Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 20-21 Ekim’de Para Politikası Kurulu’nu (PPK) gerçekleştirecek ve 21 Ekim saat 14:00’da faiz kararını duyuracak.

Merkez’in faiz kararını, piyasalar kadar artık vatandaş da dört gözle bekler durumda.

Merkez’in geçtiğimiz ay politika faizinde yaptığı 100 baz puanlık indirim, devamında yaşanan görev değişimi ve dolar endeksindeki yükselişle beraber kur 9,30 TL seviyelerini aştı.

Kur şu an rekabetçi bir seviyede… Bu seviyeler ihracatçı ve sanayici için bir avantaj sağlasa da kurundaki her yükseliş iğneden ipliğe her şeyin etiketine zam olarak karşımıza çıkıyor.

****

Evet… Şu an pandemiyle beraber tüm dünyada yükselen bir enflasyon var. Tüm ülkeler enflasyonla mücadele ediyor. Uzun yıllar sonra ABD ve Avrupa enflasyonu konuşmaya tartışmaya başladı.

Ama…

Bu enflasyon yükselişine Türkiye’de hali hazırda bulunan yüksek enflasyon ve dolar kurundaki ani yükselişte eklenince, hayat pahalılığı vatandaşın canını iyiden iyiye yakar duruma geldi.

Bu aralar kiminle konuşsanız ya da sosyal medyaya şöyle bir göz atsanız gündem benzer; Dolar ve yeni fiyat yükselişleri…

****

Gün sonunda duruma baktığımızda, faizler yüzde 18 ve enflasyon yüzde 20’ye yaklaşmış durumda…

Kısacası hem yüksek kur ve hem de yüksek faizle baş başayız…

Merkez Bankası Başkanı Sayın Kavcıoğlu, “Ayın 21’inde ülkemiz için en hayırlı karar neyse en doğru kararı vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.” demişti.

Her ne kadar bazı ekonomistler ve uluslararası kuruluşlar Merkez Bankası’ndan 100 baz puanlık yeni bir indirim beklese de Merkez’in hem enflasyon hem de kur tarafını dikkate alarak bir karar vermesi elzem.

Çünkü unutmamak gerekiyor ki, vatandaşın sofrası için faiz kadar dolar da önemli.

Bu yüzden en önemli görevlerden biri ‘Fiyat istikrarını sağlamak’ olan Merkez Bankası, Perşembe günü sadece faizi düşünerek karar verip, kur tarafını boş bırakmamalı.

Çünkü vatandaşın TCMB’den hayat pahalılığının nabzını düşürecek bir karar beklediği artık çok açık…

Fuat.oner@haber7.com

@fuatoner