Futbol’un sadece futbol olmadığı birçok kez karşımıza çıktı ancak geçtiğimiz hafta yaşananlar bunu bir kez daha ortaya koydu.

Avusturya maçında millî takımımızın gollerini kaydeden Merih Demiral’ın sevinç esnasında bozkurt selamı vermesi, zaten hazır kıta bekleyen Türkiye düşmanlarını harekete geçirdi.

UEFA tarafından Türkiye-Avusturya maçının en iyi oyuncusu seçilen Merih Demiral’a, bozkurt selamı nedeniyle 2 millî maçta oynamama cezası verildi.

Siparişini Alman İçişleri Bakanı Faeser verdi, UEFA Merih’in savunmasını dahi almadan 2 maç ceza vereceğini Bild’e fısıldadı.

Kesinlikle siyasi bir karardı.

Emsal görüntülerin en fazla para cezasıyla sonuçlandığını biliyoruz.

Bu konuyu televizyon ekranlarında geçen hafta detaylarıyla konuştuk.

Ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye bu şampiyonaya adeta damga vurdu.

Millî takımımızı yürekten kutluyorum.

Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın farklı şehirlerinde yaşayan Avrupalı Türkler de özel bir teşekkürü hak ediyor.

Avrupalı Türkler, ev sahibi ülke Almanya’yı Türkiye’ye çevirdi.

Almanya sokakları, kırmızı beyaza boyandı.

Türkiye, seyirci sayısıyla Almanya dahil tüm takımların önüne geçti.

Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’ye geldiklerinde çeşitli eleştirilere maruz kalan vatandaşlarımız, vatan sevgilerinin kocamanlığını dünyaya gösterdi.

Avrupa da başta Almanya olmak üzere bundan ciddi rahatsız oldu.

Almanya’da yayıncı kuruluş tarafından Avusturya-Türkiye maçı canlı yayın listesinden çıkarıldı.

Maçı Fransız Hakem Clement Turpin yönetti…

Hollanda maçında da kritik hakem hataları elenmemize direkt olarak sebebiyet verdi.

Kötü niyeti şurada görmemiz lazım; maçın otuzuncu dakikasında Mert Müldür’ün bacağına sert biçimde basan Hollandalı Xavi Simons’a kırmızı kart vermediği gibi, Alman rejisi pozisyonun tekrarını göstermedi bile…

Video yardımcı hakem (VAR) de nedense hiç devreye girmedi.

Hollanda 60 dakika 10 kişi oynayabilirdi.

Yediğimiz ikinci golde de ikinci golü atan Gakpo’nun, topa vurmadan önce Mert Müldür’ü düşürdüğü ise maçtan sonra yayınlanan farklı bir açıda açıkça gözüküyor.

Maalesef maçta o açıyı da göremedik.

Ve futbolda hakemlerin hatalı kararlarını önlemek adına geliştirilen VAR sistemi de maalesef bu pozisyonda da üç maymunu oynadı…

Alman rejisi maçı tribünden izlemeye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da maç esnasında hiç yer vermemesiyle Türkiye’ye karşı bakış açısını net bir biçimde gösterdi.

Aynı gün oynanan İngiltere-Portekiz maçında İngiliz Prensi’ni defalarca ekrana veren reji bu uygulamayı Türkiye’nin cumhurbaşkanı için uygulamadı.

Velhasıl UEFA Avrupa Futbol Federasyonları Birliği gibi değil, haçlı futbol federasyonları birliği gibi hareket etti.

Avrupa’nın Türk korkusu net bir biçimde bir kez daha gözler önüne serildi.

Çünkü Türkler Avrupa’da artık sadece beden gücü olarak yer almıyor…

Avrupa’da iş dünyasında da ciddi bir güce sahip…

Avrupa’nın siyasetinin, ekonomisinin, sporunun, kültürünün önemli bir parçası…

Avrupa’ya gelmelerinin üzerinden 50-60 yıl geçmesine rağmen Türkiye sevdasının hiç eksilmemesi de Avrupa açısından can sıkıcı bulunuyor.

Türkiye’nin son 20 yıldaki hamleleri, tam bağımsızlık mücadelesinde önemli bir aşama kaydetmesi ve Türkiye’nin gelişimi Avrupa’daki vatandaşlarımızın da özgüvenini yukarıya çıkarıyor.

İşte tüm bu nedenlerle konuyu Simon Kuper’in yazdığı bir kitap ismi olan ve bu durumu net biçimde ifade eden; “Futbol asla sadece futbol değildir” şeklinde değerlendirmek lazım.

Arda Güler’in gol sevincinde yaptığı hareketin manasını milyonlarca dolar vererek bu kadar insana ulaştıramazsınız.

Merih’in gol sevinci de dünyanın bozkurt işaretini öğrenmesine vesile oldu.

Ayrıca kimin Türkiye sevdalısı, kimin de içimizdeki Avusturyalı ya da Hollandalı olduğunu da bir turnusol kağıdı gibi bir kez daha görmemize olanak sağladı.

Ben takımımızdan da, destek veren onbinlerce vatandaşımızdan da razıyım.

Şimdi sıra 2026’da ABD’de yapılacak Dünya Kupası’nı kırmızı beyaza boyamakta…

JANDARMA GENEL KOMUTANINA OPERASYON

FETÖ içeriden, dışarıdan operasyon çekerek Türk askerini hedef almaya devam ediyor.

Bu sefer hedefte Arif Çetin Paşa var…

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, uzun yıllar Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde ülkemize hizmet etmiş, terörle mücadeledeki başarılarıyla örnek bir askerdir.

Ülkemizin güvenliği için canını ortaya koyan Arif Çetin Paşa, FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle bağlantılı medyanın operasyon çocukları tarafından sürekli hedef alınıyor.

Lekelenmeye çalışılıyor.

Savunma sanayii üzerine yaptığı yatırımlar ve deprem bölgesine yaptığı yardımlarla öne çıkan iş adamı Serdar Özyurt’un, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’i ziyareti sonrasında servis edilen fotoğrafta olmayan kişileri Serdar Özyurt ile ilişkilendirilerek Arif Çetin Paşa ile ilgili olumsuz algı oluşturma çabasındalar.

Ağustos ayında Yüksek Askerî Şûra Toplantısı var. Toplantı öncesinde verilecek terfi kararlarını etkilemeye dönük bir hamle olduğu aşikâr.

Ama bilmiyorlar ki; “Altın pas tutmaz”