Çin'de yapılan G20 Zirvesinin katılımcılarından en önemli isimlerin hemen hepsi ile görüşen, Türkiye'nin tezlerini güçlü bir şekilde ortaya koyan ve özellikle Rusya ile aramızda tıkanan tüm damar yollarını açan uzun bir görüşme gerçekleştirildi.

Dahası, Erdoğan ile Putin arasında, iki saat süren bu görüşmede Türkiye ve Rusya için yeni sayılabilecek önemli işbirliği temellerinin de atıldığını ileride göreceğiz.

Erdoğan, bu zirveden dönerken, gündeme ilişkin bazı konuları değerlendirdi.

Bu konular arasında, giderek Türkiye'nin kanayan yarası olmaya aday olacağı belli olan FETÖ Terör Örgütü ile alakalı söylediklerini çok önemli buldum.

Soru şöyle: " FETÖ ile mücadele çerçevesinde ihraç edilenleri kriptoların seçtiği, yanlış insanların gönderildiği söyleniyor..."

Erdoğan'ın cevabı şöyle :"  Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler.

Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben birşey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazan fırsat bulduğumda  TV'leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım. "

Evet, Cumhurbaşkanı'mızın cevabı böyle.
Şimdi de herkes, hepimiz gelin bu meseleye bir kez daha yeniden bakalım:
Tutuklanan, açığa alınan, sorgusu devam eden, işten el çektirilen, ihraç edilen ve aranan kişilerin kesin suçlarına ve muhtemel suçlarına da bir göz atalım:

A Grubu:
1- Darbeye karıştığı kesin olan asker kılıklı hainler. 
2- Darbe kışkırtıcılığı yapan veya el oğuşturan veya darbeden haberleri olduğu için 17-25 aralıktan sonra sürekli tehdit savuran, kalemlerini birkaç dolara satmış yazar görünümlü beyin felçliler. 
3- Beyni sulanmış baş iblisi mali olarak desteklediğini  açıkça ifade eden, parasını Bank Asya'ya yatıran terör finansörleri. 
4- Yargıda, medyada, iş dünyasında, emniyette, askeriyede, diğer kumu kurumlarında birinci ve ikinci hat arasında bulunanlar, ki bunlar hem kendileri fiilen aktiftir hem de aynı zamanda ; ya kolejde çocuğu vardır, ya bankada parası vardır, ya aralarında evlilik bağları vardır, ya Pensilvanya'ya gidip gelmiştir, ya zaman gazetesine abonedir, ya abi/abladır, ya Üniversitede çocuğu vardır, ya soru çaldığı için önemli bir kamu görevindedir...

B Grubu:
1- Kamu Kurumlarının herhangi birinde görev yapan, 17-25 Aralığa kadar aktif olan, bu tarihten sonra geri çekilen fakat gazete aboneliği, çocuğunun okulu,  bankada bir miktar parası olan, evliliği devam edenler.
2- Bir dönem toplantılara katılan, öğrenciyken yurtlarında veya evlerinde bir süre kalan, çocuğu kolejde okuyan, gazete aboneliği olanlar. 
3- Bizzat kendisinin hiçbir aktivitesi olmayan ama çocuğunu onların kolejlerinde okutan, dersanelerine gönderen veya gazetelerine abone olanlar. 

C Grubu:
1- FETÖ Terör Örgütü ile hiçbir duygusal veya düşünsel bağı olmadığı halde Kamuda işten el çektirilen, açığa alınan veya ihraç edilenler. 

A gurubunda olanlar için kimsenin tereddütü yok. Hatta o grubun birinci sırasında olanları da tamamen ayırmak lazım çünkü onlar açıkça katildirler.

Evet at izi, it izine karışıyor ve At izinin it izine karıştığı asıl B ve C gurubunda olanlardır.

Hele C gurubunda olanlar için akıl, izan duruyor. Mesela C gurubunda olan öyle Kaymakamlar var ki bunlar için ben şunu diyorum: eğer bu Kaymakam paralelci ise, ben de Patagonya milli takımının teknik direktörüyüm. Zira, çocukluğundan beri elimde büyümüş, bursunu vermiş, evini kiralamış, kitaplarını almış, MGV gençlik kollarında çalıştırmış olduğum çocuklar bunlar. Üstelik el çektirme falan da değil, ihraç edilmişlerç

Bir Kaymakamın babası şöyle dedi:" yıllardan beridir oyumu MSP'ye, REFAH Partisine, FAZİLET Partisine ve AK PARTİ'ye verdim. Kaymakam olan oğlumu  ihraç ettiler. Evimden dışarı çıkamıyor, kimsenin yüzüne bakamıyorum, malımı mülkümü satıp, bu memleketi terk edeceğim, bana bu zilleti yaşatanları da ALLAH'a havale ediyorum..."

Belli ki ortada çok büyük bir fitne kazanı kuruldu ve altına sürekli odun atılıyor. Bana kalırsa B ve C gurubunda olanlar için süreci yavaşlatmak lazım, kesin ihraçların itirazlarını dikkate almak lazım ( Kaymakamlardan birinin müfettiş incelemesi yanımdadır, aynen şunu söylüyor şu anda görevde olan mülkiye müfettiş raporunun sonucu )  ".....Netice itibari ile Vali Yardımcısı  S.A' a izafe edilen ancak soyut isnatlardan ibaret iddialarla ilgili olarak hakkında herhangi bir tasarrufta bulunulmasına gerek olmadığı, kanaat ve sonucuna varılmıştır. "

Müfettiş raporu böyle bitmesine ve açıkça şunları söylemesine rağmen: " Paralel Yapı" olarak adlandırılan bu oluşum ve zihniyete mensup veya sempatiyle yaklaştığına dair şüphe uyandıracak herhangi bir söylemine tanık olunmadığına, hükûmet ve Sayın Başbakan aleyhine bir ifadesine rastlanmadığı, adı geçenin sicil özetinin de olumlu olduğu, kişilikli, çalışkan ve saygılı olduğu...." Şeklinde raporu devam eden bu Vali Yardımcısı şu anda ihraç edilmiş durumda.

Bunlar büyük veballerdir.
Bunların altından kimse kalkamaz ve iki cihanda da kimse hesap veremez.
Bu ihanet ve iblis çetesini bahane ederek;
Kişisel hırs ve kinlerini iftiraya dönüştüren bir gurup sefil ruhlu kişiler puslu havadan av çıkarma peşindeler. 
Gayet isabetli ve olumlu sonuçlar alınan yargılama ve görevden almaları sulandırma peşindeler. 
Toplumda derin yaralar açan mağduriyet hikayeleri oluşturup AK PARTİ ve hükûmetini yaralama peşindeler. 
Bu sebeplerle, geriye dönük olarak kılı kırk yaracak komisyonlar kurup B ve C gurubuna giren şahısları titiz bir şekilde inceleyelim. 
Fitne kazanı kaynatanların eline odunları tutuşturmayalım.
Bu veballer ocak söndürür.

Medya silahşörlerinin eline bahane verip, at izini,  it izine karıştırmaya çalışan bazı kötü niyetli mahfillere dikkat edelim.

Kutlu kitabımız fitnenin katilden ( Bakara/191) daha beter olduğunu haber vermiyor mu bize? 

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam