Türkiye'nin siyasi arenasında son günlerde yaşanan gelişmeler ve muhalefetin tavrı; sadece iddianamenin içerisindeki vahim iddialarla değil, yapay zekanın muhalefete sindiği tuhaf bir mizahla da hatırlanacak. 

Mizah diyoruz çünkü izahı yok…

Çünkü Türkiye’de siyasetin en absürt sahneleri yaşanıyor…

Cumhuriyet Halk Partisi, son yıllarda o kadar sık yapay zekaya sarıldı ki, insan eliyle yönetildiğine artık kimse tam emin olamıyor. 

Yerel seçimlerde belediye başkan adaylarını belirlerken ‘veri analitiği ve yapay zeka destekli modeller’ kullandıklarını gururla açıklamışlardı. 

Ama o yapay zekayla belirlediği pek çok belediye başkanı yolsuzluk nedeniyle tutuklandı, ayrı mesele…

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, başkent trafiğine çare ararken ChatGPT’ye “Kent merkezine daha fazla yol yapmak trafiği rahatlatır mı?” diye sordu, aldığı cevap üzerine vatandaşlardan gelen “Bizim aklımız yetmiyor mu?” tepkisini de sineye çekmek durumunda kaldı.

Ve muhalefet kanadı şimdi işi zirveye çıkarıyor: Ekrem İmamoğlu’nun da içinde bulunduğu ‘Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’ adıyla hazırlanan 3806 sayfalık iddianameye karşı CHP’nin bulduğu savunma şu oldu: “İddianameyi yapay zekâya (ChatGPT’ye) yükledik. İddialar ile deliller arasında tutarlılık oranı düşük.” 

Evet, yanlış okumadınız… 

Binlerce sayfalık bir hukuk metnini, bir büyük dil modeline özetletip “Yapay zeka böyle dedi” diye kamuoyuna sunmak, artık resmî savunma stratejisi haline geldi.

Muhalif gazeteciler ve sosyal medya fenomenleri bu açıklamaya “mal bulmuş mağribi gibi” atladı. 

Kimisi “Bilimsel yöntem!” diye alkışladı, kimisi “Biz demiyoruz yapay zeka diyor” diye göklere çıkardı. 

Oysa bir savcılık iddianamesi, yapay zekânın iki dakikada verdiği özetle çürütülmeye kalkılıyorsa, orada durup düşünmek lazım.

Tüm bunları üst üste koyduğumuzda akla doğal bir soru geliyor: Acaba yapay zekaya bu kadar ümit bağlayan CHP’yi ve muhalefet medyasını doğrudan ‘yapay zeka’ yönetse daha mı iyi olur?

Bence daha iyi olabilir.

Düşünün…

Bir yapay zeka; Türkiye, Birleşmiş Milletler kürsüsünde mazlum coğrafyaların hakkını en yüksek tonda savunmaya çalışırken, dış politikada Gabon’dan Somali’ye, Azerbaycan’dan Filistin’e elde edilen başarıları gölgeleyecek yalanlara, dezenformasyonlara ve hakaretlere imza atmaz. 

Karşı tarafında kim olursa olsun, demokrasi ile her seferinde eze eze iktidara gelmiş rakibine ‘mandacı’ ya da ‘diktatör’ diye veryansın etmez. 

‘Mavi Vatan’ haritasını yırtmaz, ‘One Minute’ çıkışını tiye almaz, 15 Temmuz’u ‘kontrollü darbe’ diye etiketlemez. 

Milli uçak, milli otomobil, yerli İHA/SİHA projelerine ‘montaj’ muamelesi yapmaz. 

Gabar’da petrol bulunduğunda ‘yalan’ demez, Karadeniz’de doğalgaz çıktığında ‘seçim yatırımı’ diye küçümsemez.

Yapay zeka, en azından programlandığı etik çerçeve içinde, devletin menfaatlerini kişisel ya da ideolojik hırsların önüne koymayı başarır. 

Kutuplaştırıcı dil kullanmaz, iktidarın her hamlesine ‘kötü’ demez, sokak çağrısı yapmaz, Türkiye’yi yurtdışına şikayet etmek için fırsat kollamaz. 

‘6’lı masa’ diye bir şeyi toplayıp sonra kendi adayını gizli gizli çıkarıp masayı dağıtacak kadar tutarsız davranmaz.

“Dede, Piro” dedikleri eski genel başkanı da sırtından heralde hançerlemez…

Elbette yapay zekanın da bir sınırı var. 

Yapay zeka, empati kuramaz, tarihî hafızayı tam anlamıyla içselleştiremez, milletin gönül teline dokunamaz. 

Ama şu anda CHP’nin sergilediği tabloya baktığımızda, en azından yapay zekanın ‘utanma’ duygusu olmasa bile ‘yalan söylememe’ konusunda daha yüksek bir performansı olacağı kesin…

3806 sayfalık bir iddianameyi ChatGPT’ye özetletip ‘tutarlılık düşük’ demek, hukukun değil algoritmanın zaferi değil; olsa olsa CHP’deki aczin ilanıdır. 

Hukuk devletinde iddialar mahkemede, delillerle, savunma avukatlarıyla, karşı delillerle çürütülür. 

“Yapay zeka böyle dedi” demek, ne hukuken ne de ahlaken savunulabilir bir yol değil.

Belki de CHP, yapay zekaya bu kadar güveniyorsa, bir sonraki kurultayını tamamen bir büyük yapay zeka modeline yaptırsın. 

Aday belirleme, trafik çözümü, suçlamalara cevap bulma ve dış politika yorumu… 

Hepsini tek bir tıkla halletsin...

En azından “Ben yapay zekayım, tarafsızım” diye başlayan bir açıklama, şimdiki “Biz yapay zekaya sorduk, o da haklı olduğumuzu söyledi” garabetinden daha inandırıcı olur.

Türkiye, zor günlerden geçiyor. 

Ekonomik sıkıntılar, terörle mücadele, bölgesel krizler… 

Bu ortamda muhalefetin görevi, eleştirmekle birlikte yapıcı alternatif sunmak, milletin umudunu diri tutmaktır. 

Ama yapay zekaya sığınan bir muhalefet, bırakın alternatifi, kendi varlığını bile sorgulatıyor.

Son sözü yine sorarak bitirelim: Sizce de yapay zeka CHP’yi yönetse daha mı iyi olmaz mıydı?

Benim cevabım hâlâ evet. 

En azından küfür ve hakaret etmez, yalan söylemez, devletin kazanımlarına ‘montaj’ demez. 

Belki biraz ruhsuz olur, ama şu anki tablodan daha az utandırıcı olduğu kesin.

Not: Bu yazı ‘gerçek zeka’ tarafından yazılmıştır. Siyasette ‘yapay zekaya’ itibar edenler okumasa da olur…

Ferhat Murat / Haber7