Ferman Karaçam
Ferman Karaçam
HABER7 YAZARI

Suriyeli Mülteciler Gitsin mi?

GİRİŞ 04.10.2023 GÜNCELLEME 05.10.2023 YAZARLAR

Son ayların en dikkat çekici konularından biri hiç şüphesiz mülteciler konusu oldu.
Göçler ve mültecilik meselesi sadece bizim değil, tüm dünyanın en önemli sorunlarından biri haline geldi.
Göçleri üç önemli sebep tetikliyor: Biri iklim değişikliği, diğeri savaşlar, öteki de ekonomik sebepler.
Ne yazık ki, bundan sonra bu sebepler daha da yoğunlaşacak ve mülteci konusu ülkelerin ilk sıradaki sorunu haline gelecek.
Ülkemizde bu meseleyi ırkçılık ve ayırımcılığa dönüştürerek insanları birbirine karşı kinlendiren, emperyalizmin geçmişteki düşmanlıklarını yeniden canlandırıp, onlara hizmet eden ajan provokatörler de olunca işimiz zorlaşıyor.
İktidarın; bu yeni Lawrence’lara ve onları destekleyen Neo-Nazi ruhlu düşmanlara karşı erkenden tedbir almaması, ileride ciddi provokasyonlara sebep olabilir.
Hamdolsun Türkiye’de akl-ı selim sahibi insanlarımız da eksik değil, geçenlerde sokakta mikrofon uzatılan bir vatandaşa, “Suriyeli mülteciler gitsin mi?” şeklinde bir soru yöneltildi.
Vatandaşımız da: “Suriyelilerden önce Avrupa’dan, Balkanlar’dan gelen, beyaz Türk olarak içimizde yaşayan, isim değişikliği yaparak Türkiye düşmanlığını sürdürenler gitsin, sonra da kurtuluş savaşımızda yüzüğünü, küpesini bize yardım olarak gönderen Afganlılar, Pakistanlılar ve Suriyeliler gitsinler” dedi.
Vatandaşımız haklı.
İçişleri Bakanlığının ve çeşitli kaynakların konu ile ilgili verilerine göre, özet olarak Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinde;
1492 yılında İspanya’dan kurtarılan 150 bin Yahudi'nin Akdeniz üzerinden gemilerle, 50 bini ise Rusya üzerinden toplamda 200 bin Yahudi'nin Osmanlı İmparatorluğu topraklarına getirilmesinden itibaren;
1672 Thököly Ayaklanması’nın ardından 1699 yılında Macar Kralı Thököly Imre ve eşi Osmanlı İmparatorluğuna iltica etmişlerdir.
1709 yılında Demirbaş Şarl olarak tanınan İsveç Kralı 12. Charles, beraberindeki yaklaşık 2 bin kişilik askeri ile birlikte Osmanlı İmparatorluğuna sığınmıştır.
Yine 1718 Pasarofça Antlaşması’nın ardından Macar Kralı II. Rakoczy Ferenc Osmanlı İmparatorluğuna sığınmıştır.
1830 Polonya İhtilali’nin liderlerinden bugünkü Polonezköy’ün kurucusu Prens Adam Czartorski de 1841 senesinde Osmanlı İmparatorluğu’na iltica etmiştir.
1848 Macar Özgürlük savaşını kaybeden Prens Lajos Kossuth ve yaklaşık 3 bin Macar 1849’da Osmanlı İmparatorluğu’na gelmişlerdir.
Verilerin muhtelif olmasına rağmen ortalama bir buçuk milyon kişi (1.500.000) Rus Ordusundan kaçarak 1856-1864 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına gelmişlerdir.
1917 Bolşevik devriminden sonra 135 bin kişi yine Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilmiştir.
Ayrıca cumhuriyet döneminde ise;
1922-1938 yılları arasında Yunanistan’dan 384 bin kişi,
1923-1945 yılları arasında Balkanlar’dan 800 bin kişi,
1933-1945 yılları arasında Almanya’dan 800 kişi,
1988 yılında Irak’tan 51.542 kişi,
1989 yılında Bulgaristan’dan 345 bin kişi,
1991 yılında I. Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’tan 467.489 kişi,
1992-1998 yılları arasında Bosna’dan 20 bin kişi,
1999 yılında Kosova’da meydana gelen olaylar sonrasında 17.746 kişi,
2001 yılında Makedonya’dan 10.500 kişi,
Nisan 2011- Mart 2019 arasında Suriye’de yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle yaklaşık 3.6 milyon kişi Türkiye’ye gelmişlerdir.
Bu verilere göre, Körfez savaşında Irak’tan gelen 467.489 kişi ve 2011 yılından itibaren Suriye’den gelen 3.6 milyon kişinin dışında Türkiye’ye 200 bini Sefarad Yahudisi olmak üzere yaklaşık 4 milyon göçmen Yunanistan, Bulgaristan, diğer Balkan ülkeleri ve Avrupa ülkelerinden topraklarımıza gelmişlerdir.
Avrupa topraklarından gelen 4 milyon beyaz tenli göçmen ve hatta son zamanlarda Ukrayna-Rusya savaşından beri gelip Ege ve Güney kıyılarımızın zengin şehirlerine yerleşen mavi gözlü, sarı saçlı, beyaz tenli göçmenler için tek kelime etmeyenler, esmer tenli olan ve Çanakkale’de bizimle birlikte omuz omuza savaşanlara karşı düşmanlık yapıyorlar.
Aslında bunlara faşist falan demek yerine, haçlıların gönüllü Truva atı olan Neo-Lawrence'lar demek daha uygundur.
Zira, yaptıkları eylemler haçlıların işine yarıyor.

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/FermanKaracam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam  

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

YORUMLAR 10 TÜMÜ
  • TÜRK 1 yıl önce Şikayet Et
    Tabii Balkanlardan gelenleri daha seküler gördüğü için TÜRK bile diyemeyenler, o kişilerin çoğunluğunun TÜRK olması sebebiyle eziyet gördüğünden anavatanlarına dönen evldı fatihanlar olduğunu da söylemeyecekler! Yeter ki suriyeli güzelleyelim de halkımızın belki tepkisi diner. İnmez bey amca. Sokağıma kadar inip benim rahatını huzurumu kaçıranların yapması gereken tek şey gitmektir!
    Cevapla
  • Kürşat 1 yıl önce Şikayet Et
    O Balkanlardan ve Avrupadan gelenler zaten kökenli geçmişte Türklük vardı ve Türk gibi de yaşıyorlar ama Suriyeden, Afgandan, Pakistandan gelenler Türk gibi yaşamıyor ve ümmeticılık/şeriat bahane edim Türk düşmanlığı yapıolar. Ben çok Arap isimli Türk gördüm ama hiçbir Türk isimli Arap görmedim.
    Cevapla
  • Fatih 1 yıl önce Şikayet Et
    İktidarın; bu yeni Lawrence’lara ve onları destekleyen Neo-Nazi ruhlu düşmanlara karşı erkenden tedbir almaması, ileride ciddi provokasyonlara sebep olur. Nokta.
    Cevapla
  • Afrikali 1 yıl önce Şikayet Et
    Saydığınız tüm rakamları topladım yaklaşık 12 milyon kişi yapıyor. Bu toplamin yaklaşık 8 milyonu yüzyıl öncesi gelenler. Bunların x 4 çoğaldığı muhtemel. Kabaca 35 40 milyonumuz mülteci hesaba göre. Gıkımızı çıkarmadan eksik olan 3 5 milyon da Afrikalı çağırsak tam çorba oluruz. Tadından da yenmez.
    Cevapla
  • selim koç 1 yıl önce Şikayet Et
    hemen gitsinler
    Cevapla