİRİŞ 22.10.2012 GÜNCELLEME 22.10.2012 YAZARLAR

Ama maalesef her geçen gün tehlike daha da büyüyor ve önlem alınmadığı takdirde her an bir soykırım yaşanabilir.
 
Geçtiğimiz günlerde Fransa'nın en sakin ve şirin şehirlerinden birinde bir olay yaşandı. Bana göre bu olay görüldüğünden daha vahim ve bir çığır açmış durumda.
 
Orada yaşayan Müslümanlar, belediye ile aralarının iyi olması sayesinde güzel ve üstelik minareli bir cami inşa etme izni almışlar.
 
Arap cami mimarisinden esinlenen yapı şehre de yakışmış. Ancak bir grup aşı sağcı grup geçtiğimiz gün sabahın erken saatlerinden itibaren şantiyeyi bası. Kendi reklamlarını yapan bir afişi de asan grup uzun süre binadan çıkmayı reddetti. Müslüman halkın sabrı taşmak üzereyken ve valinin de devreye girmesiyle 4 kişi tutuklandı geri kalan 66 kişi serbest bırakıldı!
 
 
Burada milat olan Fransa'da ilk defa açık, net, gizli olmadan Müslümanlara bir nebi saldırı oldu. Daha önce, camilere geçe Molotof atılır, çöp kutuları yakılır, ya da Türk camilerine “Araplar dışarı” yazısı yazılırdı.
 
Sonra yine gizli olmak şartıyla mezarlıklar tahrip edilmeye, evler yakılmaya başlandı. Ama bu güne kadar hiçbir insan, hiçbir grup bu kadar açık ve gizlenmeden, hatta övünerek böyle bir şey yapmamıştı.
 
Bu da şunu açık bir şekilde gösteriyor ki Avrupa ekonomik krizde battıkça her zaman günah keçileri ortaya çıkacaktır. 1930'lı yıllarda bu “keçiler” Yahudilerdi. Şimdi ise hiç şüphesiz Müslümanlar oluyor. Tabii arada ki fark artık antisemitizm yasayla korunurken İslamofobi hala suç sayılmıyor. Müslümanlara yapılan her saldırı sade bir vaka ya da en iyi ihtimalle ırkçılık yönüyle ele alınıyor.
 
Olay o kadar vahim ki Fransa'da vatandaşın nabzını da yoklamaya yetiyor. Olayı duyuran siteler okuma rekorları kırarken Liberation gazetesi arda arda iki gün verdiği haberde yorum rekoru kırdı. 3000'den fazla yorumun yapıldığı sitede çoğunluk “uyuyan Fransız halkından, İslam tehlikesinden” bahsediyordu.
 
Geçen gün cami açılışında aslan kesilen ve aşırılara asla yer vermeyeceğini duyuran içişleri bakanı sadece “dini kin ve provokasyondan” bahsetti. Her ne kadar tüm politikacılar kınasa, ırkçılıkla mücadele dernekleri grubun kapatılmasını istese de çok hafif kaldı.
 
Bu olaydan 2 gün önce medya boy boy içişleri bakanının senatoda bir komisyona verdiği açıklamaları manşet yapıyordu.
 
Bakan İslamizm tehlikesinin içerden geldiğini ve bununla acilen savaşılmasını gerektiğini savunuyordu. Ardından Siyonistlerin güçlü lobisi CRIF islamizmi “nazism” ile kıyaslıyordu. Bu iddialarını ispatlamak için de Hizbullah militanlarının nazi işareti yaparken (ki o manada mı) çekilmiş resimleri yayınlanıyordu.
 
Birileri tüm dünyada olduğu gibi Fransa'da da dengeleri değiştirmek istiyor. İslam ile mücadelenin adını islamizme karşı mücadele, siyonizme karşı mücadeleyi de antisemitizm olarak yeniden tanımlamak istiyor. 
Bunu başardıkları gün Her bir Müslüman birer İslamist sayılacak, İsrail devletine karşı en ufak eleştiri de antismetizm yani Yahudi düşmanlığı olarak işlem görecek.
 
Bu sayede Müslümanlara yapılan her saldırı aslında teröristlere karşı kendini savunma hareketi olarak belirlenecek.
 
Cami basan grupların sayısı her geçen gün artacak. Başka bir şehirde de buna benzer gruplar belediye meclisini basmış ve mimar iznini engellemek istemişti.
 
Evet umutlu olmak güzel ama olaylar bu kadar vahimken başka şansımız kalmıyor. 
 
Fatih Karakaya - Haber 7 
Karakaya.fatih@gmail.com
http://twitter.com/fkarakaya

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL