Biz de vur emri mi verelim ?
Hep söylenir, bizim Doğu toplumlarında insan canı sudan ucuzdur.
Bu sözün dayandırıldığı sosyal ve kültürel geçmişimiz her ne kadar bunu doğrulamıyor olsa da, yakın geçmişimize bakıldığında aynı şeyi söyleyemiyoruz.
Dün, dünde kaldığına göre bugün gerçekten durum bu.
İçimiz kaldırmasa da, hoşlanmasak da biz doğu toplumları maalesef bu konuda öncülüğü hiç kimseye bırakmaya niyetimiz yok.
Peki insan ölümleri konusunda durum böyledir de hayvan, çevre ve doğa ölümlerinde durum nedir ?
İsterseniz bir de buna bakalım; İstatistiklerden yola çıkarak değil, konuya izninizle siz değerli okuyucularımızı da dahil ederek ve etrafımızdan yola çıkarak birlikte bakalım.
Mevsim yaz olduğuna göre ve bizim de milli yiyeceklerimizden olan mangal düşkünlüğümüzden başlayarak, pikniklerden yola çıkalım, isterseniz..!
Nereden, hangi şehirden başlayalım?
Bu da soru mu, nereden başlarsak başlayalım, alnımız açık, yüzümüz ak (!), öyle değil mi ?
İster Anadolu'dan, ister büyük şehirlerimizden başlayalım, bütün piknik alanlarımız pirûpâk...!
Ahh keşke böyle olsaydı, böyle olsaydı ne olurdu ?
Ama yok, yok işte, durum gerçekten içler acısı, gerçekten üzücü ve gerçekten vahim.
Kısa bir Anadolu ve Karadeniz turu yaptım.
Aman Allah'ım ..! bu nasıl bir perişanlıktır, bu nasıl bir vurdum duymazlıktır..!
İnsan hiç mi rahatsız olmaz, bu kadar pisliğin ortasında nasıl yiyip içiyoruz ?
Büyük şehirlerimiz daha da felaket.
Üstelik Büyükşehir piknik alanlarına belediyeler çöp kutuları da koyuyor.
Hemen on, on beş metre ileride kocaman çöp kutusu bomboş dururken, yerlere atılan çöplerin içinde ne yok ki..!
Pes yani, bu kadar sağlam midesi olan başka bir millet yoktur herhalde yeryüzünde..!
Ya deniz kenarları..!
O masmavi boncuklarımız; Marmara'mız, Ege'miz, Akdeniz'imiz ve nehir, göl kenarlarımız adeta birer çöplük yığını..!
Bir parça kılımız kıpırdasa, bir parça umursasak da atmasak ne olur şu çöpleri ?
Orman kenarlarında ormanı tutuşturmaya hazır cam kırıkları, piknik alanında söndürülmeden bırakılan ateşler,
Yaşadığımız, nefes aldığımız her yeri, her kıyıyı, her bucağı, her orman kenarını böylesine hoyratça kullanırsak, tahrip edersek bu tabiat, bu çevre, bu ormanlar, bu denizler, bu göller ve gelecek kuşaklar bir gün bizim yakamıza yapışmaz mı ?
Ya yollardaki kedi köpek ölümleri..!
Haydi şehirlerarası yollardan vaz geçtim, tali yollarda, kasaba ve mahalle yollarında, o zavallı hayvanları ezip geçiyoruz.
Bilemiyorum, ayıptır mı demeli, yazıktır mı demeli, günahtır mı demeli, yoksa, hayvan hakkıdır, kul hakkıdır mı demeli, hangisinden anlıyorsak onu diyorum, yapmayın ne olur yalvarırım, yapmayın..!
Hiç birisinden anlamıyorsak bütün bir millete ait olan bu kıymetli yerleri bu hale getirenleri, milletin devletini yönetenlere şikayet ediyorum.
Ey devleti yönetenler ben de, bu pisliğe sebep olanları, bu hayvan katillerini tespit etmenizi ve cezalandırmanızı istiyorum.
Cezalandırın çünkü, böyle giderse bu muhteşem doğamız ve bu güzelim çevremiz elimizden kayıp gidecek.
Yarın vur emri verseniz de geri gelmez bu tabiat güzelliklerimiz.
Endonezya yaptı bunu, daha fazla geç kalmamak için vur emri verdi.
Bundan böyle, orman yakanlara ve yanmasına sebep olanlara ateş açılacak ve vurulacaklar.
Türkiye'de vur emri değilse bile çok ciddi, caydırıcı cezalar vermeli.
Millete ait olan piknik alanlarını, doğayı, denizi, yolları pisletip, ormanlarımızı yakanlara ve hayvan katillerine suçlarının mukabili cezalar verilmeli.
Geç kalıyoruz.
Ferman Karaçam - Haber 7
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/fermankaracam
-
HaymeHatun 7 yıl önce Şikayet Etevet çok güzel bi konuya temas etmişsiniz,gerçekten dinimiz temizliği ,bütün canlılara saygıyı emrederken bizler neden uymayız çok garip,çok yüksek cezalar olursa ancak öyle yola gelir bizim miller ne yazıkkiBeğen Toplam 2 beğeni