Faiz indirimini fırsatçılar yedi
Pandeminin ekonomilere getirdikleri ve kurdaki yükseliş derken hayat pahalılığı ana gündemimiz oldu.
Hem üretici hem de vatandaş için süreç oldukça zorlu geçerken, arka planda da bazılarımız için bir sınav belirdi.
O sınavın adı, AÇ GÖZLÜLÜK
Geriye dönüp baktığımızda; ülkemizde yaşanan her krizden her afetten sonra bunu fırsat bilip cebini doldurmak isteyenlerin çıktığını biliyoruz.
Hatta çok geriye bile gitmeye gerek yok…
Yaz aylarında ülkemizin güneyinde yaşanan ve hepimizi derinden üzen yangın felaketi sonrası fiyatları aniden yükselen yangın söndürme cihazları…
Yaşanan depremler sonrası başını sokacak bir yer arayan insanlardan fahiş kiralar isteyenler…
Bu liste saymakla bitmez, hepiniz biliyorsunuz…
****
Maalesef son günlerde ise bu fırsatçılığa bir yenisi daha eklendi… Ben buna artık fırsatçılık değil ‘vicdansızlık’ diyorum.
Vatandaşın en büyük gideri barınma. Bir çalışan aldığı ücretin büyük kısmını ya kirasına ya da konut kredisine ödüyor.
Ama gelin görün ki, bu yetmezmiş gibi vatandaşın cebindeki paranın daha çoğuna göz dikenler konut fiyatlarına ve kiralara zam üstüne zam yaptı. Sebepleri neydi… Artan maliyetler ve stoklardaki düşüş… Evet, maliyetler ciddi oranda arttı ve stoklar azdı ama peki fiyatlara yansıyan sadece bunlar mı oldu? Hayır!
Konutta, kirada yükselen fiyatlara aç gözlülüğün eklendiği de çok açık.
Çok değil Eylül ayında, okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla ev arayışına giren öğrencilere ve düğün yapıp yeni ev arayanların karşılaştığı manzara herkesin malumu.
İstenen yüzde 150’yi bulan zamlar…
Penceresi olmayan bir odaya istenen 1500 TL’ler...
12 aylık TÜFE ortalamasından fazla zam yapamadığı için eski kiracısını çıkarmak için 40 yalan uyduran bazı ev sahipleri…
Sırf bir komisyon daha almak için ev sahiplerinin aklına giren bazı emlakçılar…
‘Bazı’ diyorum ama bunların sayısı yabana atılmayacak kadar fazla…
***
Şimdi gelelim yapılan son fırsatçılığa.
Merkez Bankası Ekim ayında gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu sonrası politika faizini 200 baz puan indirerek yüzde 18’den 16 çekti. Karar sonrası ise Kamu Bankaları (Özel bankalar yine sessiz kaldı) kredi faiz oranlarında düzenlemeye gitti.
İndirim sonrası 1 milyon TL altı tutarlarda faiz oranı yüzde 1,29, 1 milyon TL üzerindeki tutarlarda ise yüzde 1,34 oldu. Bu sayede vatandaşlar çok olmasa da önemli bir avantaj elde etmişti.
Peki hem vatandaşı rahatlatması hem de durgun olan sektörü canlandırması beklenen indirim sonrası ne oldu?
Pandemi döneminin başında yapılan konut kredisi kampanyasında olduğu gibi yine kredilerdeki faiz indirimi duyan ev fiyatlarına, dolaylı olarak kira fiyatlarına zam yaptı.
Artış yüzde 10 ile 20 seviyesinde… Yani faiz indiriminin alıcı için hiçbir anlamı kalmadı.
Durum bize gösteriyor ki, yüksek fiyatlarla mücadele ederken vatandaşın en büyük gider kalemi olup enflasyona direkt etki eden, bu alanı boş bırakmamak gerekiyor… Birçok ülke yükselen kira fiyatlarına karşı adımlar atıyor. Türkiye’de de neden olmasın…
Kalın sağlıcakla…