Fehmi Koru
Fehmi Koru
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Makulü yanlış yerde aramak

GİRİŞ 24.07.2008 GÜNCELLEME 24.07.2008 YAZARLAR

Hiçbirimiz kendimizi tek seçici, hakem, ya da son sözü söyleyen kişi olarak göremeyiz. Paylaşabileceği fikirleri olan ve bir dünya görüşü odağından olayları yorumlayan insanlarız; hepsi bu kadar...

Hangi yazar toplumun bütününün, ya da önemli bir çoğunluğun temsilcisidir? Kimsenin böyle bir iddiaya hakkı olacağını sanmıyorum. Hepimiz sonuçta 'tek kişilik ordu' gibiyiz; aynı gazetede yazan diğer yazarlarla bile tam uyuşabildiğimiz söylenemez. En azından, başkalarından farklı ve kendi içinde homojen bir 'grup' değiliz. Gazetelerimizin çok veya az satması bize bir şey katıp bizden bir şey eksiltmez; az satan gazetelerde toplumun ortak sesi olabilen yazarlar da var, çok satan gazetelerde kimsenin aldırış etmediği yazarlar da...

Ak Parti'ye kapatma davası açılması ve Ergenekon operasyonu toplumu olağanüstü gerdi. Bunda en büyük pay gazetelerin; özellikle de her gün görüş açıklayan yazarların... Demokrasi ve Cumhuriyet parantezleri içine sıkışmış bir görünüm veriyor medya ve her kalemden kendine yakışan bir ses çıkıyor. Ağzıyla kuş tutsa herhangi bir Ak Parti yöneticisi, ona prim tanımaya asla yanaşmayacak yazarlarla dolu medya... Karşı tarafı da sütten çıkmış ak kaşık saymayalım; orada da gözlerine mil çekmiş olanlar az değil.

Bu gerçeğe rağmen, bir basın erinin, demokratik sistemin temel taşı sayılan bir partinin kapatılmasını kendisini kapatma cephesinin militanı -bir tür mücahit- haline dönüştürecek kadar istemesi anlaşılır gibi değil. Doğrular ve olgular üzerine oturmayan yalana-dolana ve çarpıtılmış habere dayalı yorumlarla her gün okur karşısına çıkanlar var. Bir yıl önce her iki kişiden birinin oyunu almayı başarmış, ülkeyi altı yıldır yöneten ve bütün dünyanın her bakımdan dikkatlice izlediği bir siyasi parti kapatılırsa, bunu başarı çentiği olarak iftira tabancalarının kabzasına kazımaya hazırlanıyorlar.

Tutturdukları 'uzlaşma' sözcüğüyle ifade edilen bir kocaman balondur. Maliyetinin yarı fiyatına satılan, rengârenk sayfalara sahip ve insanın en ilkel arzularına hitap eden gazetelerinden kendilerini 'makul çoğunluğun temsilcisi' olarak ilân ve iktidardan teslimiyet talep ediyorlar. 'Makul çoğunluk' kendileri oluyor, 'uzlaşma' istemeyen de ülkedeki her iki kişiden birinin oyunu almayı başarmış olan iktidar...

Geçmişte neler olduğunu bildiğimiz için 'uzlaşma' sözcüğüyle neyi kast ettiklerini elbette anlıyoruz: İşadamı kılıklı soyguncularla 'aferist' bürokratların çizgisinde bir 'uzlaşma' basın tarafından kolayca sağlanıyor ve toplumun bütününü göz ardı eden bu birliktelik ülkeye 'demokratik yönetim' diye sunuluyordu. Uzun yıllardır ilk kez, altı yıllık Ak Parti iktidarında, siyaset bilimi kitaplarında tanımlandığı biçimiyle demokratik bir iktidar gördü ülkemiz; sandıktan çıkan seçilmişler ülkeyi ilgilendiren her konuda kararı kendileri veriyor.

Ama doğru veriyor o kararı, ama eğri ve yanlış... Sorumluluğu ve riski üstlendikten sonra her iktidar anayasal çerçeve içerisinde istediğini yapma hakkına sahiptir demokrasilerde; halktan başka kimseye hesap vermek zorunda da değildir. Çıkarlarını düşünmesi gereken yalnızca toplumdur; içinden çıktığı, yönetim yetkisini kendisinden aldığı halk...

Mahkeme parti kapatamaz mı? 27 Mayıs 1960 sonrasında bir yerel mahkeme kapatmıştı darbeyle devrilen Demokrat Parti'yi. Bugün de Anayasa Mahkemesi iktidar partisini yargılıyor ve isterse kapatabilecek yetkiye de sahip. Ne yaparsa yapsın, kararı ne yönde olursa olsun, dileğimiz mahkemenin hukukun sınırları içerisinde kalmasıdır. Yalnızca patronlarının ve kendilerinin çıkarlarını düşünen eli kalemli tipleri 'makul çoğunluk temsilcisi' sayarak atacakları her adım başlarını ağrıtacağı gibi, ülkeyi de yanlışa sürükleyecektir.

Bütün kamuoyu yoklamaları toplumun yüzde 70'inden fazla bir çoğunluğun fikir ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, demokrasi, Cumhuriyet ve lâiklik temelinde birleştiğini ortaya koyuyor. 'Makul çoğunluk' o kalabalık içinde aranmalı; yoksa bu ilkelerin hiçbirine doğru dürüst sahip olmayan tiplere nasıl 'makul çoğunluk' denebilir ki?

f.koru@hotmail.com 

YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • mustafa ogsuz 17 yıl önce Şikayet Et
    1987. Degerli Kardeşim fehmi bey.seni ALLAH için seviyorum hakkında kim ne derse desin ben senin haktan yana olduğunu 1987 hac ve o kara cuma da herkes ABD nin dümen suyuna takılıp mazlumları sadece kendi mezhebinden olmadığı için katledilen masum sivilleri suçlarken(buna kendilerine alim denenler dahil) sen objektif gazetecilik adına veya onurlu insan olma adına kendini en azından bana sevdirmiştin davranışınız o günün şartlarında azımsanamazdı..selam ile
    Cevapla
  • ismail yavuz 17 yıl önce Şikayet Et
    doğru yazıya ne denir. aynı kafadaki köşe yazarı ve genel yayın yönetmeni sıfatlı zatın dün ağzından gevelediğide bu yazıda cevaben özetlenmiş durumda. halka rağmen kendilerine yönelik demokrasi arayışında olanlar hala halkı aptal zannedip yönlendirilebileceğini sanıyorlar.ama demokrasi talıdır ve birkere tadıldı mı daima istenir.
    Cevapla
  • hacı FİDAN 17 yıl önce Şikayet Et
    tebrikler. her türlü hırsızlık ve soygunun altında parmakları olan kirletilmiş bir kimlikle saygın ve dürüst insanlara akıl(!) verme edepsizliğlinden kurtulamayan gürühların ,halkınn iradesini tanzim etme çabası İNSANİ erdeme sahip olan herkese büyük bir hakarettir...
    Cevapla
  • özer karakaya 17 yıl önce Şikayet Et
    güven. Şimdiye kadar olaylara hep objektif bakarak yazılar yazdınız.Teşekkür ederim.Benim günlümü yaklaşık 15 yıl kadar oldu fettetiniz.Fehmi bey teşekkür ederim kimi zaman sanki beni temsil ettiniz,sizi seviyorum,devam ALLAH size hayırlı ömür versin sizi hep takip etmeye devam edeceğim.Kaç kez size ulaşmaya çalıştım.Hatta teprik kartları gönderdim.Sizinle bire bir tanışmayı çok arzu ediyorum.Yolun açık olsun.Malatya'dan özer karakaya.
    Cevapla
  • Eyüp ER 17 yıl önce Şikayet Et
    En Güzel Cevap. Fehmi Koru hep takip ettiğim aklı selimlerdendir.Bu yazısıda dün ertuğrul özkök ün köşe yazısına bir cevap niteliğinde.itiraf etmek gerekirse ben o adama okadar sakin yaklaşamıyorum.Heralde henüz aklı selime ulaşamadık.Ama Fehmi bey gerçekten ağzının payını vermiş özkökün.TEbrik ediyorum.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle