Ferman Karaçam
Ferman Karaçam
HABER7 YAZARI

Yeni Kabinenin Öncelikleri Neler Olmalı?

GİRİŞ 27.06.2018 GÜNCELLEME 28.06.2018 YAZARLAR

Bugünlerde üstümüze öylesine büyük rahmetler yağıyor ki; Üstadımızın deyimi ile, bedenimizdeki herbir azamızın ve tüylerimizin milyarlarca dili olsa ve biz o diller ile bir ömür secdelere kapanıp hamdetsek yine de, şükrümüzü eda etmiş olamayız.

Nadân karşısında Rabbımız, boynumuzu büktürüp, yüzümüzü yere eğdirmedi, sonsuzca hamdolsun O’na.

 

 

Tarihi günlerden geçiyoruz.

Önümüzde yepyeni bir süreç var.

Yaratıcımız bize, yaklaşık iki asır bu milletin ayaklarında pranga olan askeri ve sivil bürokratik oligarşiyi yenme gücü bahşetti.

Arkasına küresel emperyalizmin Firavun ve Karun’larını alıp bu millete kan kusturan, Menderes’i, Özal’ı, Erbakan’ı ve Erdoğan’ı canından bezdiren eli kanlı bürokratik oligarşi saf dışı bırakılmış, yeni bir sistem devreye girmiştir.

Artık çalışma, üretme, yükselme ve mazlumu tutup kaldırma zamanıdır.

Elele verme, barışma, yetimin başını okşama, yoksulu, öksüzü, garibi, gurebayı kollayıp sevindirme günüdür.

Fırsatı, imkânı, kaynağı, hukuku, makamı, enerjiyi, gücü ve vakti israf etme, boşa harcama zamanı değil, bütün bunları; zalim karşısında heybetli ve adil bir güce, mazlumun ve zayıfın yanıbaşında imkân ve adalete dönüştürme günüdür.

 

Bu sebepledir ki;

Yeni Kabine Türkiye’yi,

Türkiye’den ibaret görmeyen bir bakış açısıyla oluşturulmalıdır.

Önüne 2023, 2071 ve daha ileri hedefleri koyacak iman, ahlâk, ufuk, vizyon, bilgi, kültür ve birikim sahibi kişilerden oluşmalıdır.

Bakanlar birbirinin açığını açığa çıkaran değil, eksiğini gideren, tevazu ile onaran bir ahlâk ve erdemin sahibi olmalı.

Hükûmet üyeleri;

Medeniyetimizin, tarihimizin ve coğrafyamızın insanımızdaki gen yapısıyla özdeşleşmiş kodlarına hakim, bunları bilen ve buna göre hizmet üreten seciyesi yüksek fertlerden oluşmalıdır.

Ve bu Hükûmetin öncelikleri de şunlar olmalıdır:

 

1- Evvela, bütün ülke çapında, yediden yetmişe çok ciddi bir “Ahlâk ve Maneviyat” reformuna ihtiyaç vardır.

Bu reformu öncelikle kadın ve aileden başlatmak zorunludur.

Rahmetli Özal döneminde, aileden sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek aile konusunda, yanılmıyorsam birkaç yıl üst üste sempozyumlar yapmıştı ve oradaki bilimsel çalışmalar kitaplaştırılmıştır.

Bunlar ve daha birçok çalışma yeniden elden geçirilip yepyeni tutarlı, kalıcı bir aile planlaması behemehal yapılmalıdır.

Ve “Anne odaklı”, Anneyi madden ve manen güçlendirip, ailenin temeli ve aileyi ayakta tutacak ana sütun haline getirmeliyiz.

Çünkü artık, büyük aile yapımızdaki aileyi ayakta tutan

“Büyükbaba” ve “Büyükanne” figürleri tarihe karışmış, ailede onların yerini tutacak temel güç kalmadığı için de aile kurumumuz SOS vermektedir, aileler dağılmaktadır.

Eğer bir süre daha bunu geciktirir veya ihmal edersek, tıpkı Batıdaki gibi toplum yaşlanır ve çöker.

 

2- Diyanetin yapısı tepeden tırnağa değiştirilmelidir.

Diyanet, eski devletin hantal bürokratik yapısı yerine; düşünen, tartışan, üreten, oturan değil yürüyen, genç, dinamik, atak ve artık susan değil müdahil olup hayatın içine giren sempatik ve bilginin, ahlakın asıl kaynağı haline dönüşen bir yapı olmalıdır.

Sokaktaki adam da, fakültedeki hoca da, okuldaki öğrenci de, falan konuda Diyanet’in ne dediğini önemsemeli ve Diyanetin sözünün yani Kur’an, Sünnet ve bilgi gücünün üstünde güç olduğunu/olacağını hissetmemeli, toplum mutmain olmalı, verilen bilgilerden emin olmalı.

Her konu, efradını câmi ağyarını mani bir çerçeve içinde sunulmalı topluma.

Diyanet, dijital dünyanın tüm hile ve yanıltmalarına karşı her açıdan donanımlı hale getirilmelidir.

Hiçbir Haca ve Cemaat lideri kendisini Diyanetin dışında hissetmemelidir, dışlanmamalıdır.

Hepsi, Diyanet çatısının altında hizmet vermenin huzurunu, mutluluğunu duyacak şekilde dizayn edilmelidir Diyanet.

Tekke ve Zâviyeler kanunu yeniden ele alınıp, Diyanet çatısı altında Alevilik/Bektaşilik de çözüme kavuşturulmalıdır.

Diyanetin dışındaki oluşumların, daha ilk oluşum aşamasında üzerinde durulmalıdır.

 

3- Geçmişte, ne yazık ki bir çok sağcı, muhafazakâr ve dahası mütedeyyin hükûmetler Kültür Bakanlıklarını kendileri gibi düşünmeyen solcu, sosyalist, batıcı ve hatta materyalist kişilere vermişlerdir ve bu ülkede hiçbir zaman doğru dürüst bir kültür politikası olmamış, olamamıştır.

Halbuki bir toplumun kılcal damarları kültürel zenginliklerden teşekkül eder, bu da; edebiyattır, çeşitli sanatlardır, şiirdir, romandır, müziktir, tiyatrodur, hikâyedir.

Düşünmek, bilgiyi özlemek ve bilgiyi istemek ise bu öğelerin yürekte ve akılda ki izlerini sürmekle elde edilir.

Edebiyat ve sanat bir bakıma ana rahmindeki tohum gibidir; bilgiye olan erişme arzu ve iştiyakını ve tefekkürü bu tohumdan elde ederiz.

Bu da oraya;

bir şiir mısrasından, bir tiyatro sahnesinden, bir müzik notasından, bir roman veya hikâye kahramanının dilinden, bir annenin ninnisinden, bir aşığın gözyaşından, bir acının uyarmasından, bir ayrılığın hüznünden...dolayı ulaşmıştır.

Bunları önemsemedik.

Önemsemediğimiz içindir ki;

bunca yıl iktidarlar gelir gider ama edebiyatımız yani şiir, sanat, tiyatro, müzik, roman ve hikayemiz sürekli solcuların elinde, tekelinde olmuştur ve ne acıdır ki hala da onların elindedir.

Sonra da bir anda durup hayretle, etrafa bakınıyoruz ve,

“ yahu acaba bu gençler niye öyle bizden uzaktalar” diye şaşkın, şaşkın iç geçiriyor, yakınıyoruz !

Buna artık bir son vermeliyiz.

 

4- Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları aynı kişinin uhdesinde olmalıdır. Kültür ile Turizm gibi aslında birbirine zıt olan ama geçmişteki hatalı kararlar ve solcuların milli kültürümüzü küçümseyen bakış açısından dolayı kültürle turizm bir araya getirilmiştir.

Yazıktır, günahtır.

Bunu asla yapmayın.

Lütfen bunu artık siz yapmayın.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı da yukarıda bir nebze değindiğim gibi donanımlı ve ehil bir kişiye verilmelidir.

Bu bakanlık, bundan önce yapıldığı gibi sık sık değiştirilmemelidir.

İmanlı, akıllı, Doğu ve Batı dillerine hakim, nezaket ve ehliyet sahibi, bilgi ve birikimini bünyesine oturtmuş, bunları beynine, yüreğine ve ruhuna meczettirmiş kemal ahlak sahibi bir kişi olmalıdır.

 

5- Ve en önemlisi, bilginin üzerine titremeli bu Hükûmet.(Devlet)

İnsanımızın huzur ve geleceği için düşünen, yazan, üreten nerede kim ve onların ürettiği neler varsa onları bir datada toplamalı.

Ayrıca Tarihin ve geleneğin de bir datası olmalı.

Datalardan, kütüphanelere, kütüphanelerden insanımıza özellikle, gençlerimize ulaşan bir anlayışın ve yepyeni bir İman, Aşk, Bilgi, Kültür, Adalet, devletinin temelleri atılmalıdır bu süreçte.

Allah (CC) yâr ve yardımcımız olsun.

 

Ferman Karaçam - Haber

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

YORUMLAR 4
  • Diyar 6 yıl önce Şikayet Et
    Harika tespitler umarim yeni dönem yukarida Dile getirilen endişeler doğrultudunda tekrardan yapilandirilir
    Cevapla
  • H.i.y. 6 yıl önce Şikayet Et
    İnşallah Reisimizin bu yazıyı okuma imkanı olur. yüreğine sağlık hocam
    Cevapla
  • İsmet Güler 6 yıl önce Şikayet Et
    Hissiyatı mıza aklımıza fikrimizi düşüncem ise tercüman olmuşsunuz Derli toplu bir yazı olmuş Allah razı olsun
    Cevapla
  • Hızır ÇAKIR 6 yıl önce Şikayet Et
    Tebrikler. Teşekkürler. Aynen katılıyor ve DESTEK NİYETİYLE FACEBOOK SAYFAMDA SİZİN İSMİNİZLE PAYLAŞIYORUM. SELAMLAR
    Cevapla