Bürokrasi saltanatının sonu
Pazar günü yapılan halk oylaması önümüze yeni veriler sundu.
Bunların arasında önemli gördüğüm üç veriyi paylaşmak istiyorum.
Osmanlıdan bize miras kalması gereken muhteşem bir dünya devleti olma gayesi yerine, bu gayeyi törpüleye törpüleye değiştirdiler ve bize hantal, kırtasiyeci, devletten geçinmeli, saltanat heveslisi bir bürokrasi bıraktılar.
Yani Osmanlı'dan Cumhuriyete miras olarak kalan, halkın iktidarına fırsat vermeyen sivil ve askeri bir saltanat bürokrasisi kalmıştı.
Merkeze yerleşerek iktidarı hiç kimse ile paylaşmayan, bu çürümüş bürokrasinin aristokrat kalıntıları son kez, Ankara'da, 15 Nisan 2017 pazar akşamı çok ciddi bir direnç göstererek, Ankaradaki halk oylaması sonuçları konusundaki tüm anketleri yanıltan ve evet sonucunu negatif etkilemeye çalışan bir direnç ortaya koydu ama nihayet yenildi.
Ankara'nın ortasına çöreklenmiş bu yapı, bu güne kadar bütün iktidarların korkulu rüyası oldu.
Rahmetli Turgut Özal'ın attığı her adımı engelleyen, sonunda isyan ettiren ve artık dayanamayıp sürekli şikayet ettiren bu yapı hiç şüpheniz olmasın geçen pazar Ankara seçimlerinde tarihi rolünü oynadı, seçimleri olumsuz etkiledi ama çok şükür yenildi.
Çevreden gelen ve kendisinden daha güçlü bir irade ortaya koyarak sabırla çalışan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki 15 yıllık baskıya dayanamadı, sonunda çöktü.
Bu yapı; İstanbul dükalığı dediğimiz haramzade, devlet geçinmeli, yerli sermaye düşmanı bir yapının Ankara şubesidir.
Bu yapı; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yürüyüşünü her on yılda bir durdurup fabrika ayarı yapan, halkın sesini kesip sahibinin sesine çeviren yapıdır.
Bu yapı; yerli ve Anadolu menşeli ne varsa ona karşı olmuş, neredeyse 200 yıldır Anadolu'nun düşmanları ile sürekli işbirliği içinde olmuş bir yapıdır.
Bu yapı; 1071'den bu yana bu toprakları erenleri ve şehitleri ile yurt yapmaya çalışan asil Anadolu insanının sürekli karşısına çıkmış, en son 15 Temmuz'da görülmüş ve nihayet 16 Nisan' da gömülmüş hain bir yapıdır.
Bu yapı; Müstevlilerle el ele vererek Menderes'i, Özal'ı, Yazıcıoğlu'nu, Erbakan'ı yiyen, onların halkla bütünleşmesinin önünü kesen ve aynı şekilde Erdoğan'la 14 yıldır kıran kırana savaşan, onu zehirlemeye, arabasında boğmaya, hastanede yok etmeye çalışan bir yapıdır.
Şu anda resmen yenildi ama daha öfkeli ve acımasızdır, dikkatli olmak lazım.
Seçimin Asıl Galibi
Bu halk oylamasının gerçek galibi ehl-i kıble Kürt kardeşlerimizdir.
Bu kardeşlerimiz, bölgede neredeyse 35 yıldır süren dış destekli kan, kaos, baskı ve zulmün direk muhatapları ve bu kanlı ortamın bir şekilde mağduru olmuşlardır.
Bu mağdur ve masumlukları onları, Türklerle birlikte yaşama azminden, ümmet ve kardeşlik anlayışından vazgeçirmemiştir.
Zaten Doğu ve Güneydoğu'da bunca yıl süren bu savaşın bir bölünme ve parçalanmaya gitmemesini de, kardeşlerimizdeki bu ümmet şuuruna borçludur Türkiye.
Müslüman Kürtler bir kez daha yerlerinin adalet ve asalet safında olduğunu, bu safı hiç bozmadıklarını ve bozmayacaklarını göstermişlerdir.
Keşke Cumhurbaşkanımız Başbakan'a, Bahçeli'ye ve BBP Genel Başkanına teşekkür ettiğinde HÜDA PAR'a ve Genel Başkanına da teşekkür etseydi.
Tarihin Tarihi
Yazı yazan her birimiz aslında ben söylemiştim demeyi pek sevmiyoruz ama gene de dayanamayıp söylüyoruz!
Ben de dayanamadım, MHP konusunda daha önceki yazılarımda, bu siyasi tabanın er veya geç dönüşeceğini söylemiştim.
Pazar günü yapılan halk oylaması Trakya'dan başlayarak Ege ve Akdeniz sahillerinin hemen hemen tamamında karşımıza bu olguyu çıkardı.
Şunu demek istiyorum; Jön Türkler, İttihat Terakki, Cumhuriyet'in kuruluşu ve 1960 darbe çizgisi aynı zamanda CHP ve MHP siyasi hareketlerinin de ortaya çıkış serüvenini anlatır bize.
Bir farkla ki, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra MHP bu çizgiden kopmuş ve milliyetçi sağda konumlanmıştır.
Bu kopuş ve ayrılış, sosyolojik bir gerçeklik olarak sonuçta AK PARTİ'nin güçlü olduğu Anadolu'nun mütedeyyin kesimlerinde AK PATRTİ'ye, CHP'nin güçlü olduğu sahil kesimlerinde ise CHP'ye doğru evrilerek seküler bir yapıya büründü.
Adana ve Mersin, Erzurum ve Kahramanmaraş bu söylediklerimize en somut örneklerdir.
Büyük şehirlerde de bu bütünleşmeler gerçekleşmişse bunu tespit etmek pek kolay değil, biraz daha zaman geçmesi lazım.
Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
pazar günü oylanan ve yaklaşık bir buçuk milyon oy farkla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı sistemi önümüzdeki dönemlerde hiç bir taraf için çantada keklik olmayacak.
Ferman Karaçam - Haber 7
-
Fatih 7 yıl önce Şikayet EtBiz kardeşiz kardeş kardeş olduğumuz sürece bizi kimse bölemez ALLAH IN izniyleBeğen
-
aksoy 7 yıl önce Şikayet Etkatılıyorum güzel bir yazı.Beğen
-
ali 7 yıl önce Şikayet Etgüzel bir yazı ama hüdaparın oyu ak parti oyu kadara değil geçmişi kirli olduğu için millet mesafelidir.Beğen