CHP’nin Namus Sözü ....
Evvela lütfen şu videoyu izleyin:
Bir memlekette rol model, örnek insan olması gerekenler ayak takımından daha az haysiyet sahibi olunca neyi konuşacağız?
Ne yazacağız?
Neden bahsedeceğiz?
Hangi fikir hangisinden daha iyidirin mücadelesini nasıl vereceğiz?
Kime güveneceğiz?
Doğru ile yanlışı kime bakarak ayıklayacak milyonlarca insan?
Sandıkta, kendisini yönetmeye talip olan kişiyi ve ya kişileri seçerken hangi ölçüyü kullanacak kitleler?
Toplumu yönetmeye talip olanlar yalanı ve riyayı ilke edinmişse, toplum nasıl yol alacak demokrasi denen bu truva atı ile???
Bugüne kadar hep siyasetin yıpratılmasına karşı çıkmış, elimden geldiğince askeri bürokrasinin Türkiye’yi yıllarca umacı durumuna düşürmüş olduğunu ileri sürerek yermiştim, karşı çıkmıştım.
Yine de çıkıyorum.
Fakat siyaset kurumu kendisinde ne kendisinin, ne de başka birinin tutunacağı karakterin kırıntısını dahi bırakmazsa ne edeceğiz, söyler misiniz ha dostlar, ne edeceğiz?
Şuraya bakın, koskoca 82 milyonun önüne çıkıp millete söz veriyor, şu videoyu bir daha izleyin lütfen, üstelik namus sözü veriyor, kimseyi işinden atmayacağız, diyor, ana muhalefet partisinin genel başkanı ve millet de onun bu sözlerine güvenip oy veriyor.
Aradan birkaç ay geçmeden işçiyi şapır şapır sokağa döküyorlar.
Bu davranış doğrunun namusuna tecavüzdür.
Bu davranış güvenin ve onurun çiğnenmesidir.
Bu davranış söz verme kavramının ırzını kirletmektir.
Bu davranış haysiyetin ve şahsiyetin ayaklar altına atılmasıdır.
Üstelik bu kavramlar bir ülkeyi yönetmeye talip olan ve milyonlarca oy alan bir parti başkanı tarafından yapılıyor.
Söz veriyor, yemin ediyor ve sözün de, yeminin de, namusun da celladı oluyor milletten oyu aldıktan sonra.
Neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Ben liseyi Erzincan’da okudum.
Orada öylesine temiz, inançlı, imanlı, Alevi genç arkadaşlarım oldu ki onları hala, isim isim sayarım ve minnetle anarım.
Bu adam, şu son yaptığı sahtekârlıkla, temiz olan alevileri bile zan altında bıraktı.
Namus üzerine söz vermek, bu kadar ucuz mu?
Bu adam namus sözünü kullanıp, ayaklar altına attı.
Siyaset kurumunun güvenirliğini, yönetmeye talip olma erdemini, sözünü tutma haysiyetini, ilkelere bağlılık şerefini, sözünde durmanın onurunu rezil etti kendisi ile beraber.
Bu bir insanın karakter olarak iflasıdır.
Bu, bir insanın hayattaki tutunduğu ve tutunacağı bütün inanç ve değerlerin iflas etme halidir.
Eğer bunu bir insana siyaset kurumu yaptırıyorsa, lanet olsun böyle siyasete.
Eğer bunu bir insana, yönetme hırsı yaptırıyorsa, yerin dibine batsın o hırs.
Demokrasi denen ve güya en mükemmel yönetme biçimi olduğu savunulan bu tarzın da canı cehenneme.
Yalan söyleyerek ve namusunu ayaklar altına alarak ve milleti kandırarak iktidara gelip, yönetecek olan ahlakça tefessüh etmiş insanlardan ne hayır gelir bir memlekete?
Bu insanların bir defa, bir kutsalı yok.
Bu insanların bir değerli mefhumu yok.
Bu insanların bir ahlak meselesi yok.
Planından, projesinden, yapacağı işten ne olur ki bunların?
Her şey güzel olacak deyince, her şey güzel olmuyor.
Verdiğin sözde durup, o özürlü insanların elinden ekmeğini almadığın, yüzlerce günahsız insanı sokağa atmadığın zaman güzel olur.
Ama sen, sözünde durmayıp yalanla, dolanla, kandırmayla koltuğa oturup, ardından her türlü çirkinliği yapınca var olan güzellikleri de yok ediyorsun.
Daha da önemlisi, Türkiye’de, siyaset ve yönetme kavramını; namusuna yemin ederek özürlü mal satan ahlaksız kasaba tüccarının bulunduğu çukura iteleyenlerin, yaptıklarının yanlarına kar kalmasıdır.
Bunlar, üç-beş yıl dahi olsun, bir koltuğa oturmak için, bütün kutsallarını cilalayarak pazara çıkarıyorlar.
Bunun bir yaptırımı olmalı.
Yalanla, dolanla koltuğa oturan politika esnafından, ayrıca, partinin başkanı ise kurumsal olarak partililerden ve kendisinden hesap sorulabilmelidir.
Her sahtekârın, namus gibi önemli kavramları kullanarak iktidara gelmesine müsaade edilmemelidir.
Verdiği sözler takip edilmeli.
Ve böylece hem siyaset kurumu kirletilmez, hem de gerçeğin, haysiyetin, namusun, şerefin adı kirletilmez.
Kişiler yapmayacağını değil, yapabileceğini söylerler toplum önünde.
Yönetme erkini böylesine ayağa düşürmenin bir bedeli olmazsa, o ülkede insanların birbirlerine ve yöneticilere olan güveni son bulur.
Güven biterse, devlet dediğimiz ağacın gövdesine kurt girer ve bir süre sonra toplum gözünde devlet de biter.
CÜMLEDEN CÜMLEYE.....
Ey akıl sahibi: Dünyada bir düşkünlüğe uğramamak için iki kimseden sakın.
Önce kavgacı tabiatlı düşmandan, sonra da cahillerle dostluktan uzak dur.
Kendini düşmandan uzaklaştırmakla beraber cahil dostu da yanından ayırmaya bak.
Feridüddin Attar/ Pendname
Ferman Karaçam - Haber 7
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/fermankaracam
-
İsmail Ayan 5 yıl önce Şikayet Et''Solun Namusu Yok'' Rauf Tamer meşhur kitabıdır. Başka söze hacet yoktur. üstadım tebrik ve teşekkürler yine muhteşemsiniz.Beğen Toplam 4 beğeni