Fehmi Koru
Fehmi Koru
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Kararın anlamı

GİRİŞ 31.07.2008 GÜNCELLEME 31.07.2008 YAZARLAR

Ortaya çıkan karar eldeki zayıf iddianameye dayanarak yargı süreci başlatılması kadar ilginçtir: Anayasa Mahkemesi'nin sadece bir üyesi kapatmaya karşı oy kullandığı halde Ak Parti kapatılamadı. Bunun sebebi, "Kapatılsın" kesinliği içerisinde oy kullanan üye sayısının altı ile sınırlı kalması...

Bu sonucu, parti kapatmayı zorlaştırmak için 2001 ve 2004 yıllarında yapılan anayasa değişiklikleri sağladı. Kararı açıklayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın parti kapatmanın daha da zorlaştırılması gerektiğine dair uyarısı yerinde. Ak Parti'yle ilgili olarak verilen 'Hazine yardımının 1/2 oranında yoksun bırakılması' cezası da, cezanın niteliği açısından olmasa da 'lâiklik karşıtlığı odağı haline gelmek' gibi soyut bir kavrama çok sayıda üyenin destek vermesi açısından, hayli sorunlu bir sonuç...

Demokrasi açısından önemli olan nokta, henüz üzerinden bir yıl bile geçmemiş son genel seçimde her iki seçmenden birinin oyunu almış, altı yıla yakın bir süredir ülkeyi yöneten Ak Parti'nin yola devam edebilecek olmasıdır. Hiçbir üyesi siyasî yasaklı hale gelmediği için siyasal alanda herhangi bir sarsıntı yaşanması da söz konusu olmayacak. Mahkeme kararının 'uyarı' yerine geçme dışında herhangi bir etkisi görülmesi mümkün değil çünkü.

Aslında Ak Parti'nin bu alanda bir 'uyarı' almaya ihtiyacı bulunmuyordu. Altı yıllık iktidarı boyunca, Ak Parti, ülkenin hassasiyetlerine aşırı riayet etme gayretindeydi. Bugüne kadar gerçekleştirdiği neredeyse bütün demokratik kazanımlar Avrupa Birliği (AB) üyeliğine bağlı değişikliklerdir. 2002 ve 2007 seçimlerinde kendi tabanına verdiği sözlerin çoğunu o hassasiyetlere riayet yüzünden ertelemek zorunda kaldı Ak Parti... Anayasa Mahkemesi önüne götürülen şikâyet konularında bile tek başına hareket etmiş değil; sözgelimi 'türban' konusunda gerçekleştirilen anayasa değişikliği CHP dışındaki bütün partilerin katılımıyla Meclis'ten geçmişti.

Anayasa Mahkemesi'nin Ak Parti'nin kapatılmamasıyla sonuçlanan kararı pek çok çevre tarafından farklı biçimlerde yorumlanacaktır. Önemli olan, başkalarının değil Ak Parti'nin bu kararı nasıl yorumladığıdır. Ak Parti yola devam edecek de, nasıl devam edecek? Hiçbir şey olmamış gibi davranıp yeni bir dava açılmasına kadar gidebilecek pervasız icraatlar mı beklemeliyiz, yoksa kararı sert bir 'uyarı' olarak değerlendirip ürkek ve titrek bir yeni Ak Parti ile mi karşı karşıya kalacağız? Acaba yola devam ederken yeni bir söylem mi bulacak Ak Parti?

Galiba yapması gereken yeni bir söylem arayışıdır. Meclis içerisinde bulduğu mutabakatın, belli konularda, bazıları tarafından yeterli sayılmadığı görülüyor; bu durumda başka dinamikleri tablonun içerisine çekecek bir yöntem olmalı bu. Bazıları anamuhalefet partisi lideriyle medya patronları ve yöneticilerini içine alacak garip bir yönetim tarzını tavsiye ediyorlar. Bu elbette demokrasinin yanlış yorumlanmasından kaynaklanan çarpık bir bakış açısı...

Tablo içerisine çekilmesi gereken dinamik toplumun kendisidir. Meselâ Başsavcı'nın iddianamesinde en fazla önem verilen husus iki anayasa maddesinde yapılan değişiklikti; o iki madde, ayrı bir dava sonunda, Anayasa Mahkemesi tarafından yapılmamış sayılmıştı. Acaba o iki madde Meclis'ten geçtikten sonra bir de halkoyuna sunulsa ve büyük bir destek bulsaydı, Anayasa Mahkemesi'nin tavrı acaba aynı olabilir miydi?

Aslında kapatılma davasının açıldığı günden beri yaşananlar da toplumu içine alacak yeni bir yöntemin mümkün olabileceğini gösterdi. Kendiliğinden oluşan kitlesel hareketlilik, sivil toplum örgütlerinin demokrasiye sahip çıkması, hep bu yönde atılan adımlardır. O adımlar, arada yorum ve yaklaşım ihtilâfı bulunan temel konularda yapılmak istenen değişikliklerde, halkoylaması uygulaması yönünde kullanılabilecek bir yönteme dönüşebilir.

Türkiye gerektiğinde virajları duvara çarpmadan aşmanın yolunu bir biçimde bulabiliyor. Anayasa Mahkemesi'nin Ak Parti ile ilgili 'kapatmama' kararını bu fırsatlardan sonuncusu olarak görebiliriz.

f.koru@hotmail.com

YORUMLAR 16 TÜMÜ
  • baybars can 17 yıl önce Şikayet Et
    baskılara ve tehditlere direnmek. 1 gün önce istanbulda patlama oldu chp bir yandan ergenekon bir yandan anaysaya mah. baskı yaptı zaten davayıda onlar açtırdı,artık bu ülkede ne yassı adacılar dediği olacak ne 28 şubatçıların nede mak.siyasallaşyıranların ülkesi,bu ülkenin sahibi bu halktır,artık halk bu ülkede kendi erkini konuştarack seviyede,kimse geçmişe yönelmesin bedelini bu sefer darbeciler ödeyeck ve pahası ile çeteler haddini bilecek ve halkın demir yumruğu ile hukukla ezilecekler.
    Cevapla
  • mert vidinli 17 yıl önce Şikayet Et
    anlamı şu. tahacım fehmicim devrin devam edecek nimetlerinden faydalanmaya devam edeceksin sen ve çırağın şamil tayyar sonra emre aköz bilumum cematler kaymağı yalamaya devam edecekler gariban halkın hakkını durmak yok yemeye devam edeceksiniz anlamı bu
    Cevapla
  • hamza salman 17 yıl önce Şikayet Et
    ne oldu o senin baş pehlivana?. yemedimi? kendin den daha babayiğit baş pehlivanın karşısına çıkmaya gözü kesmdimi? ne oldu belden aşşağı vurmalar boşamı çıktı? Sizden biz çok avantajlıyız neden dersen sizin allahınız yok bizim var. Siz sadece maddeye güce tapanlarsınız biz ise allahın da birilerinin planlarını bozacağına inanırız nitekim bazı şer işlerde hayır görürüz sizin gibi çıldırmayız:) Vee n önemlisi allahın bir vadi olduğuna inanırız onuda sen değil tüm dünya gels engelliyemez. sıkma canını gel teslim ol kurtul.:)
    Cevapla
  • Oktay Koçak 17 yıl önce Şikayet Et
    . Askermiymiş ağır siklet dediğin kimi kiminle korkutuyon sen geçti o borun pazarı bir daha da kurulamaz.26 milyon seçmenin 17 milyona yakın bireyin desteklediği ve bu seçmenlerdende sadece 22 milyonunun sandığa gittiği düşünülürse saf oy çokluğunun yüzde 60 demek yani ülkenin yarıdan fazlası.Büyük Atatürk yaşasaydı sizlerden utanırdı.Statükocu, darbeci,ergenekoncu zihniyetin sonu geldi.Zorla hiç birşey yaptıramazsınHerşey barış ve demokrasi
    Cevapla
  • haliloğlu 17 yıl önce Şikayet Et
    tavsiyem. benim hükümetimize bir kaç tavsiyem var: 1-anayasa mahkemesi ya kaldırılsın ya da üyelerinin görev süresi kısaltılsın 2-hakimler verdikleri kararlarından sorumlu tutulsun 3-parti kapatmak için savcı meclisten izin alsın 4-yapılacak bir çok yasa değişikliği yapılıp bir defa da cumhur başkanına (veya anayasa mahkemesine ) gitmeden önce halk oyuna sunulsun
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle