Türkiye Cumhuriyeti’mizin ikinci yüzyılının ilk günlerini yaşıyoruz…

29 Ekim 2023 Pazar günü çok sayıda etkinlik ile kadim tarihimizin son devleti olan ve bayrağı altında yaşamaktan büyük gurur duyduğumuz Türkiye’nin yüzüncü yılını kutladık…

Ancak belirli bir kesim sürekli olarak; önce ‘etkinlikler iptal edildi’ ile başlayan sonra ‘tepkiler üzerine kutlamalar yapıldı’ ile devam eden ve sonunda da ‘yetersizdi’ ile biten bazı eleştirilerde bulundu…

Eleştiri yapmak pek tabii bir hak ancak doğru bilgiler üzerinden…

Doğruluğu çok basit bir araştırma ile ortaya çıkabilecek, sırf siyasi görüşünün karşısında yer alan bir hükümetin yaptığı/yapacağı yüzlerce etkinliği görmezden gelerek, dezenformasyon üreterek algı oluşturulmaya çalışıldığını ne yazık ki ikinci yüzyılın ilk günlerinde de tıpkı ilk yüzyılda olduğu gibi gördük…

Peki bu işin doğrusu neydi?

Etkinlikler iptal edilmedi, planladığı şekilde devam ediyor. Sadece Katil İsrail’in Gazze’de yaşattığı, binlerce çocuğun ve kadının şehit olduğu insanlık dramı nedeniyle TRT’deki eğlence programları şimdilik iptal edildi.

Bunun dışında İletişim Başkanlığı koordinasyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm bakanlıkların Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına dair yüzlerce programı 23 Ekim’den itibaren başladı ve yıl boyunca devam edecek…

Yüzüncü yıl için oluşturulan resmî web sayfasından veya iletişim başkanlığının internet sitesinden programların tamamına göz atabilirsiniz…

Bunun dışında yüzüncü yıl nasıl kutlanmalı…

Sadece vals ile mi?

İstenilen vals ise; o da var…

Pazar günü boğazda harika bir vals gösterisi vardı. Yüz gemiden oluşan donanmanın TCG Anadolu ile süzülmesi benim izlediğim en harika vals gösterilerinden biriydi…

TOGG araçlarının oluşturduğu konvoy, bugüne kadar en gururlandığım konvoy oldu…

Yanı sıra yerli ve milli savunma sanayii ürünlerinin geçişi gözlerimize ışık oldu…

Dosta güven verdi, düşmana ise korku…

Eserler ortaya koymak her 29 Ekim’de dev bir eserin açılışını yapmak, en güzel kutlama değil de nedir?

Cumhuriyet ancak böyle güzel kutlanabilir…

Atatürk’ün hayal ettiği tam bağımsız Türkiye hayali ancak böyle gerçekleştirilebilir…

Atatürk demişken; kutlamalar esnasında neden kimi zaman sadece ‘Gazi’ diye anılmış veya Mustafa Kemal Atatürk ismi ve soy ismiyle neden kullanılmamış gibi geçen yüzyılda bırakmak istediğimiz sığ tartışmalara da maruz kaldık…

Gazi çok şerefli bir ünvandır.

Ayrıca bu içi boş tartışmalar ecdadımızdan bize emanet bu cennet vatanı geleceğe daha da güçlü bir şekilde hazırlama konusunda bize verimsizlikten başka bir şey katmaz…

Atatürk’ün, ‘herkesin Atatürk’ü’ olması konusunda büyük bir engel teşkil etmekten başka da bir işe yaramaz…  

Atatürkçülük, gardrop Atatürkçülüğü ile değil, onun hayallerini gerçekleştirerek olur…

Mavi vatana sahip çıkarak, doğal gaz keşfi yaparak, millî savunma sanayiini geliştirerek, memleketi muasır medeniyetler seviyesine çıkararak Atatürkçü olunur…

Hastaneler, okullar, otoyollar, havalimanları, köprüler veya tüneller yaparak Atatürk’ün vasiyetini hayata geçirilebilir.

Hasılı Atatürk’e saygı duymak; eserler ortaya koymak, dünyadaki adaletsizliğe ses çıkarmak, yurtta sulh cihanda sulh vizyonunu düstur edinmek, gerektiğinde düşmana aman vermemek, dünyada söz sahibi olmak ve ülkenin dik duruşunu cümle aleme göstermeyi ilke edinmektir…

Cumhuriyet ancak bu kadar güzel kutlanabilirdi, kutlandı da…

Kutlanmaya da ilelebet devam edecek…

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür…

İBB’DEN 553 MİLYON LİRALIK KUTLAMA

Açıkçası bir takipçimden gelen mesajı okuduğumda ilk önce doğru olmayacağını umut etmek istedim…

Kamu İhale Kurumu’nun internet sitesinde kısa bir araştırma yaptığımda ise bilginin gerçek olduğunu gördüm.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde, “Demokrasi Yüzyılında Yapılacak Muhtelif Kültürel ve Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür ve Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik ve Organizasyonların Tanıtım ve Duyuru Hizmetleri ile Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmeti’ adı altında bir ihale gerçekleştirilmiş.

Numarası 2023/732948 olan ihalenin sonuç ilanında yazan tutar ise; 553 milyon 871 bin 400 Türk Lirası…

Evet yanlış okumadınız…

Siz de Kamu İhale Kurumu’nun resmî sayfasından bu bilgiye erişebilirsiniz…

Yüzüncü yıl coşkusunun tabana indiği, sivilleştiği bir dönemde bunun onda birinden de aşağıda maliyeti olan bir etkinlik organize edilseydi ve İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına daha hazır bir hale getirilseydi çok daha güzel olurdu!

Görkeminden de bir şey eksilmezdi…

Tıpkı boğazdaki gibi…

Cumhuriyetimizi sadece konser ve eğlenceden ibaret görmek yerine; Türkiye’nin en büyük şehrine yatırım yapmak, örneğin bu parayla güncel maliyetiyle 6 tane kavşak yaparak vatandaşların trafik yükünü azaltmak veya 171 bin aileye 5’er bin Türk Lirası sosyal yardım yapmak da bir alternatif olabilirdi.

Ancak tercih farklı yönde gerçekleşti…

Kimisi eserleriyle cumhuriyetimizin vatandaşlarının yaşam konforlarını iyileştirmeye çalışır, kimisi de sanatçılara ve organizasyon firmalarına kazanç kapısı olur…

Takdir sizin…