Aleviler özelinde Türkiye'nin eski yüzü - 22
Kılıçdaroğlu Alevi Olduğunu Söylerse CHP Marjinalleşir mi?
Oysa Kılıçdaroğlu'nun ne ırkı ne de mezhebi onun utanıp çekinmesini gerektirmez. Bana kalırsa, her iki unsur, gerektiği yerde, göğüsler gerilerek ifade edilecek nitelikte unsurlardır.
Ancak bir insan, bunları hem taşıyor hem de gizliyorsa, bir problem var demektir. Çünkü insan davranışlarını etkileyen sebepler, davranışlardan daha güçlüdürler ve fakat bastırılmışlardır. Bastırılmış bu sebepler, fırsat bulup meydana çıktığında patlayan barajın suyu gibi tehlikeli olabilirler.
Hele, ülkeye "Başbakan veya Cumhurbaşkanı" olmak üzere yola çıkan birinde, daha da yıkıcı olabilir.
Bu yüzden, eğer, Sayın Kılıçdaroğlu "gerçekten" Alevi ise bunda zerre miskal çekinilecek bir taraf yoktur ve olamaz. Hem "Alevi" demek Hz. Ali'den yana olmak, O'nu sevmekse bu ülkede bunu kim yadırgayabilir! Bundan herkes, hepimiz onur duyarız.
Sayın Kılıçdaroğlu bu "kompleksli" tavrını sürdürmemelidir. Elbette her gittiği yerde gerekli - gereksiz soyunu sopunu açıklamalıdır da demiyoruz ama Hz. Ali gibi, iki Cihanın Efendisine damat olmuş ve aynı zamanda amcasının oğlu olan bir zat’ın adını, "Aleviliğim" anlaşılır, diye saklıyorsa (ki ben öyle düşünüyorum) bu kompleksli tutum, hem kendisine, hem "gerçek" Alevilere, hem de ülkemize zarar verir.
Esasen; değil CHP gibi bir partinin başında olan kişinin, herhangi bir vatandaşın bile böyle "ikiyüzlü" tavrını uzun süre sürdürmesi hem mümkün değildir hem de Hacı Bektaş gibi, isim takısında "Veli" olan zirve bir şahsiyetin kokusu dahi bulaşmışsa bu gururu bu milletle paylaşmak daha doğru bir tutumdur.
Mesela Kılıçdaroğlu şunu diyebilirdi (hala diyebilir); "Evet ben Aleviyim ve kürdüm ama bizim peygamberimiz soy sop ile övünmeyi yasakladığı için, ben bunlarla ilgili tabiiyetimi bildiriyor, fakat övünmüyorum."
İnanın bu davranış O'na çok büyük bir puan kazandıracak.
Oysa Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, o artık eskilerde kalmış, sinmiş ve bastırılmış Aleviliğini devam ettirerek, Aleviler nezdinde de "kişilik" sorunu olan bir lider izlenimi uyandırıyor, ayrıca bu tutumunu sürdürerek bana da; uygun ortamı bulduğunda zarar verecek "sakin ve potansiyel bir güç" olarak görünüyor.
Bir de aklıma şu geliyor: Acaba, Kılıçdaroğlu, 1966’da kurulan, ilk Genel Başkanı Emekli Tuğgeneral Hasan Tahsin Berkman olan ve adı Birlik Partisi (BP) iken, daha sonra, Türkiye Birlik Partisi (TBP) olan ve Genel Başkanı da Mustafa Timisi olarak değişen partinin başarısızlığı gibi bir akıbetten mi çekiniyor?
Yani açıkçası, lider kimliğinin CHP’yi marjinalleştirmesinden mi korkuyor Kılıçdaroğlu?
Eğer böyle bir kaygısı varsa, Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çok değiştiğinin farkında değil.
Birileri bunu ona anlatsın.
Mezhep konusu dışında Kılıçdaroğlu’nun konuşulacak çok önemli başka sorunlarının yanında bir de üslup sorunu var.
Bu konuyu da ele almanın gereğine inananlardanım.
Kılıçdaroğlu’nun Üslubu
Ülkemizin ana muhalefetinde ciddi bir üslûp sorunu var.
Bu sorun, giderek o kadar çirkinleşti ki, çocuklarımız ve torunlarımız bu üslubu örnek alırlarsa diye geleceğimiz için endişe etmeye başladım.
Salı günleri biliyorsunuz siyasi partilerimizin grup toplantıları var.
CHP’nin salı günkü grup toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından bir bölümü gerçekten, hem yenilir yutulur gibi değil, hem de, üslûp çirkinliği konusunda doktora öğrencileri için örnek verilecek bir konuşmaydı.
O konuşmadan bazı paragraflar şöyle:
“OHAL’den sonra bakanlar açıklama yaptı.
Askeriyedeki FETÖ’cüleri temizledik diyorlar.
Milli Eğitim’dekileri temizledik, yargıdaki FETÖ’cüleri temizledik diyorlar. Peki neden siyasi ayağı yok. Buradan ilk kez söylüyorum, FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zattır”.
Öte yandan geçenlerde, Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin zaferinden dolayı lokum dağıtan öğrencileri engelleyip tartaklamaya kalkan terör yanlısı bir grup öğrenciye, Erdoğan’ın tepki göstermesinden hareketle, PKK yanlısı bu gruba sahip çıkan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben: “.. Sizi Üniversitede okutmayacağım diyor.
Sen kimsin ya... sen kimsin de okutmayacaksın, Üniversiteler babanın malı mı?
Bu ülkenin malı.
Devletin tepesinden üniversiteler dizayn edilmez”.
Dizayn konusunda haklı; dizayn edilemez ve zaten edemediler de, eğer etseydiler ahlaksızlık bu kadar zirve yapmazdı.
(Devam Edecek)
Ferman Karaçam / Haber7
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
-
Ahmet Yaşar ÇAKMAK 2 ay önce Şikayet EtTEŞEKKÜRLER.Rabbim kalemine güç kuvvet lutfeylesinBeğen
-
Görüş 3 ay önce Şikayet EtÇok çalışıldı, ikna odaları, Hasanoglan okulları, modernlik adına sağlıksız ilişki teşviki... v.b. ama olmadı. Elbette " it ürür kervan yürür " Allah herşeye kadirdir. Ve her zaman Allah'in dediği olur, AmennaBeğen