Cumhuriyet Halk Partisi, bir zamanlar cumhuriyetin kurucu iradesini temsil iddiasıyla yola çıkmıştı. 

Bugün ise ‘Cumhuriyet Ekrem Partisi’ne dönüşmüş durumda… 

Tek konusu, tek gündemi, tek varoluş nedeni Ekrem İmamoğlu'nu savunmak olmuş…

Kısaltmasıyla da İmamoğlu Suç Örgütü İddianamesi’nin içeriğinden esintiler sunan ‘CEP’in bir tane derdi var…

O da varsa yoksa Ekrem İmamoğlu…

Bir yandan da iddianameye göre ‘cebe indirenlerin’ tamamının sözcülüğü…

Halkın ciddi ekonomik problemler yaşadığı bir dönemde CHP, alternatif politika üretmek yerine İmamoğlu'nun suç örgütü liderliği suçlamasıyla yargılandığı davayla ilgili ‘siyasi mağduriyet algısı’ oluşturmakla meşgul… 

Bu savunma, iktidar olması az bir ihtimal de olsa CHP’yi bu yoldan tamamen koparıyor…
Tam tersine, oy kaybının derinleştiği bir uçuruma sürüklüyor. 

Betimar'ın Kasım ayı kamuoyu araştırması verileri bunu net bir biçimde doğruluyor…

CHP, 2024’ün mart ayında aldığı emanet oyların neredeyse tamamını kaybetmek üzere…

Yüzde 37’den yüzde 27’ye gerilemiş…

Halk çözüm ve iktidara alternatif olmayı beklerken, parti mahkeme salonlarında ‘Ekrem'e dokunma’ korosu kuruyor.

‘İnsanın doğrusu kadar güçlüdür’ derler…

Bu sözün doğruluğunu tescillemek için Özgür Özel’e bakmak yeterli…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise bu sözü adeta tersine çevirmiş… 

Yanlışta ısrar ederek güçsüzleşiyor, saçmalığın sınırlarında geziniyor. 

Yolsuzluk soruşturmalarını ‘siyasi kumpas’ diye etiketlerken, argümanları o kadar cılız ve gerçeklikten uzak ki; söylemleri dakikalar içinde yalanlanıyor…

Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar karşısında elinde güçlü deliller olmadığı da yaptığı açıklamalarda ve argümanlarında rahatlıkla görülebiliyor.

Son dönemde defalarca başvurduğu yalanları geçen yazılarımda okudunuz, onlara bu yazıda hiç girmeyeceğim…

Mesela Özel, İmamoğlu'nun iddianamesini savunmak için X platformunda bir ergenin paylaşımını referans alıyor… 

Ve kürsüden "Ekrem İmamoğlu iddianamesinde 'olabilir' kelimesi şu kadar kez geçiyor!" diyebiliyor… 

Bu, ana muhalefet partisi liderinin mi yoksa sosyal medya fenomeninin mi analizi?

Keşke bin 300’ün üzerinde geçen ‘rüşvet’ kelimesini de iddianamenin PDF dosyasından CTRL+F yaparak aratsaydı, ayrı mesele…

Yetmezmiş gibi, oyuncu Elçin Sangu'nun İmamoğlu lehine yaptığı X paylaşımını da siyasi kalkan yapmaya kalkıyor.

“Bir insan hem seçimde yolsuzluk yapmış, hem diploması sahte, hem hırsız, hem casus olabilir mi?” diyen Elçin Sangu’nun paylaşımına balıklama atlıyor…

Sangu sormuşken cevaplayalım…

Evet daha 18 yaşında 700 bin kişinin hakkına girmeye tevessül etmiş biri her şeyi yapabilecek bir potansiyele sahip olabilir…

Neyse devam edelim…

Bu tür argümanlar ya da argümansızlıklar, CHP'nin ne kadar sıkışmış ne kadar çaresiz olduğunu gözler önüne seriyor. 

Halkın cebine, eğitimine, geleceğine dair tek bir somut teklif yok… 

Varsa yoksa ünlülerin tweet'leri, ergenlerin kelime sayımları, dezenformasyonlar ve "Ekrem'e dokunan yanar" edebiyatı…

Bu sıkışmışlık, CHP'yi ‘Cumhuriyet Ekrem Partisi’ne yani ‘CEP’e indirgiyor…

Kendi içinde Ekrem'i koruma cephesi ve yanında Özel’in kendi kitlesinde liderlik inşası halk açısından bir yok oluşa dönüşüyor. 

Betimar verileri yalan söylemez; oy kaybı, bu tek konulu savunma stratejisinin faturasıdır.
Alternatif üretmek yerine mağduriyet senaryolarına sığınmak, partiyi iktidara yükseltmek yerine marjinalliğe doğru itiyor.

Özgür Özel'in artık akıl ve mantıkla izah edilemeyecek seviyedeki savunmaları, sadece kendi koltuğunu değil, partinin tarihî mirasını da riske atıyor. 

Halk, cumhuriyetin sorunlarına çözüm isteyen bir parti arıyor…

CHP ise Ekrem'in avukatlığında boğuluyor. 

Bu gidişle, ‘CHP oldu CEP’ teşhisi, tarih kitaplarında kalıcı bir başlık olacak…

Biz tarihe notumuzu düşelim de okumak isteyen hangi tarihte isterse buyursun okusun…

Ferhat Murat / Haber7