İsrail Devleti'ni 1948’de kurulduğunda tanıyan ilk ülkenin ABD, ilk Müslüman ülkenin Türkiye olduğunu biliyor musunuz?
Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün "Yeni doğan İsrail Devleti'nin Yakın Doğu'da bir barış ve istikrar unsuru olacağını ümit ediyoruz" diye açıklama yaptığını ama İsrail'in kan, katliam, soykırım ve gözyaşından başka bir şey getirmediğini... Musevilerin yayın organı Şalom gazetesinin 1950 seçimlerinde teşekkür için manşetinden CHP'ye oy istediğini biliyor musunuz?
Türkiye'nin 70 yılda defalarca İsrail ile kriz yaşadığını... 1956 Süveyş Kanalı krizinden sonra Adnan Menderes'in; 1980'de İsrail'in Kudüs'ü işgal edip birleşik ve ebedî başkenti olduğunu ilan etmesinden sonra Kenan Evren'in; Mavi Marmara katliamından sonra Erdoğan'ın Türkiye'nin büyükelçisini çektiğini...
Menderes'in ABD başkanının "yakınlaşın" mektupları üzerine İsrail Başbakanı ile Boğaz'da bir yatta gizlice görüştüğünü biliyor musunuz?
1973 Arap İsrail Savaşında, Süleyman Demirel'in "yine tarafsız kalacağız" dediğini; Türkiye'nin ABD'nin İncirlik üssünü kullanarak İsrail’e yardım etmesine izin vermediğini...
Birleşmiş Milletler’in 1975'te "Siyonizm ırkçılıktır" diye karar aldığını... Kararın 1991'de kaldırıldığını, iptali görüşmelerinde Türkiye'nin çekimser oy kullandığını biliyor musunuz?
Filistinlilerle ilk üst düzey teması Bülent Ecevit'in kurduğunu... Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat'ın 1979'da Ankara'da başkanlık düzeyinde karşılandığını...
1988’de Cezayir’de bağımsız bir Filistin Devleti'nin kuruluşunun ilan edildiğini, Türkiye'nin Filistin'i kabul eden ilk devletlerden olduğunu... Turgut Özal'ın barış için öncülük ettiğini...
İsrail'e resmî ziyarette bulunan ilk başbakanın Tansu Çiller (1994), ilk cumhurbaşkanının Süleyman Demirel (1996) olduğunu...
Çiller döneminde F-4 savaş uçaklarının, Ecevit döneminde M-60 tanklarının modernizasyon işinin İsrail'e verildiğini biliyor musunuz?
İsrail ile en üst düzey ticari ve diplomatik ilişkilerin 2005'te Kudüs ve Tel Aviv'i ziyaret eden Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde gerçekleştiğini, iki ülke arasında kırmızı hat kurulmasının bile konuşulduğunu... Ama iki yıl sonra yine kanın gövdeyi götürdüğünü... Devamında 'One minute' ve Mavi Marmara krizlerinin yaşandığını... İsrail'in özür dilediğini ama yine bildiğini okuduğunu. İki ülke arasında iplerin tamamen kopmasının da Erdoğan döneminde olduğunu... Erdoğan'ın, Mısır üzerinden Gazze'yi ziyaret etmeyi planlarken Mısır'da darbenin, Türkiye'de Gezi olaylarının patlak verdiğini hatırlıyor musunuz?
BM'nin 78 karar alıp yaptırım uygulayamadığını, Filistin'e en büyük ihaneti Mısır ve Dahlan'ın yaptığının farkında mısınız?
Siyonist İsrail her seferinde masayı deviren taraf oldu. Batı'dan destek aldı. Arapların parçalanmışlığından istifade etti. Mazlumları da iyi niyetli adımları da bombaladı.
Her adımda sinsi adımına bir adım daha yaklaştı...
Bugün parselleyecek yer kalmadı. Hedef doğrudan Mescid-i Aksa...
Türkiye buna fırsat verir mi? Yoksa yine başa mı sararız? Yaşayıp göreceğiz!
 
Sorumluluğumuz var

Filistinlilere sahip çıkmak için;
Dinî sorumluluğumuz var. Zira ilk kıblemiz, üç haremden biri Mescid-i Aksa işgal altında.
Tarihî sorumluluğumuz var. Zira, Kudüs 400 yıl Osmanlı sancağıydı. O topraklar bugün ecdadın yaptığı eserlerle dolu.
Vicdanî sorumluluğumuz var. Zira, İsrail Filistinlileri ocaklarına göz koyuyor, çocuk bebek yaşlı demeden katlediyor.
Ahlaki sorumluluğumuz var. Zira, haydut devlet tankıyla, topuyla, füzesiyle saldırıyor. Ortada iki eşit güç yok.
Din, tarih, vicdan, ahlâk... Bunlardan biri bile harekete geçirmiyorsa, bir küçücük mesaj atmadan imtina ediyorsanız ne diyelim?
"Çin zulmüne bir şey demiyorsunuz" diye topu taca atanlara da hatırlatayım: Filistin'de her ne kadar eritilip yok edilseler de Osmanlı bakiyesi on binlerce Türkmen bulunuyor.

TÜRKİYE GAZETESİ