İnsafsızlar!
Böyle anlarda kelimeler birer yumruk olup düğümleniyor gırtlağımda, söyleyecek fazla bir şey yok.
Yalnız şunun için birkaç kelime etmek, ardından da emekçi kardeşlerim için yazdığım şiirimi paylaşmak istiyorum.
Bu olayın kendisi kadar acı olan bir şey daha var ki, memleketimizin sahillerinde ve büyük şehirlerin zengin kesimlerinde oturan, varoşlara ve fakir fukaraya tepesinden bakan kesimler bu faciayı da kullanıyorlar.
Hiç sıkılmadan, Sosyal Medyada başlattıkları kan istismarcılığı insanın kanını donduracak boyutlara ulaştı.
Bu kesimler hep kan üzerinden konuştular.
Çünkü biliyorlar ki;
kan tahripkârdır.
Kan ayrıştırıcıdır,
kan bütünleştiricidir de aynı zamanda.
Fakat asırlardır bizim gibi ülkelerin hem kanını döktüler, hem de ayrıştırdılar, bu işbirlikçiler de sürekli alkış tuttu.
Öylesine kokuştuk ki, ben, bizi tanıyamıyorum.
Elbette eskiden de vardı hainlerimiz ama, sayıları az olduğu için, hiç değilse böyle zamanlarda konuşamazlardı.
Otuz yıl bu ülkede aralıksız olarak akıtılan kanımız üzerinden halkımızı öylesine zalimce ve haince istismar ettiler ki neredeyse ayrışıp bölünmenin eşiğine geldik.
Şimdi de, ülkemizin başına gelen büyük bir facia üzerinden, bizi birbirimize bağlayan bütün sinirlerimizi, liflerimizi, kaslarımızı söküp alıyorlar bedenlerimizden.
Duygularımızı köreltiyorlar, birbirimize acıma, merhamet gösterme, gözyaşlarımız için mendil uzatma özelliklerimizi yok ediyorlar.
Çok zalimler.
Çok insafsızlar.
Aynı zamanda çok hainler ve düşmanlarımızla işbirliği halindeler.
Yöntemleri hep aynı; samimiyeti ve güveni yok etmek.
Kimse kimseye inanmasın, kimse kimseye güvenmesin.
Toplumumuzu ayakta tutan bütün direkler çöksün ve bu toplum yıkılsın, yok olsun istiyorlar.
Bizi bir güve gibi kemiriyorlar içimizden.
Çok ahlaksızlar ve çok pervasızlar.
Her türlü yalanı rahatça ve umarsızca söyleyip yayıyorlar ve o yalan binlerce belki de milyonlarca söylenip kendilerine dönünce de bütün güçleri ile savunup arkasında duruyorlar.
Hepsi ayrı ayrı psikolojik vakıa bu vatandaşlarımızın.
“ 15 yaşında çocuk çalıştırıldı maden ocağında ” diyorlar.
“ AK-PARTİ'nin taşeronuymuş maden sahibi,
dağıtılan kömürlerin de nereden geldiği anlaşıldı” diyorlar.
Burada sayamayacağım onlarca yalan, iftira kol geziyor ortalıkta.
Fakat ben, bu zavallıların iftira ve yalanlarını daha fazla uzatmayacağım.
Emekçi kardeşlerim için yeni yazdığım bir şiiri paylaşmak istiyorum:
Rabbim bir daha bayrağımızı yarıya indirtecek acılar yaşatmayın ülkemize.
Siyah Acı
Ben hep beyaz acılar bilirim
Kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
bir kadın
güneş aşınca dam'ın bacasından
zemheri gibi kokar nefesi
bilirim
dizlerini dövünce avuç avuç
kaburgalarının kırılır gibi çatırdadığını da
bilirim
çocuklar evrensel bakarlar
yarasına kelebek konunca güler
bir ilk yaz akşamı
babası işten dönmeyince susarlar
bir çocuğun yüzü
kırağı düşmüş gül yaprağı gibi sararınca da
bilirim
maden rengi haberler geçmiştir
kara gözlerinden çocuğun
ben hep beyaz acılar tanıdım
kalp atışlarım ağır bir zincir şakırtısıdır
çünkü doğdum ve yaşlandım
hep bir yetim çocuk gibi baktı bana
ortadoğu
ben hep beyaz acılar bilirim
kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
https://twitter.com/fermankaracam
facebook.com/ferman.karacam