Geçen gün, Amerika’nın şımarık ve dengesiz son kovboyu, Başkan Trump, Suudi krallığını; kralı, veliahdını, yönetimini bir kere daha aşağıladı.

Bu kaçınca oldu bilemiyorum ama, krallığı her vesile ile yerden yere vurup, kanlı çizmelerinin altına serip ufalıyor ve çiğniyor.

Suud Kırallığından ne ses, ne seda, sadece, pişkin pişkin sırıtıyorlar.

Maazallah..! bu cümlelerin binde birini Türkiye’den bir yönetici kursaydı bizi tefe koyarlardı.

Buna akıl tutulması mı diyorsunuz ?

Hayır efendim, hayır.

Akıl kalmışsa tutulur, beyin varsa tutulur.

Bunların beyinlerini Tilki yedi.

Kurnaz Tilki ve beyin deyince Mevlana Hazretlerinin Mesnevisinde geçen bir hikayeciği hatırladım.

Ormanların Kralı Aslanla Fil, zorlu bir kavgaya tutuşmuşlar.

Birbirini iyice hırpalamış, yara bere içinde bırakmışlar.

Sonunda yenişememiş, vaz geçmişler.

Aslan bu haliyle, yorgun argın, biraz da öfkeli, bir ağacın gölgesine uzanıp Tilkiyi çağırmış.

“Tilki gel buraya, çok yoruldum ve karnım iyice acıktı, bana çar çabuk bir şeyler bul ve getir, karnımı doyur”, demiş.

Tilki: “emredersiniz kralım, başım gözüm üstüne, size leziz bir yiyecek bulup getiririm ” deyip ayrılmış.

Ormanda etrafa bakınmış, aranmış, Aslan’ın yiyeceği bir şeyler görememiş, derken, Ormandan biraz uzaklaşmaya başlamış.

Bu sırada kayalık, taşlık bir yerde zayıf, çelimsiz bir eşek görmüş.

Yanına yaklaşıp selam ve verdikten sonra “ Eşek kardeş” demiş “bu taşların arasında ne bulup, ne yiyorsun, yazık değil mi sana bak, bir deri bir kemik kalmışsın, daha yeşil, daha sulak ve çimenlik yerlerde neden otlanmıyorsun ?

Eşek:”Tilki kardeş ben, bulduğuma razıyım, karnımı doyuruyorum bu, bana yetiyor, var git yoluna kafamı bulandırma” demiş.

Tilki üstelemiş: “Kardeşim, Allah kendi kendinize zulmetmeyin demiştir, sen böyle yaparak kendine zulmediyorsun gel, seni çimenlik bir yere götüreyim, karnını bir güzel doyur”.

Eşek: “Bulduğumla yetiniyorum, açlıktan kimse ölmemiş ama, hırsından ölenleri çok gördüm ben” demiş.

Tilki biraz daha yaklaşmış Eşeğe doğru ve :” Bak kardeşim biraz düşün, buraya doğru gelirken gördüm, mis gibi yeşil otlar var ileride, bu otları yemek senin de hakkın, hem çok uzakta da değil, hemen şuracıkta” demiş.

Eşek yemyeşil otları hayal edince daha fazla dayanamamış, “peki” demiş.

Tilki önde, Eşek arkada ormana doğru yürümeye başlamışlar.

Aslanın yattığı ağaca yaklaşınca Eşek, Aslanın kükremesini işitmiş ve olduğu yerde durmuş.

Tilki, Eşeğin durduğunu görünce neden yürümediğini sormuş.

Eşek : “Duymuyor musun, buralarda bir yerde Aslan var, kükremesini işittim” demiş.

Tilki “bak” demiş, “ben sana dememiş miydim sen, bir deri bir kemik kalmışsın işte, kendin de duydun o gelen sesler senin aç kalan midenin gurultularıdır.

Ben, ses falan duymadım, haydi gidelim.

Yürümüşler ve Aslan’a yaklaşınca da Eşek, o acıklı akibetini yaşamış.

Aslan bir müddet karnını doyurunca kenarda bekleyen Tilki’ye :” Bir yerlere ayrılayım deme sakın, kalan artıkların bekçiliğini yap, ben, bir hayli susadım, gidip su içip geleyim, geriye kalanları da o zaman yerim”, demiş ve ayrılmış.

Aslan uzaklaşınca Tilki, Eşeğin kalan artıkları arasından beynini ve ciğerini yemiş.

Aslan dönünce Tilkiye çok kızmış, “neden Eşeğin beynini yedin, ben o leziz parçaları su içtikten sonrası için kendime bırakmıştım” demiş.

Tilki : “Aman kralım, siz farkına varamamışsınız, Eşek’te beyin zaten yoktu, onda beyin olsaydı yanınıza yaklaştığımızda sizin kükremenizi duymuştu, geri döner kaçıp giderdi”.

İsrail Başbakanı Netanyahu, kurnaz bir Tilki gibi Yahudi kökenli damat Kushner’i de yanına çekerek Suud yönetiminin iradesini felç etti.

Şimdi sıra tamamen Suud’u Trump’a yedirip, o işe yaramaz beynini de kendisi yiyecek.

Bekleyip görelim, asıl, bundan sonraki süreçte, Körfez’in petro-dolarları İsrail’in kasasına akacak.

CÜMLEDEN CÜMLEYE....

Yarabbi..! Canımı sebil ediyorum, ruhumu, hissiyat ve malûmatımı, varımı yoğumu muhtaçlara dağıtmanı senden niyaz ediyorum;

Yarabbi..! Bana İhsan eylediğin nuru andan mahrum olanlarla paylaşabilmekliğim için ne lazımsa anı yapmayı bana talim etmeni de niyaz ediyorum.

İnsanları, benliklerinin bu azgınlıklarından, bu kazanç ve menfaat iptilâlarından kurtarmak için hisseme düşen fedakârlığı ifaya amadeyim, beni anla , Yarabbi.! Yarabbi.! Yarabbi.! Yarabbi.! ...

Peyami Safa/ M.Noraliya’nın Koltuğu

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam