Aleviler özelinde Türkiye'nin eski yüzü - 7
10 Mart 1971 Hatay/ Kırıkhan Olayları
Kırıkhan da, diğer Alevi ve Sünnilerin birlikte yaşadığı şehir, kasaba ve köylerimiz gibi, cumhuriyet kurulalı beri 50 yıldır olay yaşanmadığı, yavaş yavaş toplumun birbirinin yaşantısına saygılı olmasını öğrendiği, yerleşim yerlerimizden birisidir.
Arap, Türk, Kürt Alevileri ile Şafii ve Sünnilerin birlikte yaşadıkları hatta geçmişte Ermenilerin de yoğun olduğu bir ilçemizdir Kırıkhan.
Olaylar Hamidiye Camii’ne bir bomba atılmasıyla başlar.
Yani taktik hemen hemen hep aynı ama taktiğe kanıp birbirinin kanını döküp birbirine acı verenler, kullanılanlar da değişmiyor, ne yazık ki insanlarımız aldanıyor, kanıyorlar.
Bu yüzden ister sağ derin güçler olsun, ister sol derin güçler olsun toplumların bu “inanma, kanma ve aldanma” zaafını alabildiğine kullanıyor.
Ve Kırıkhan’da da öyle oldu, camiye bomba atılmasının üzerinden birkaç gün geçince , “karşı reaksiyon” sağcı gençler tarafından organize edilir.
5 Mart 1971 Cuma günü çevre il ve ilçelerden büyük kalabalıklar toplanır.
Sanki çok önemli bir sefere çıkılıyor, küffarın üstüne yürünüyordu.
Ve cuma sonrasında cenk başlayacaktı.
Öyle de oldu.
Cumadan sonra ; matbaalar , işyerleri, evler, dükkanlar tahrip edilir, yakılır, yıkılır, talan edilir, onlarca insan yaralanır ve 2 kişi de ölür.
İlçede sıkıyönetim ilan edilerek olaylar durdurulur.
Bu olay; o güne kadar tezgâhlanan mezhep temelli olayların hem en büyüğü olmuş hem de mezhepler arası husumet tohumlarının fazlasıyla atılması bakımından önem taşıyan bir olay olmuştur.
Ayrıca Kırıkhan olayları o çevrede ve Türkiye genelinde ne yazık ki, tarafların yoğun etkilendiği ilk olaylardan biridir.
23 Şubat 1975 Erzincan Olayları
Her gün, günü gününe günlüklerini yazan, olayları yaşadıklarından aktaran bir lise öğrencisi olarak, bu olayları biraz uzunca yazmak istiyorum.
Erzincan Endüstri Meslek Lisesi son sınıfta okuyordum.
Erzincan Belediyesinde yaptığım staj bittikten sonra, ücret karşılığı yine belli günlerde Belediyede çalışıyordum.
Belediyenin çoğu personelini, özellikle başkan ve yardımcılarını yakından tanıyordum.
O gün, yani 23 Şubat günü, Pazar’dı ve Refahiyeli Cemalettin Atasoy adlı arkadaşımın bekâr evinde, dört sınıf arkadaşı ders çalışıyorduk.
Öğlenden biraz sonra mahallede büyük bir gürültü koptu. Dışarıya çıktık, “ne duruyorsunuz elinize sopa alın Aleviler camileri ateşe vermişler” diye bağırdılar.
Dört kişi elimize geçirdiğimiz sopalarla kalabalığın arkasına takıldık.
İlk camide yangın falan yoktu. “Bu değil öteki mahallenin camisini yakmışlar” denildi.
Oraya da koştuk, yok, cami olduğu gibi yerinde duruyor.
Sonra bir başka cami dediler.
Üçüncü caminin bahçesine zor attık kendimizi, kan ter içinde.
Yavaş yavaş eve dönerken, o Pazar bütün Erzincan’ın ayakta olduğunu gördük. Her tarafta gençler slogan atarak ve “kahrolsun Komünistler” diyerek yeri göğü inletiyorlardı.
Bir gün önce yani Cumartesi günü çıkan olaylarda 14 yaşında Mehmet Kaya adında bir çocuk öldürülmüştü, 70 kişi yaralanmıştı, Alevilere ait birçok iş yeri tahrip edilmişti.
24 Şubat Pazartesi günü, çevre ilçe ve köylerden, Tunceli’den gelen Alevilerle Erzincan mahşeri bir kalabalığı yaşıyordu.
Allah korudu ve bir kıvılcım çakmadı, çaksaydı yüzlerce insan ölecekti.
Bu olaylardan önce Erzincan’da sadece liselerde varlığı bilinen sağcı bir gençlik örgütü vardı, CHP ve AP dışında Erzincan’da hiçbir partinin toplumsal tabanı da yoktu.
Olayların ardından Adalet Partisi dışında bir partinin daha ciddi manada toplumsal tabanı oluşmuştu.
Olayların olduğu günlerde belediye başkan yardımcılarından biri, kurumda görünmüyordu, kendisini soruşturduğumda nerede olduğunu bilen de yoktu.
Adalet Partili Belediye Başkanı Nedim Muratoğlu’nun Başkan Yardımcısı olan o şahıs, başka bir partinin çizgisinde görüşleri olan bir kişi olarak tanınıyordu ve kendisine yakın görüşteki gençlik teşkilatları ile yakından ilgiliydi.
Başkan Yardımcısı olan bu şahsın eşi aynı zamanda ağabeyimin çalıştığı bir bankada şef olarak çalışıyordu ve bu hanımefendiyi tanıyordum, karşılaşınca sordum.
Olaylardan bir hafta, on gün kadar önce eşi, başkan yardımcısı olan beyefendi Ankara’ya gitmiş.
Olaylardan önce Ankara’ya giden bu şahıs daha sonra Erzincan’a Belediye Başkanı Olmuştur
Adı ve soyadı bende mahfuz olan bu beyefendi Erzincan doğumludur.
Ortaokul ve Liseyi Askeri okullarda bitirmiş.
Kara Harp Okulunu da tamamladıktan sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden mezun olmuş.
Bir süre İmar İskân Bakanlığında çalıştıktan sonra, Erzincan’da, Belediyede çalışmaya başlar ve başkan yardımcılığına kadar yükselir.
On dört yaşındaki masum bir gencin öldüğü, büyük toplumsal bir facianın kıyısından dönüldüğü 23-25 Şubat 1975 Erzincan olaylarından bir hafta önce, sözünü ettiğimiz bu bey Ankara’ya gitmiş ve olaylar yatıştıktan bir süre sonra Erzincan’a dönmüştür ve ilk yapılan seçimde bir partiden adaylığını koyarak, 14 yaşındaki Mehmet Kaya’nın kanı üzerine koltuğa oturmuş, Belediye Başkanı seçilmiştir.
O tarihlerde camisi yani ibadet yeri Aleviler tarafından yakıldığı söylenip olayların içine giren sonra aldatıldığını kavrayan ve pişmanlık duyan biri olarak buraya; gelecek kuşaklara bir küçük not düşmek isterim:
İbadet yaptığınız yeri bir sapık veya oyun kurucu derin güçlerin maşası kişiler ateşe verse ve bunu gözlerinizle görseniz bile bu oyuna katılmayın, çünkü size, o oyunda bir figüran rolünden başka bir rol düşmez.
Yanılırsınız, sonradan pişman olursunuz, ama iş, işten geçer.
Sizde; kâinatı var edeni bile sığdırdığınız, o yüce yürek varken nice mabetler yaparsınız. (Devam Edecek)
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
-
Ridvan 8 ay önce Şikayet EtAllah bölünmeyin,gruplara ayrılmayın,ben sadece müslümanım deyin diyor.Duyan var mı?Beğen Toplam 5 beğeni
-
Yusuf Duman 8 ay önce Şikayet EtFerman ağabey şu Süleymançılarla ilgili bir yazı yazsan. Neden hep CHP'ye oy verirler. Kuriş bunları kandırıyorBeğen Toplam 18 beğeni
-
sinoplu 8 ay önce Şikayet EtKin ve nefret varsa, tahrik çok kolay. Osmanlı'dan sonra, Müslümanlara karşı olanlar, bunu çok denemiş. Ki kazanan hep bu 3. kişiler olmuş. Yapacak bir şey yok işte, adamlar kin ve nefret ile yetişiyor. Bu tahrikler ve olaylar o yüzden ülkemizde hiç eksik olmaz.Beğen Toplam 11 beğeni
-
Ahmed YAHYA 8 ay önce Şikayet EtÜstadım teşekkürlerBeğen Toplam 11 beğeni