Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
Ölümden kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteciler... Son zamanlarda manşetleri kampların bulunduğu Hatay ilimize konuşlanmış muhabirler kurtarıyor...
Hangi gazeteyi açarsanız açın aynı türden haberlerle karşılaşıyorsunuz: Hatay'da suç oranı artmış... Sakallılar peyda olmuş... Minibüse veya otobüse biniyor, para ödemiyorlarmış; üzerlerine gidildiğinde içlerinden "Tayyip Erdoğan'ın hesabına yazıver" diyenler çıkıyormuş...
Kimse birinci elden aktarmıyor haberini; genellikle bir arkadaşından öğrendiği, o arkadaşının da kendisinin şahsen tanımadığı birinden işittiğini söylediği üçüncü el duyumlar, söylentiler, rivayetler...
Yine de insanları ürkütmede birebir etkili haberler bunlar...
Bir de yorumları bu muhasebeye eklemek gerekiyor. Vaktiyle Türkiye'nin ABD'yle birlikte Irak'a askeri müdahalede bulunması için topyekün seferberlik açmış kalemler, şimdilerde uygulanan politikayı eleştirdikleri yazılarına "Ortadoğu'ya hoş geldiniz" kınayıcı başlığını atmaktan utanmıyorlar.
1 Mart (2003) günü Meclis'te reddedilen tezkere geçseydi, anti-Amerikancılığın tavan yapacağı bir ortamda patlayacak yerli protestoların şiddete dönüşme potansiyeli bir yana, pek çok yabancı terör örgütünün de hedefi haline dönüşecekti Türkiye...
Şimdi 'sakal' edebiyatına sarılanlar o günlerde propagandasını yaptıkları Irak'a ABD'yle birlikte askeri müdahalenin doğurabileceği sıkıntılardan hiç söz etmiyorlardı; edenleri 'komploculuk' ile suçladıklarını da unutmuş değiliz.
Komşuda savaş her ülke için büyük riskler taşır. Türkiye komşusu Suriye'de süregiden iç-savaş sırasında çok sayıda mültecinin kapısına yığılması oldu-bittisiyle iyi baş etti şimdiye kadar... Her gelene çoluk çocuğuyla barınabileceği bir çatı, üzerinde uyunacak birer yatak, karınlarını doyurabilecekleri aş, çocuklara oyun alanı ve okul sağlayabilmek, herbiri ayrı sosyal tabakadan korku içerisinde yaşayan insanlar arasında düzeni koruyabilmek... Hiç kolay değildir.
Türkiye bugüne kadar 'mülteciler' konusunu başarılı bir biçimde yönetti.
Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Fehmi Koru - Star Gazetesi