CHP uzunca süredir PKK ismini hain terör örgütünün adını reklamı olmasın diye zikretmediklerini öne sürüyor…

PKK ortaya yeni çıkan bir terör örgütü değil. 

Ülkenin son 45 yılında binlerce vatan evladının şehadetine neden olmuş.

7 yaşındaki çocuk bile biliyor artık PKK’nın ne olduğunu…

PKK, ortaya yeni çıkmadı…

PKK’nın 1978'de yılında kurulması ile başlayan ve hâlen devam eden çatışmalardan bahsediyoruz.

1984 yılına kadar küçük ölçekli silahlı çatışmalar yaşandı…

Güvenlik güçlerimiz ve PKK’lı teröristler arasındaki topyekûn silahlı mücadele 1984 yılında PKK'nın gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli saldırıları ile başladı…

PKK terörü 90’lı yıllarda zirve yaptı…

Son yıllarda gerçekleştirilen terörle kararlı mücadele kapsamındaki operasyonlarla PKK’lı teröristler ülke sınırlarımızdan sökülüp atıldı.

Teröristler; Kuzey Irak, Suriye ve İran’da bulunuyorlar…

Bu aşağılık it sürülerini etrafımızdan tamamen temizlemek, bataklıklarını kurutmak amacıyla da kahraman ordumuz sınır ötesi operasyonlar gerçekleştiriyor…

Gelelim konumuza…

PKK’nın reklamını yapmamak için ismini ağzınıza alıp lanetleyememenizi bu nedene bağlayamazsınız…

Bir şeyi çok zikrettiğinizde onun olumlu manada reklamını yaptığınız anlamına gelmez.

Nasıl zikrettiğiniz önemlidir. Önüne veya ardına ne eklediğiniz önemlidir…

‘Reklamın iyisi kötüsü olmaz’ bakış açısı sağlıklı bir yaklaşım değildir.

Reklamın kötüsü, reklam yapmak isteyeni iletişim boyutuyla kimi zaman içinden çıkılamayacak ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir…

Bu nedenle; PKK kendisini sürekli olarak farklı farklı gösterme çabasındadır…

İsmini sürekli olarak değiştirmek suretiyle eylemler gerçekleştirmeye çalışıyor.

KONGRE-GEL, KADEK, KKK, KCK, YPG, PYD, PJAK gibi farklı isimler kullanarak algıyı yönlendirme çabası içinde…

Sen PKK diyerek onlara lanet okuyacaksın ki onların oluşturmak istedikleri algıyı yıkabilesin…

Çocukların öğretmenlerini öldürenlerin PKK’lılar olduğunu ifade edeceksin ki; yeni neslin kinlerinin terör örgütüne karşı diri tutulmasını sağlayabileceksin… 

Çocuklar büyüdüğünde; onları kıyafet değiştirerek, şekil değiştirerek tekrar kandırmalarının önüne geçeceksin…

Terör örgütüne darbe vurmak istiyorsan lanetleyerek, kahrolsun diyerek PKK’yı da zikredeceksin…  

PKK, EN ÇOK KÜRTLERİN DÜŞMANIDIR

Bu ülkedeki vatandaşların kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunu yok.

Türk, Kürt, Abaza, Boşnak, Laz, Çerkez, Süryani, Rum farketmez…

Hasılı bu ay ile yıldızın gölgesinde yaşayan her vatandaş Türkiye Cumhuriyeti’nin asli unsuru ve birinci sınıf vatandaşıdır.

Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır. 

PKK, Kürtlerin iyiliğini hiçbir zaman istememiştir.

PKK; Gabar’da ağababalarının, finansörlerinin amacına hizmet etme gayesiyle senelerce orada terör bahanesi ile bulunmuş, bölge halkının ekonomik refahına katkı sunacak petrolün çıkarılmasını senelerce geciktirmiştir.

Bölgenin gelişmesi adına yapılan yatırımların şantiyelerine saldırılar düzenlemiştir.

Bu kimin menfaatinedir?

Güneydoğu ve doğudaki vatandaşlarımızın menfaatine olmadığı çok net…

Bu ülke renkli bir çiçek bahçesidir.

Ama bu bahçede zehirli otlara, bitkilere yer yoktur…

SOSYAL MEDYA’DA HAKARET SUÇU ESNETİLECEK Mİ?

Mevcut durumda sosyal medya üzerinden hakaret eden kişi hakkında; TCK’nın 125. maddesi gereği savcılar tarafından ceza davası açılıyor…

Bu ceza davası neticesinde; kişi iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor.

Mahkeme hakaret eden kişi hakkında ceza verirken aynı zamanda belli bir süre ile denetim süresi verebiliyor. Bu da kişilerin denetim süresi boyunca hakaret ya da başkaca bir suç işlemesi noktasında caydırıcı oluyor.

Kişilerin almış oldukları bu cezalar da sabıkalarında yer alıyor.

Şimdi şöyle bir değişiklik yapılmak isteniyor…

Savcılar, kamu görevlisi olmayan kişilere yönelik hakarette bulunan kişiye, ceza davası açmadan “ödeme” yapması için teklifte bulunacak. 

Kişi, teklifi kabul edip ödeme yaparsa hakkında dava açılmayacak. Ödeme üç taksit şeklinde de yapılabilecek.

Yani parasını veren, istediği kişiye sosyal medya üzerinden hakaret edebilecek…

Tabii bu kişi kamu görevlisi değilse…

‘Kamu görevlisi olmayan’ bakan, milletvekili, kamu kurumu yöneticilerinin eşlerine veya yakınlarına ‘parasını ödemek’ koşuluyla küfür ve hakaret edilebilecek…

Ayrıca; sabıkasında olumsuz bir şey olmayacağını bilen kişi; hakaret etme noktasında daha rahat davranabilecek.

Denetim süresi olmayacağı için suç işleme noktasında caydırıcılık da ortadan kalkacak…

Konuyu hukukçularla görüştüğümde; savcıların iş yükünü azaltmak amacıyla böyle bir esneklik getirilmesinin özellikle savcılar tarafından talep edilebileceğini belirtiyorlar…

Savcıların iş yükünü azaltmak için, hakaretleri azaltacak düzenlemelere kafa yormak bana daha mantıklı geliyor.

Cezaların artırılması veya gelire göre maddi cezalar verilmesini tartışmak hakaret suçunun azalmasını sağlayabilir.

Aksi halde parayı veren istediğine küfür ve hakaret edebilir...

BAHÇELİEVLER’DE BAŞKAN BAHADIR İLÇEYİ LİSELİLERLE YÖNETİYOR

Geçenlerde bir konferans için Bahçelievler’deydim…

En fazla dikkatimi çeken konu ilçede yaşayan lise ve üniversite öğrencilerinin Belediye Başkanı Hakan Bahadır’la olan ilişkisiydi…

Gençlerin Başkan Bahadır’ı çok sevdiklerini ortamdan rahatlıkla hissedebiliyorsunuz…

Bunun sebebini Hakan Bahadır’a sorduğumda aldığım yanıta şaşırmadım dersem yalan olur…

Bahadır, göreve gelir gelmez ‘Genç Başkan Danışmanları Projesi’ni başlatmış…

Bahçelievler’de gençlerin belediye yönetimine katkı sağlamasını amaçlamış…

Projeden hem liselerde okuyan gençler, hem de üniversitedeki gençler faydalanabiliyormuş... 

Şu anda tam 6 bin genç başkan danışmanı varmış…

Whatsapp’tan gördükleri eksikleri anında başkana bildiriyor ve sorunların hızlı çözülmesine katkı sağlıyorlarmış…

Tüm başkan danışmanlarının ‘Başkan Danışmanı kartı’ var…

Gençler bu kart ile belediyenin sosyal tesislerinden yüzde 25 indirim alıyor, belediyenin tüm spor tesislerinden ücretsiz faydalanıyor ve konserleri de protokolden izleyebiliyorlar... 

Çok güzel değil mi?

Tüm belediyelere örnek olması için yazmak istedim…

Bahçelievler Belediyesi’ni ve Başkan Hakan Bahadır’ı kutluyorum…