Ah Özgür Bey, ne güzel bir muhalefet şovu oynuyorsunuz!

Otobüsün üzerinde, ışıkların altında, mikrofonu elinize aldığınız her seferinde bir ‘bomba’ patlatıyorsunuz ama o bombalar ya sahte çıkıyor ya da molotof kokteyline dönüşüyor.

11 Temmuz 2025'te Manavgat'ta o meşhur ‘baklava kumpası’ iddianızı hatırlayın…

“Elimizde 32 saatlik görüntü var!" dediniz...

Baklavacıyı polislerin bir ay eğittiğini, peşinden çantacıların salındığını söylediniz…

Ve vaad ettiniz: "Yayınlayacağım, yer yerinden oynayacak!"

Peki, ne oldu?

Üzerinden tam 119 gün geçti

Yani 2 bin 850 saat…

Özgür Bey! 32 saatlik kanıtınızı hâlâ cebinizde mi saklıyorsunuz bilemiyorum ama görünüşe göre o görüntüleri bir yerlere gömdünüz…

Ağustos ayı geçti, Eylül'de yayınlayacağınızı söylediniz, Ekim geçti Kasım'a geldik, hâlâ bir kare dahi ortada yok…

Turgut Uyar’ın dizelerinde ifade ettiği gibi; “Eylül toparlandı gitti işte, Ekim filan da gider bu gidişle”

Ben de devam ettireyim…

Ekim de gitti işte…

Kasım, Aralık da gidecek bu gidişle…

Manavgat sizin için sadece bir fragmanmış meğer...

Son bir ayda ortaya döktüğünüz yalanların, fos çıkan iddiaların ‘haddi hesabı belli değil’ desek yanlış söylemiş olmayız...

Hatırlayalım öyleyse, belki siz bile unuttunuz…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump oğluyla ‘gizli anlaşma’ yaptığını, 300 uçak karşılığında Beyaz Saray randevusu aldığını söylediniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sağır duymaz uydurur" diye güldü…

THY, "2017’den beri siparişlerimizin tamamını almak için bekliyoruz" dedi.

Randevu karşılığında uçak alınmadı ancak siz siyaseten yere çakıldınız…

Hem de bu yalanları Türkiye BM zirvesinde dünyanın vicdanı olurken, New York’taki zirvede Gazze’ye nefes aldırmaya çalışırken ve de Washington’da bölgemiz için çok önemli gelişmeler yaşanırken dile getirdiniz…

Arnavutköy Mitingi’nde AK Parti’li belediyede asfalt ihalesi, imara aykırı villalar, yolsuzluklar var. Belediye asfaltı fahiş fiyattan almış” dediniz...

Soruşturma çağrısı yaptınız.

Belediye Başkanı belgelerle cevap verdi…

"Şeffafız, iddialarınız asılsız!" dedi…

Devamını getiremediniz Özgür Bey…

Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementleri rezervi ile ilgili; “Nadir toprak elementleri, bu ülkenin stratejik servetidir. Erdoğan, kendi geleceği için Türkiye’nin geleceğini Trump’a satmak istiyor. Türkiye satılık değildir, Eskişehir satılık değildir!” diyerek yine yalana sarıldınız Özgür Bey…

Hükümet bu iddianın asılsız olduğunu açıkladı…

Yetinilmedi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar sosyal medya hesabından; “Eskişehir Beylikova’da yerli ve millî teknolojimizle Türkiye’nin kaderini değiştirecek Nadir Toprak Elementleri Tesisi’ni kurmak istedik. Ama ilk engel yine CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. ÇED olumlu raporuna rağmen, bilimsellikten uzak iddialarla yürütmeyi durdurma davası açtılar. Bugün çıkıp “Neden maden işletmiyorsunuz?” diye soruyorlar. Bu nasıl bir iki yüzlülük!” yazdı.

Kendi belediyenizden de mi haberiniz yok Özgür Bey?

Aziz İhsan Aktaş suç örgütü liderinin yurtdışına kaçtığını ima ve iddia ettiniz.

Savcılık "Doğru değil" dedi…

Aziz İhsan Aktaş, bir televizyon kanalında ortaya çıktı ve iddianıza; “Genel başkan yardımcılarınız Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat’ta telefonum mevcut. Dilerseniz her gün canlı konum atayım mı?" diye dalga geçti.

Yani CHP’li belediyelerle kimler aracılığı ile çalıştığını ima etti…

Ha bir de bindiğiniz aracın parasını ödemediğinizi söyledi…

Kaçak mı arıyordunuz yoksa ortaya çıkmaya başlayan yolsuzluk iddianamelerinden kaçacak bir delik mi?

Bilemiyorum…

Ve tabii, ‘şimdilik!’ son şaheseriniz de “İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in Eti Maden'in Lüksemburg şirketinden başsavcı olduktan sonra maaş almaya devam ettiğini iddia ettmeniz idi…

Akın Gürlek açıkladı yetinmedik biz de araştırdık…

İddianın üzerinden bir saat dahi geçmeden gerçek gün yüzüne çıktı…

İddia; Akın Gürlek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olmadan önce Adalet Bakan Yardımcısı iken yapılan bir atamadan ibaretti…

Gürlek, Adalet Bakan Yardımcılığı’ndan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanınca ilgili şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş...

Yönetim kurulu üyeliği için yatan maaş ise aylık 26 bin lira imiş…

Ayrıca Gürlek, istifa sonrası hesabına yatırılan maaşın da iadesini yapmış.

Bu iddianız da patladı…

Özetle bu da gol değil…

Gol olarak kayda geçirebileceğimiz tek skor ‘kendi kalenize gol’ olabilir ancak…

Özgür Bey, bu kadar kısa sürede bu kadar gol yemenin bir sırrı olmalı.

Gündem mi yaratıyorsunuz, yoksa tabanınızı mı uyutuyorsunuz?

Yoksa ciddi anlamda sıkıştınız mı?

CHP'yi ‘sert muhalefet’ diye pazarlıyorsunuz ama elinizde somut bir şey yok…

Ne görüntü ne belge ne de inandırıcılık…

Her iddia bir balon, her yalanlama ise bir iğne oldu...

Balonlar tek tek patladı…

“Bu kadar patlak ile uzun yol gidilemeyeceğini” biri size söylemeliydi…

Benden söylemesi…