Normalleşme Dönemi ‘Başladı’
Siyasette 2 Mayıs-13 Haziran tarihleri arasında 43 gün boyunca ‘yumuşama ya da normalleşme’ dönemi tartışıldı.
Yumuşama ve normalleşme yorumlarının yapılmasının arkasında yatan gerçek de; CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı döneminde olmayan ‘müzakere’ sürecine önem vereceği izlenimiydi.
Özel, 31 Mart seçimleri sonrası ‘taç giyen baş akıllanır’ misali bir görüntü verdi.
Henüz söylemlerini eyleme dönüştürememiş olsa da; “Türkiye dışında Türkiye partisi olacağım” ifadesi ve ülkenin sorunlarını çözüm mercii ile birlikte diyalogla ortadan kaldırma arzusu, ülkenin hayrına bir sonucu beraberinde getirme ihtimali taşıyordu.
Diyalog sürecinin bir diğer artısı da; siyasetten popülizm ve dezenformasyonun yok edilme imkanını sunabiliyor olmasıydı.
Bilinen (-di’li) geçmiş zaman ifadesini kullanıyorum çünkü 13 Haziran’da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalara yönelik yorumunu soran gazetecilere Özgür Özel’in verdiği yanıt diyalog sürecine ciddi bir zarar verdi.
Siyasette alıştığımız ‘normalleşme’ dönemini başlattı.
Bizim ülkemizde uzunca bir zamandır normalleşen şey; muhalefetin iktidarın her açıklamasına ‘karşı’ çıkması gerektiğiydi.
CHP’nin eski Grup Başkanvekili ve Özgür Özel’in kendi çırağı olduğunu iddia eden Engin Altay’ın Meclis’te dile getirdiği; “Siz dünyanın en doğru işini de yapsanız, biz buna doğru diyemeyiz” yaklaşımı ‘değişti’ sanmıştık oysa ki…
2 Mayıs’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti Genel Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı ziyaretle başlayan, başka ülkelerin normali ancak bizim ülkemizin anormali olarak algılanan diyalog süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’nde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yaptığı iadeiziyaretten tam 2 gün sonra 13 Haziran’da eski haline döndü.
13 Haziran’da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanında Özgür Özel şu ifadeleri kullandı: “Memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz.”
Suç ortağı olarak işaret edilen isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı…
Madem ortada işlenen bir suç var ise; suçlu olarak gördüğünüz biriyle neden 43 gün boyunca diyalog süreci oluşturdunuz?
Diye sorarlar…
Velhasıl bu büyük bir hata oldu Özgür Özel için…
Bu açıklamayı yapması için Özgür Özel’e baskı mı yapıldı?
Onu önümüzdeki süreçte çok daha net anlayacağız, lakin bu diyalog sürecinden belki de en fazla rahatsız olan isim; Ekrem İmamoğlu idi…
Özgür Özel’in muhalefet tabanında olumlu bir intiba yaratması Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını riske atabilirdi.
Bu riski göz önünde bulundurarak parti içerisindeki ağırlığını ve gücünü kullanarak Özgür Özel’in genel başkanlıkta ‘özgür olmadığını’ bir kez daha gösterdi.
MHP’YE OPERASYON ÇEKİLİYOR
MHP’yi sistemin dışında çıkarmak, “şeytanlaştırmaya yönelik” bir strateji var.
MHP, Cumhur İttifakı’ndan koparılmak isteniyor.
ABD’deki bazı düşünce kuruluşlarının raporlarında da yer alan bu stratejiye hizmet eden bir yaklaşımı, Türkiye’de muhalefette ve medyasında görüyoruz.
Her gün ekranlarda ve kürsülerde MHP yargılanıyor.
Sinan Ateş cinayeti ile ilgili mahkeme kurulmadan, ekranlarda ve kürsülerde mahkemeler kuruldu ve hükümler de verildi.
Evinin direğini kaybeden ve otokontrolünü kaybetmesi çok normal olan acılı bir kadın ve babasız kalan iki çocuğunun üzerinden siyasi operasyon çekilmeye çalışılması son derece üzücü…
Bazı partiler Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’e milletvekilliği dahi teklif ediyor.
Sinan Ateş davasıyla ilgili MHP üst yönetiminden önemli bir bilgiye ulaştım.
Milliyetçi Hareket Partisi’nde Sinan Ateş davasıyla ilgili büyük bir hazırlık yapılıyor.
Bu davayla ilgili MHP’yi suçlayan herkes, elinde ne delil varsa mahkemeye davet edilecek.
Haklarında iftira ve hakaret davaları açılacak.
Sinan Ateş olayında muhalefetin yaklaşımı siyasi rant devşirme odaklı ve samimi değil.
Son bir soru…
Muhalefetin Sinan Ateş olayındaki yaklaşımı, İzmir’de PKK’lılar tarafından şehit edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu ile ilgili neden ortaya konmadı?
-
Vatandaş 5 ay önce Şikayet EtBu bunu demiş şu şunu yapmış bunların hiçbir önemi yok . Bundan sonra emekli,çiftçi,köylü ve kiracıyı kim sahiplenirse sonunda o kazanır. Gerisi hepsi unutulur şeylerdir .Beğen Toplam 1 beğeni
-
Şems 5 ay önce Şikayet EtEkmek kaç lira ? Biliyor musun?Beğen Toplam 2 beğeni
-
Stratejik bakış 5 ay önce Şikayet EtÖzgür CHP içindeki azgın azınlığa rest cekip .devletinin yanında olabilirse ..kazanır yoksa kaybederBeğen Toplam 6 beğeni
-
Ercan 5 ay önce Şikayet EtSiz rahatsız olun diye inadına tayyip erdoğan a oy vereceğimBeğen Toplam 11 beğeni
-
İsmail 5 ay önce Şikayet EtHer kesimin tek doğrunun ve doğruları yapanın kendilerinin olduğunu söylemesi kadar doğal ve olağan bir şey olduğu muhakkaktır... Onlar Ülkemizi yönetmek arzusu ile kurulmuşlar ve gereğini yapmaktadırlar..Beğen Toplam 2 beğeni