Geçen haftaki yazımızdan dolayı çok sayıda tebrik ve teşekkür aldım.
Ben de bütün okuyucularıma teşekkür ediyorum.

Ayrıca, israf meselesinin benim tahmin ettiğimin ötesinde bir kangren niteliği taşıdığını da anlamış oldum.

Bu sebeple konuyu daha sonraki yazılarımızda ilgili ve yetkili mercilerin dikkatine taşımaya, yani fikri takip yapmaya devam edelim.

Bugün de yine ilginç olan ve ne yazık ki ilginç olduğundan daha fazla düşündürücü olan bir başka konuyu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
Kozmetik kullanımı konusu.

Türkiye’de sürekli artan kadın çalışma oranı, mutsuz çocuk oranını tetiklemesinin ve benzeri birçok sosyal problemi arttırmasının yanında iki önemli sonucu daha doğuruyor.
Bunlardan biri kozmetiğin bizatihi kendisinin kullanımı ve dışa bağımlılığı arttırması, bir diğeri de kozmetiğin kahir ekseriyetinin Fransa başta olmak üzere diğer Batılı ülkelerden ithal edilmesinden dolayı giderek Türk lirası karşısında döviz artışına sebep olması.
COVID-19 sürecinde bir parça gerileyen kozmetik ürünlerinin kullanılması, sürecin bitişinden itibaren yeniden artış göstermeye başladı.

Bazı girişimciler ve ithalatçı firmalar da bu trendi daha hızlandırmak için çeşitli medya mecralarında bir yandan daha fazla kadının çalışıp iş hayatına katılmasını teşvik ederken, diğer taraftan da kozmetik kullanımını teşvik ediyorlar.

Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki ev hanımlarından ziyade çalışan hanımlar kozmetiği daha fazla kullanıyorlar.

İstatistiklere göre 2002 yılında çalışan kadın sayısı altı milyon iken, bugün bu sayı on milyonu da aşmış durumda.

Bir başka ifade ile 22 yıllık bu süreçte kadınlarımızın istihdamı yüzde 70 oranında artmış oluyor. Yine bu zaman içinde kadınlarımızın iş gücüne katılma oranı yüzde 27’den, yüzde 36’ya çıkmış oluyor.

Geçen 2023 yılında ise kadın istihdamı konusunda bir rekor yaşandı ve yüzde 30,4 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine erişti.

İsterseniz Anadolu Ajansı haberleri, TÜİK istatistikleri ve geçmişe dönük başka bazı verilerle kozmetik kullanımının da nasıl köpürtüldüğüne bakalım.
Kozmetik ürünleri ithalatında pandemi dönemine göre en fazla artış yüzde 176,4 ile parfümlerde olurken, bunu yüzde 120,5 ile pudralar, yüzde 106,7 ile dudak makyaj malzemeleri takip etti.

Geçen yıl parfüm ithalatı 253 milyon dolar olurken, bu rakam 2019'da 210,5 milyon dolar, 2020'de 91,5 milyon dolar ve 2021'de 166 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
En çok ithalat yapılan diğer kalemler ise 59,7 milyon dolarla göz makyaj malzemeleri, 40,8 milyon dolarla deodorantlar oldu.

Kadınların gündelik hayatta sıklıkla kullandığı göz makyaj malzemeleri ithalatı ise salgın öncesi 51,8 milyon dolar seviyesinde seyrediyordu. COVID-19 döneminde 38,5 milyon dolarlara kadar gerileyen bu malzemelerin ithalatı, geçen yıl 60 milyon dolara yaklaşırken, bu yılın Ocak-Nisan döneminde 21 milyon doları buldu.
Diğer taraftan ruj ithalatı 4 yılın zirvesini gördü.

Maske zorunluluğu nedeniyle dudak makyaj malzemeleri ithalatı da 2019'da 26,1 milyon dolar iken, 2020 ve 2021 döneminde 16 milyon dolar seviyelerine kadar geriledi. Geçen yıl 33,2 milyon dolarla son 4 yılın zirvesini gören dudak malzemeleri ithalatı bu yılın Ocak-Nisan döneminde 14 milyon doları aştı.

Pudra ve allık ithalatında ise 2020 yılında bir önceki yıla göre neredeyse yarı yarıya azalış gerçekleşirken, bu ürünlerin ithalatı geçen yıl itibarıyla sırasıyla 10,6 milyon dolar ve 5,5 milyon dolar seviyelerine ulaştı.

Manikür ve pedikür malzemeleri ithalatı da 2020-2021 döneminde 3 milyon dolara kadar gerilerken, 2022 yılında 6,5 milyon dolara çıktı. Bu yılın Ocak-Nisan döneminde de 1,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi.

Salgın döneminde 33 milyon dolar seviyelerinde seyreden deodorant ithalatı ise 2022'de 40 milyon dolara yükseldi.

Görüldüğü gibi ülkemizde köpürtülen sadece kadın istihdamı değil, aynı şekilde kozmetik kullanımı da kadın istihdamına paralel olarak köpürtülmektedir.

Mesela ‘girişimci adı ile tanınan’ Serpil Karadağ Hanım kozmetik ürünleri ile ilgili kaleme aldığı makalesinde bu ürünlerin bayanlarımızı nasıl güzelleştirdiğini ballandıra ballandıra anlatmaktadır.

Yazıdan alıntı yapmadım ama isteyenler internetten bulabilirler.

Aslında kadın istihdamına paralel olarak şu araştırmaların da yapılmasını ve gerçeklerin tespit edilmesini çok arzu eden bir kardeşiniz olduğumu da söylemek isterim:

—Yıllar geçmişten bugüne sıralanarak, kaç çift evlendi, kaç çift boşandı, bu çiftler hangi sebeplerle boşandılar?
— Komşuluk yıllar içerisinde giderek nasıl ve niçin yok oluyor?
— Ev hanımları mı yoksa çalışan hanımlar mı daha çok kozmetik kullanıyorlar, neden?
— Kozmetik kullanımı ve kedi-köpek maması ithalatı Türkiye’nin maliyesindeki en büyük kara delik olan cari açık konusunda ne kadar etkilidir?
— Akraba ziyaretleri yıllar içerisinde azalıyor mu, artıyor mu, niçin?
— Gençlerde uyuşturucu kullanım yaşı küçülüyor mu, neden?
— Türkiye giderek daha geç evlenilmesi ve daha az çocuk yapılması sebebi ile yaşlanıyor, bunun sebebi ya da sebepleri nelerdir?
— Batılı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de giderek evden kaçan çocukların oranı artıyor, boşanmaların veya anne-babanın ayna anda çalışmasının bundaki payı nedir?

Ben bir araştırma şirketi sahibi olsam bu ve benzeri konularda detaylı bir araştırma yapardım. Yine de araştırma yapan şirket sahiplerinin kulağını çınlatmış olalım.

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam  

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com