Fikret Bila
Fikret Bila
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Avşar olayı kafaları iyice karıştırdı

GİRİŞ 25.09.2009 GÜNCELLEME 25.09.2009 YAZARLAR

Avşar olayı kafaları iyice karıştırdı

Yargıda yaşadığımız farklı uygulamalar suç ve ceza konusunda kafaları iyice karıştırdı. Ne suçtur, ne değildir; ne ifade özgürlüğüne girer, ne girmez; kim söylerse suçtur, kim söylerse suç değildir, iyice birbirine girdi.
“Kürt açılımı” sürecinde, hükümetin talebi ve teşvikiyle ortaya dökülen görüşler hangi koşullarda suç iddiasına konu olur, hangi koşullarda olmaz? Bu sorulara yanıt vermek neredeyse imkânsız hale geldi.

Hülya Avşar olayı
Taze örneklerden biri, ünlü sanatçı Hülya Avşar ve onunla röportaj yapan Milliyet’ten Devrim Sevimay hakkında açılan soruşturma. Avşar, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlanıyor.
Ünlü sanatçı, annesinin Türk, babasının Kürt olduğunu belirterek, kendisini melez gibi gördüğünü ifade etmiş ve hadi bana bir isim bulun, diye konuşmuştu. Türkiye’de, Avşar gibi, anne ve babası farklı etnik kökenlerden gelen milyonlarca örnek vardır. Tartışma sürecinde de hemen herkesin en çok vurgu yaptığı gerçek de budur. Biz etle tırnak gibiyiz, nasıl ayrılabiliriz yaklaşımı hep bu gerçeğe dayandırılır. Avşar da kendini örnek göstererek aynı gerçeğe dikkat çekmek istediğini belirtiyor.
Değerli bir savcımız, Hülya Avşar’ın bu röportajının “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” etmek suçuna girdiği iddiasıyla soruşturma açtı.
Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi, bu suçu şöyle tanımlıyor:
“Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
Hülya Avşar’ın bu sözleri kamu güvenliğini açık ve yakın tehlikeye atıyorsa; o zaman, biz bu konuyu nasıl tartışacağız? Bu süreçte Başbakan, siyasi parti liderleri, bakanlar, milletvekillerinin sözlerini nereye koyacağız?
Dahası, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan her hafta avukatları aracılığıyla muntazam şekilde verdiği demeçleri, terör örgütü liderlerinin geniş yer ve yankı bulan açıklamaları ne oluyor o zaman? Ve bu demeç ve açıklamaları sadece haberleştiren Milliyet muhabiri Namık Durukan’a soruşturma açılmasına ne diyeceğiz?

Yazının devamını okumak için bu linki tıklayınız

YORUMLAR 2
  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    Hülya Avşara Aydın Doğan desteği. sürekli olarak halkın karşısındaki isimleri, milletle alay edenleri Doğan Medya bi şekilde bulup destekliyor.
    Cevapla
  • hursit dilaver 16 yıl önce Şikayet Et
    gün gelir, devran döner,. şamil tayyar veya dilipak için de böyle yazabilirmisin.kendi yazarın olunca etkili ve yetkili ve askerle arası iyi gazeteci olarak bunları yazdın. hukuk anlayışın bu kadar. GÜN GELİR,ŞAMİLİN HAKKINI SAVUNAN DA ÇIKAR..biz ümidimizi asla kaybetmeyiz.biliriz ki, berlinde olduğu gibi,burda da hakimler var.
    Cevapla