Cumhuriyet Halk Partisi'nde seçimlerin ardından değişim kavgası yaşanıyor malumunuz…

Bu değişim tartışması ortaya bir de danışman krizi çıkardı.

Efendim konuyu biliyorsunuzdur; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kadın ve aile politikaları konusunda çalışma yapmak üzere Perinaz Mahpeyker Yaman'ı 'Genel Başkan Danışmanı' olarak atamış.

Perinaz Hanım’ın önceki yıllardaki sosyal medya paylaşımları da bugünlerde gündemin ilk sıralarını işgal ediyor…

Paylaşımlarında Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘kanıbozuk’ diyecek kadar ileriye gitmiş, Atatürkçü seçmenlere de ağır eleştirilerde bulunmuş…

CHP’li yazar-çizerler ve eski siyasetçiler tarafından, ‘Böyle biri nasıl başdanışman atanabilir’ türünden eleştiriler yapılıyor…

Kılıçdaroğlu, bir TV programında kendisine yöneltilen “Sosyal medyada Atatürk’e ve size ağır ifadeler kullanan Perinaz Yaman’ı neden danışmanlığa atadınız?” sorusuna; “O günler koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu. Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım. Bir arkadaşım tavsiye etti.” yanıtını vermiş.

Gülsek mi? Ağlasak mı?

Ben ağlamaya daha yakınım…

Devleti yönetmeye talip oluyorsunuz.

Size kimin danışmanlık yaptığını bilmiyorsunuz, tanımıyorsunuz…

Önünüze geleni danışman yapıyorsunuz…

Bu kafa yapısıyla da kazanabileceğinizi düşünüyorsunuz ayrı bir mesele…

Ancak velev ki kazanmış olsaydı belki de bugün aynı tartışma Cumhurbaşkanı başdanışmanları ile ilgili olarak gerçekleşir miydi?

Seçim sonrası görevden alınan MYK üyelerine istediği koltukların verilmemiş olması durumunda muhtemelen bugünkü gibi kirli çamaşırlar ortaya dökülebilirdi.

Ancak istenen koltukların alınması durumunda halı altına süpürülürdü muhtemelen…

Bu arada bu ilk başdanışman vakası değil…

Bundan daha ağırları da var!

Mesela Ünal Çeviköz…

Türkiye’nin Azerbaycan’ın Karadağ mücadelesinde verdiği desteğe, “Türkiye, Karabağ’a cihatçıları gönderiyor” demişti.

Akıl almaz bir açıklama…

''Mavi Vatan diye bu 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız.” ifadelerini kullanan da bu beyefendi.

Yunanistan ile aynı dili kullanıyor.

Mavi vatan konusunda ülkemizi yayılımcı ve saldırganlıkla suçluyor.

Kıbrıs konusunda ise Alman basınına; ”Kıbrıs'a gelince, çözümün adadaki iki toplum tarafından bulunması gerekiyor. Bizim tavrımız, Ankara'nın Kıbrıslı Türklerin içişlerine, Atina'nın da Kıbrıslı Rumların içişlerine karışmaması gerektiğidir." şeklinde demeç veriyor.

Kıbrıs’ın Türkiye’nin güvenliği, mavi vatan ve milli enerji politikalarında kritik öneme sahip olduğunu bile bile bu sözleri sarf ediyor.

Bir diğer başdanışman Nuşirevan Elçi, Kürtçe yayın yapan RUDAW kanalına vereceği mülakat için adres olarak CHP Genel Merkezi’ni tercih ediyor ancak Türk Bayrağı’nı odadan çıkarttırıyor.

Bu skandal ifadeler ve hareketler, Perinaz Mahpeyker Yaman’a gösterilen tepkinin çeyreği ile bile karşı karşıya kalmadı.

O gün bu başdanışmanları yüzünden Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeyen / eleştiremeyen CHP’liler, bugün topa tutuyor…

Çeviköz ve Elçi 4 Haziran 2023 tarihine kadar görevlerine devam etti.

Atatürk’ün fotoğrafını çöpe attığı iddia edilen isimler bugün CHP’de üst düzey siyaset yapıyor…

Ayrıca Canan Kaftancıoğlu da Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözdeleri arasında…

Yani Perinaz Mahpeyker Yaman’ın başdanışman olması beni çok şaşırtmadı… 

Kemal Bey, çok da tanımadığını söylediği Perinaz Mahpeyker Yaman’ı daha önce AK Parti’de siyaset yaptığı için başdanışman görevine getirmiş.

Kılıçdaroğlu geçmişte AK Parti’de siyaset yapmış, sonra yollarını ayırmış isimlerle AK Parti’den, Cumhur İttifakı’ndan oy alabileceğini düşünüyor olsa gerek…

Kılıçdaroğlu eski AK Partilileri; danışman olarak, siyasetçi olarak aldı, ittifak ortağı yaptı ama hiçbir zaman seçim kazanamadı..

Kemal Bey ve CHP’si; zihniyet olarak AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın ortaya koyduğu değerleri savunarak veya politika olarak benimseyerek iktidar namzeti olabilirdi.

Ama iktidar dünyanın en doğru işini de yapsa biz buna doğru diyemeyiz mantalitesiyle hareket etti ve kaybetti…

Tek tutarlı olduğu konu sadece bu bile olabilir…

İktidarın Rusya-Ukrayna Savaşı’nda dünyaya nefes olan denge politikası, yani arabuluculuğu tüm dünya tarafından takdirle karşılandı ve alkışlandı…

CHP ise Türkiye sadece Ukrayna’nın yanında olmalı, Rusya’ya ambargo koymalı şeklinde bir politika ortaya koydu.

Yani tüm dünya tarafından takdir edildiği için ‘dünyanın en doğru işi’ diyebileceğimiz bir konuya bile bu doğru diyemedi…