AK Parti’de değişim ve yenilenme
AK Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar iktidarda olmasının altında yatan nedenlerden biri de; şüphe yok ki zamanın ruhuna uygun değişimleri ve yenilikleri gerçekleştiren bir parti olması…
Türk siyasi tarihinde eşi benzeri olmayan aralıksız iktidar serüveninde birçok yeniliği AK Parti ile gördük.
Muhalefetin ‘tek adam’ yönetimi söylemleriyle itibarsızlaştırmaya çalıştığı ancak 15-20 yıl önce AK Parti tarafından hayata geçirilen uygulamaları bugünlerde gerçekleştirdiğini gözlemliyoruz.
Anketlerle periyodik olarak toplumun nabzının tutulmasını buna sadece bir örnek olarak gösterebiliriz.
AK Parti, geçmişte MKYK ve MYK toplantılarında ‘kendi içinde’ en sert şekilde eleştirileri yapmaktan da çekinmedi.
Erdoğan kimi zaman metal yorgunluğu diyerek teşhisi koydu, kimi zaman ise ‘yoruldum diyenler kenara çekilsin’ diyerek atacağı adımların sinyallerini önceden verdi.
Ve gereğini yaptı.
Şimdi ise; ‘kan ve ruh kaybı var’ diyerek aslında önümüzdeki dönemde atılacak adımları dile getiriyor.
Önemli bir detay olarak altını çizmekte fayda var; AK Parti ilk defa ‘bir yerel seçimde de olsa’ ikinci parti pozisyonuna düştü.
Bu seferki değişim geçtiğimiz değişimlere oranla; çerçevesi daha geniş, hatları daha sert olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart akşamı ‘mesajı aldık’ sözünü bence hafife almamak gerek.
Hafife alınmaması gerektiğini de sanırım 2025’in mayıs ayında tamamen görmüş olacağız…
Son MKYK toplantısında kongre tarihleri belli oldu.
Bir başka deyişle değişimin takvimi belli oldu.
21 ve 22 Eylül’de delege seçimleri, 12 ve 13 Ekim’de belde kongreleri, 12 Ekim 2024 ile 12 Ocak 2025 tarihleri arasında ilçe kongreleri, 28 Aralık 2024 ile 16 Mart 2025 tarihleri arasında da il kongreleri gerçekleştirilecek.
2025’in mayıs ayında da yenilenmiş Merkez Karar Yönetim Kurulu ve Merkez Yürütme Kurulu’nu görmüş olacağız…
Neler değişecek?
Öncelikle AK Parti’nin genel merkez yönetiminde yaş ortalamasının önemli ölçüde aşağı çekileceğini ifade edebilirim.
Yani genç isimleri çok daha fazla göreceğiz.
AK Parti yönetimlerinde uzun süredir söz sahibi olan bazı isimlerin yerlerini genç isimlere bırakacağı yönünde bir eğilim var.
AK Parti ile özdeşleşen bazı isimler, mayıs ayında son kongrelerini yapmış olacak.
Kongre takviminin açıklanmasının ardından sıkça yapılan yorumlardan biri de; değişimin sadece ‘isimleri değiştirmekle’ sağlanamayacağı…
AK Parti’deki değişim iradesinin bunun farkında olduğunu net bir biçimde ifade edebilirim.
Tabi ki yıllardır mücadele eden isimler bir kenara konulacak demiyorum ancak ‘zamanın ruhu’na yaraşır bir değişimi sağlamak için kolların sıvandığından bahsediyorum.
AK Parti’deki değişime yönelik sıkça yapılan eleştirilerin bir diğeri de değişimin önce tepeden başlayarak gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde…
Burada; belde, ilçe, il ve genel merkez kongrelerinin sıralamasının tam tersi yönde olması gerektiği vurgulanıyor.
Bu eleştiriler ile ilgili de şunu söyleyebilirim.
Kongre sürecini genel merkezde dar bir kadro yöneteceği için ilk bakışta ‘haklı bir eleştiri’ olarak görülebilecek bu yaklaşımın mayıs ayındaki son fotoğrafı muhtemelen bu eleştirileri de taca çıkaracaktır.
Bu kadronun kim ya da kimlerden oluştuğunu önümüzdeki hafta daha detaylı bir biçimde ele alacağım.
Son olarak; “Değişim neden 31 Mart sonrası hemen gerçekleşmedi de böyle bir takvim belirlendi?” diyenlere kendi kanaatimi paylaşmak istiyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi tecrübesinin çok üst düzeyde olduğuna itiraz edecek kimse olacağını sanmıyorum.
Makro ekonomik rakamlardaki olumlu seyrin halka yansımaya başlayacağı bir dönemde bu yenilenmenin gerçekleştirmesi; değişim ve yenilenmenin 31 Mart’ın hemen sonrasına göre çok daha üst düzeyde hissedilmesini sağlayacaktır.
Yarım asrı aşan siyasi tecrübeye sahip bir lider olan Erdoğan, muhtemelen takvimi de bu gerekçe ile bu şekilde belirlemiştir.
Değişim ve yenilenme gerçekleştiğinde, AK Parti kendi tabanına bugünlerde vermekte zorlandığı heyecanı tekrar sağlama noktasında ciddi bir adım atmış olacak.
Kim bilir belki de muhalefetin son bir ayda erken seçim telaşına düşmesinin ardında yatan nedenlerden biri de budur…
-
Ali ihsan 2 ay önce Şikayet EtTamamına katılıyorum. Ama yetmez. Biz aslen iki şey istiyoruz. Ak partiyi iktidar eden kitleyi madur etmeyi bırakması (emekliler gb), inancımıza, örfümüze futurca saldıranlara karşı daha sert olmalarını . Artık bizim istediğimiz olmalı.Beğen
-
Kadir 2 ay önce Şikayet Etzamanın ruhuna göre değil Kuranın ruhuna göre olması gerekirBeğen Toplam 9 beğeni
-
Esin yağmurdereli 2 ay önce Şikayet EtAynen yorgunlar gitmeliBeğen Toplam 3 beğeni
-
Fikret MERİÇ 2 ay önce Şikayet EtProgramlar yapılsınBeğen Toplam 1 beğeni
-
Fikret MERİÇ 2 ay önce Şikayet EtSayın Başkanımız ilk önce yapması gereken 1- Emekliler ile barışsın, 2- Her gün devlete bağlı kurumlara zam yapılmasın, 3- Bakanlar, Milletvekilleri, Valiler, Belediye başkanları, AKP il ve ilçe başkanları her daim sahada milletle iç içe olsun, 4- Kurumlardaki yöneticiler sayın Cumhurbaşkanımızı temsil etsin, 5- Her akşam tv lerde seyrettiğim haber programları kadar dini ve milli içerikBeğen Toplam 8 beğeni