Hekimlerin Grevi ve TTB
Bir kurban bayramını daha geride bıraktık.
Bu bayramda da yardım kuruluşlarımız dünyanın her yanında en ücra köy ve kasabalara kadar yoksul, kimsesiz, fakir ve ihtiyaç sahiplerine et ulaştırdılar.
Aynı şekilde, daha çocuk yaşında yoksullara et ulaştırmaya çalışırken o zamanın HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın sokağa çağırdığı PKK’lılar tarafından linç edilen Yasin Börü ve arkadaşlarını rahmet ve minnetle andık.
Konya’da azgın bir fanatiğin silahlı saldırısı sonucunda görev şehidi edilen 47 yaşındaki kardiyoloji uzmanı Doktor Ekrem Karakaya, sağlık bakanımız Fahrettin Koca’nın da katıldığı cenaze töreni ile memleketi olan Kayseri'nin Develi ilçesinde toprağa verildi.
Hayatının en verimli çağında şehit olan Ekrem Karakaya kardeşimize de Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet diliyorum.
Bu ve benzeri olayları şiddetle lanetliyorum.
Bir daha yaşanmaması için de, devletin yetkili kurumlarından gerekli tedbirlerin alınmasını, daha tedbirli, dikkatli ve titiz davranılmasını bekliyoruz.
Merhum Dr. Ekrem Karakaya Türk Tabipler Birliği'ne (TTB) üye olmamasına rağmen, bu adli olay üzerinden hareket ederek Türkiye genelinde TTB üyesi hekimlerin katıldığı “Siyah Kurdela” adlı bir eylem başlatıldı.
Bu eylemler sonucunda hastanelerde doktor bulunmuyor.
Elimizde bir veri yok, fakat Türkiye genelinde yapılan bu doktor eylemleri sırasında, doktor olmadığından dolayı ne kadar ölüm gerçekleştiğini bilemiyoruz.
Yoğun bakımda canı ile boğuşanlar, kalp krizi geçirip doktor bekleyenler, ilaç yazdırmak için gelip, yazdıramadan geri dönen yaşlı ve ilaçlara bağımlı yaşayan insanlar, kronik hastalar, beyin, kalp, böbrek hastaları ve acile gelip doktor bulamayan yaralılar ve acil hastalar...
“Biz, 6023 sayılı kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliği olan ve anayasada yeri olan bir meslek örgütüyüz” diye böbürlenen TTB’ye soruyorum: Bu mudur sorumlu bir kamu kurumu niteliği olan meslek örgütüne yakışan?
Kamu deyince siz bundan ne anlıyorsunuz?
Bu şekildeki bir davranışla ancak Türkiye’nin değil, Türkiye dışındaki başka bir “kamu”ya hizmet ettiğiniz anlaşılmıyor mu?
Türkiye’ye ait bir meslek örgütü, Türkiye’nin vatandaşlarını böylesine mağdur, yaralı ve çaresiz bırakır mı?
Sizin meslek örgütünüzdeki yönetici hekimlerin ettiği Hipokrat yemininde böyle bir vicdansızlık, böyle bir sorumsuzluk ve insafsızlık var mı?
Siz bu yaralı ve çaresiz insanları ortada bırakan fütursuz, vicdansız ve duyarsız ahlak formatını nasıl edindiniz?
Sokaklara saldığınız ve hekimlikle zerre kadar alakası olmayan onca zavallının, o güzelim bembeyaz gömlekleri halk nezdinde nasıl kirlettiğini görmediniz mi ve bu görüntülerden hiç utanmadınız mı?
Bu kadar vicdansızlık yetmezmiş gibi, şimdi de, sizin gibi sorumsuz bir sendika, hekimlere silah verilmesini istemiş.
Beynimizi, kalbimizi, bedenimizi emanet ettiğimiz hekim kılıklı ve beyaz gömlekli bu vicdansızlar gerçekten çıldırmış olmalı.
Ya çıldırmışlar ya da çıldırtılmışlar.
Muhtemelen ikincisi.
Neden mi?
2023 seçimlerine yaklaşıyoruz ya, her koldan Joe Biden ve onun elçilerinin planlı hamleleri de sıklaşıyor.
Özellikle sağlıkla ilgili saldırılması çok anlamlıdır.
Çünkü, eski Türkiye’nin çürümüş sağlık sistemini çöpe atıp, arka arkaya devrimler niteliğinde yeniliklerle bugünkü sistem kuruldu ve 20 yıl iktidarda olmanın en büyük payının da sağlıktaki bu yeniliklerden kaynaklandığı biliniyor.
Ardından Covid-19 sürecinde Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın yetkin özel hastaneler tecrübesi, olağanüstü, fedakarca çalışma ve gayretleri ile uluslararası birçok medya kuruluşunda dünyanın en başarılı ülkesi olarak anılması düşmanı panikletti.
Ve bu sebeple, seçimlerde hükümeti düşürecek Biden direktifinin en önemli hedefinin, başarılı olan sağlık sektörü olarak seçilmesi planlandı.
Peki bu plan tutar mı?
Bana kalırsa tutmaz.
Neden mi tutmaz?
Çünkü halk; sokakta slogan atan beyaz gömleklilerin, kendi sağlığını emanet ettiği ve saygı duyduğu hekimden ziyade, başka şeylere benzediklerini kendi gözleriyle gördü.
Son iki not: Bundan sonra TTB’nin yurt içi ve yurt dışı tüm görüşme ve faaliyetleri yakından takip edilmelidir.
Kamu niteliği olan bir meslek örgütünün, kamuya ve kamunun vatandaşına, aynı zamanda kendi insanına karşı düşmanca olan tutumu yakından izlenmeli ve yeterli delil bulunduğunda kapatılmalıdır.
Son notum da şudur: Hekimlere karşı olan şiddete yönelik daha etkili ve daha pratik önlemler alınmalı, ayrıca şiddet uygulayanların arkasında karanlık bir takım odakların olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.
Ferman Karaçam
YouTube: www.youtube.com/c/FermanKaraçam
İnstagram: www.instagram.com/fermankaracam
Facebook: www.fb.com/karacamferman
Twitter: www.twitter.com/fermankaracam
Web Sitesi: www.fermankaracam.com
-
Hemşire 2 yıl önce Şikayet EtBu yazıyı okuyan sanacakki acillerde hastalar öldü. Lütfen yanlış bilgi vermeyin acil hizmetler yoğun bakımlar ve acil ameliyatlar devam etti. Yapılan grevi yanlış bulsanızda var olan bir gerçeği rica ederim değiştirmeyin. Yani o iki gün kimse doktorsuzluktan ölmedi. Ha bu arada kronik hastalıklara ilaç yazdırma dönemi bitti gidip eczaneden alınabiliyor bilginiz olsun saygılar.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Türkoğlu 2 yıl önce Şikayet EtMirim, Allah razı olsun. Gönlüne sağlık.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Vurucu 2 yıl önce Şikayet EtNoktayı koymuşsunuz, kaleminize sağlık...Beğen Toplam 6 beğeni
-
Doktor Güllü 2 yıl önce Şikayet Etİçine girmediğiniz için kolay sallıyorsunuz. Bir hastane bir anjioda 4 gün bayram tatilinde 23 kalp krizi hastasına anjio yapılıp Stent takılıyor . Bu mu çalışmamakBeğen Toplam 7 beğeni
-
İsmail Özcan 2 yıl önce Şikayet EtBu yazı güzel de bir eksiği var. Türkiye'de kamu kurumu niteliğindeki iki meslek örgütünden biri olan TTB (diğeri TMMOB) benim bildiğim 1965'te DP'nin devamı olarak tek başına iktidar olan Adalet Partisinden bu yana bütün muhafazakâr lktidarlara karşı siyasal parti gibi muhalefet etmiş bir örgüttür. Bu iki örgüt için siyasal muhalefet daima meslekî çıkar ve sorunlarından öncelikli olmuştur. Bugün olan budur.Beğen Toplam 10 beğeni