29 Mayıs sonrasında CHP ile ilgili en fazla konuşulan bir kelime var.

O da değişim…

Değişim aşağı, değişim yukarı diyerek tam 5 aydır bize değişimin nasıl olamayacağını gösterdiler…

CHP’de Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu ikilisiyle ilgili aylardır ifade ediyorum;

Özgür Özel seçimi kazanırsa Kemal Kılıçdaroğlu döneminden farklı hiçbir şey olmaz.

Değişen tek şey genel başkanın ismi ve yaşı olur…

Öyle de oldu…

Kurultay başladığı anda da her iki aday bunu net bir biçimde hissettirdi…

İkisi de Osman Kavala’ya selam çaktı…

O yetmedi Selahattin Demirtaş’a selam çaktı…

Öncesinde de her iki aday Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ağır iftiralarda bulunan Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ya sahip çıktı…

Özgür Özel, Tanrıkulu’yu parti meclisi anahtar listesine ekledi…

HDP’ye yerel seçimler öncesinde şirin gözükmek için sınırötesi tezkereye bir kez daha hayır verilmesine, sözümona değişim vaadiyle gelen Özgür Özel’in itirazlarını duyamadık…

Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olduğu hemen her cümlede vurgulanan CHP’nin, terör örgütünün paralelinde, hatta iç içe siyaset yapmasına en küçük bir eleştiri getirilmedi…

Mavi vatan konusunda yanlış yaptık…

Hükümetin, Azerbaycan’a verdiği desteği itibarsızlaştırmaya çalışmamız hata idi…

Türlü dezenformasyonlarla ülke gündemini işgal ederek insanları yorduk…

Bu cümleleri işitemedik…

Her iki aday da CHP’nin ve içinde bulunduğu ittifakın neden iktidar olamadığı özeleştirisini yapmadı…

Oysa 14 ve 28 Mayıs’ta millet çok net mesajlar vermişti…

Hoş, nasıl eleştiri getirecek?

Özgür Özel de 2010’dan bu yana Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakın ekibinde, aynı hataların ortağıydı…

Yani ortada bir sorun varsa, o sorunun parçasıydı…

28 Mayıs’tan bu yana ülkemizde ve dünyada çok önemli gelişmeler oldu.

O günden bu yana CHP’nin tek gündemi vardı; “Koltuğa kim oturacak?”

Oysa millet, seçimlerde CHP’ye neden iktidar olamadığına yönelik verdiği mesajlarla birlikte muhalefet etme görevini de vermişti…

Seçim döneminde yapılan büyük hatalar, son 5 ayda da devam etti…

Seçim döneminde 6 Şubat depremleri sonrası insanlar canlarıyla uğraşırken; CHP ve ittifak ortakları kim aday olacak, milletvekili pazarlıkları ve masadan oturma-kalkma gündemleri ile meşguldü…

Değişen bir şey olmadığı bu kurultayda da net bir şekilde kamuoyunda hissedildi…

Özgür Özel’in kurmay ekibi cumartesi günü açıklanınca CHP’de değişim olmadığını çok net bir biçimde göreceğiz…

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’yi 28 Mayıs öncesi yönetenleri, MYK’da yer alanları gönderdi…

Gönderilenler Özgür Özel ile CHP’ye geri geldi…

İşin özü; belki birileri kazandı, birileri kaybetti ama hasılı zihniyet değişmeyeceği için bana göre Türkiye kaybetti…

CHP GENEL MERKEZİ BELEDİYE BAŞKANLARININ GÜDÜMÜNDE GİBİ

Özgür Özel, konuşmasını yaparken kendisini protesto eden bir grubu sessizliğe davet etmesi için Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a dönerek; “Zeydan Abi, beni dinlemiyorlar, seni dinlerler” diyerek belediye araçlarıyla Ankara’ya getirilen Adana Belediyesi’nin işçilerinin kendi aleyhinde sloganlar attığını salona duyurdu.

Diğer şehirlerden de her iki adaya destek için getirilen belediye işçileri vardı…

Öte yandan Özgür Özel-Kemal Kılıçdaroğlu mücadelesi bir bakıma Ekrem İmamoğlu-Kemal Kılıçdaroğlu mücadelesi idi…

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin maddi ve manevi tüm imkanlarını Özgür Özel için seferber etmişti…

Geçen hafta salı günü yazımda da belirttiğim 553 milyon 874 bin 400 lira harcanan 29 Ekim kutlamalarının onur konuğu da Özgür Özel’di…

Ayrıca bu fahiş ihale tutarı, kurultay harcamalarını finanse etmek için mi kullanıldı sorusunu akıllara getirdi.

Oysa İstabullular, Adanalılar, İzmirliler belediye başkanlarını seçerken CHP Kurultayı’nı şekillendirsinler diye mi yoksa şehirlerine hizmet etmesi için mi oy vermişti…

DİPNOT: 14 Mayıs seçimleri öncesi Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben Kemal geliyorum” demişti. Ne cumhurbaşkanlığına gelebildi ne de partisinin başına tekrar gelebildi. Sanırım kastı ev halkına imiş. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu evine gitti…