ABD, bombaların yerini nasıl biliyor?
Ama bizim medya sektörünün yazar ve çizerleriyle ilgili doyumsuz trajediler, komediler, melodramlar ya da trajikomik oyunlar yazabilirim.
Hem de öylesine etkileyici ve eğlendirici olur ki, bu oyunların dünya çapında ün sahibi olmuş isimleri Corneille, Racin, Moliere bile mezarlarından kalkıp
" Üstadsın", diyerek ellerimi öpebilirler.
Onlardan daha iyi yazabildiğim için mi?
Elbette hayır.
Adamlar bu işlerde hala aşılamamışlar fakat biz de malzeme çok.
Bizim medya sektörünün sözüm ona ün sahibi olmuş eski kalemşörlerinin tek bir sermayesi var: yabancı dil.
İlk kalem erbabımız olanlar Sultan Abdülhamit sayesinde Fransa'ya gönderildiler.
Fransızca öğrenip, hem O Mübarek Sultan'a ve hem de ülkemize ihanet ettiler.
Şimdikiler de İngilizce biliyorlar ve diğerlerinin yolunu izliyorlar hem kendi Ülkelerine yani Türkiye'ye ihanet ediyorlar ve hem de Türkiye'nin hayrına kim çalışıyorsa O'na saldırıyor, ihanet ediyorlar yani R.Tayyip Erdoğan'a.
Sermaye yine aynı: yabancı dil.
Tarih okumamışlar.
Herhangi bir Medeniyete mensubiyetleri yok.
Milli duyguları gelişmemiş.
Yerlilik ve toprağa bağlılıkları yok.
Birlikte yaşadıkları halkı sevmiyorlar.
Halkın değer yargıları ile hiçbir iletişimleri yok, halktan kopuklar.
Ufukları çok dar ve kısa.
Gündelik zevk ve lezzet içerikli hayatları var.
Fakirlik ve emek konusunda sadece edebiyat yapıyorlar. Fakirleri, köylüleri, düşkünleri, hatta zevklerini yaşamaya engelse baba, anne ve diğer aile büyüklerini yanlarında ve yakınlarında istemiyorlar.
Boğaz'da, Deniz kenarlarında villalarda, rezidanslarda, diğer pahalı muhitlerde, halkın asla ulaşamayacağı konutlarda yaşıyorlar.
Anadolu'ya, Anadolu'nun ruh köküne mesafeli olan bölge ve muhitlerde yaşamayı seçiyorlar.
Milletin asıl dertlerine karşı duyarsızdırlar ama o dertlerin edebiyatını yapma konusunda da kimse ellerine su dökemez.
Riyakârlıkta sınır tanımazlar.
Bir siyasi partiyi desteklerken yalakalıkta da sınır tanımazlar fakat o siyasi partiden istediği makamı ya da patronuna ihaleyi koparamazlarsa derhal kalemlerini, o siyasi partiye karşı kılıç gibi kullanırlar.
Edindikleri statüye gölge düşmesin, yaşadıkları muhitlerden çıkmasınlar, oturdukları rezidanslardan vazgeçmesinler diye alçalmadıkları seviye yoktur.
Her konuya ait bilgileri değil, fikirleri vardır ve o fikirler de mutlaka bildikleri yabancı dilleri sayesinde Batı'dan aşırmadır.
Hiç unutmuyorum, Üniversitede son sınıftayken bir gün sınıfımızda, bu sözünü ettiğim fikir sahibi doçentlerden biri Montesquieu'yü anlatırken
les Climas ( İklimler) adlı eserinden örmekler veriyor ve iklimlerin kavimler üzerindeki etkisini ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Montequieu'yü yerlere ve göklere sığdıramıyor, Adam’dan sanki halasının oğluymuş gibi överek ve övünerek söz ediyordu.
Üstelik Montesquieu'yü, bu sosyal hadiseyi ilk defa öne süren bir bilim adamı olarak bize sunuyordu.
"Hocam bu konuyu yüzyıllar önce zaten İbn-i Haldun söylemiş" dediğimde de bana sınıfta köpürmüştü.
Ertesi gün mukaddime' yi önüne koyunca, süt dökmüş kedi olmuştu.
Haklısınız, konuyu dağıttım. İzninizle toparlayayım.
ABD yönetiminin bazı sözcüleri son zamanlarda Türkiye'deki kendi vatandaşlarına yönelik uyarılar yapıyor ve vatandaşlarının; falan, falan şehirlerden ve filan filan mahallerden uzak durmalarını söylüyor.
Bunun üzerine;
Medyamızın kalemşörleri, alıyorlar ellerine o her türlü pisliğe batmış kalemlerini ve hemen saldırıya geçiyorlar.
Hatta, sektörün en gün görmüş, en kimlik eskitmiş kalemleri dahi şunu söylüyor: "ABD yani CİA, Türkiye'nin neresinde, hangi şehrinde bomba patlatılacağını önceden biliyor, ABD vatandaşlarına uyarılar yapıyor da, bizim istihbaratımız neden bilemiyor?"
İşte ben de bunun için diyorum ki, bu kalemlerin, yabancı dil bilmekten başka hiçbir sermayesi yoktur. Tarih bilmiyorlar, herhangi bir medeniyete mensubiyetleri yoktur, birlikte yaşadıkları halkı sevmez hatta, o halktan nefret ederler, halkın değer yargılarına karşı düşmandan öte bir kinleri var bunların.
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, bugünkü savaşın, İslam Dünyasına karşı topyekün bir Haçlı Savaşı olduğunu göremezler, göremiyorlar da zaten.
2000'lerin başlarına kadar MİT, CİA, MOSSAD birlikte, iç içe, omuz omuza çalışıyordu.
Daha sonra MİT bağımsız çalışmaya, sadece gerekli bilgilerin paylaşımında birlikte olmaya karar verince, bize, Dünyayı dar etmeye çalışıyor zalimler.
Birileri ne zaman, nereye bomba koyacaksa bunu önceden bilmesinden daha normal, daha mantıklı ne olabilir ki?
ABD, Türkiye'nin bağımsız olmasını hazmedemiyor.
ABD; Suriye'de, kendisinin bize karşı açıktan yapamayacaklarını Rusya'ya yaptırıyor, bombaların da nerelerde patlayacağını biliyor, çünkü eliyle koyuyor.
Ferman Karaçam - Haber 7
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/fermankaracam
instagram.com/fermankaracam
-
selim 8 yıl önce Şikayet Etaynen katılıyorum. bu vesileyle güçlenmemiz lazım. düşmanın silahıyla silahlanmak lazım. zafer ancak inananlarındırBeğen Toplam 1 beğeni
-
yavuz 8 yıl önce Şikayet EtharikaBeğen Toplam 1 beğeni
-
SÜLEYMAN BÜLBÜL 8 yıl önce Şikayet Et5 yıldız...Beğen Toplam 2 beğeni