MİT tırlarıyla ilgili olarak tutuklanan Ankara Jandarma Bölge Komutanı (aynı zamanda jandarma istihbaratın başında) Tümgeneral İbrahim Aydın, dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile Jandarma Kriminal Laboratuarları eski Daire Başkanı Emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu’nun “paralel yapı”nın adamları olduğu yönünde.

Oysa her üçünün de paralelci olmalarından öte haklarında çok ağır suçlamalar var.

Tümgeneral İbrahim Aydın, 7 MİT görevlisinin telefonlarının uyuşturucu kaçakçısı diye aylarca dinlenilmesi ve takip edilmesinden suçlanıyor.

Tuğgeneral Hamza Celepoğlu MİT tırlarına yapılan baskın ve aramadan sorumlu tutuluyor ve suçlanıyor.

Emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu ise devletin suç olduğunu defalarca açıklamasına rağmen MİT tırlarından alınan numuneleri kriminal laboratuvarda analiz ettirip basına sızdırılmasına göz yummakla suçlanıyor.

Bu üç subayın da paralel yapı ile bağlarından söz ediliyor ama hakkında en çok yazı yayınlanan isim Hamza Celepoğlu. Onun Tümgeneralliğe terfi edişinin nasıl paralel yargı marifetiyle, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu’nun açığa alınıp hayatının karartılmasıyla gerçekleştiğine dair çok çarpıcı bilgiler yer alıyor basında.

Ancak Tümgeneral İbrahim Aydın ile ilgili olarak tanıdıklar dâhil o kadar çok mail, telefon, uyarı geliyor ki bana. Onlardan birinde şöyle deniyor:

“İbrahim Aydın, şerefine tanıyan herkesin kefil olduğu bir adam ve paralel yapıyla alakası olmadığı konusunda çok güvenilir insanların tanıklığı var. Hem ata hem eğere vuruyorlar. Bu kıymetli vatansever insanı dikkatinize sunmak istiyoruz. Evet, cemaatle suçlanmıyor ama cemaatçilerle aynı çuvalın içine koydular onu. Aynı yöntemi cemaat kullanıyordu. İbrahim Aydın ismi cemaat davası ile aynı sepetin içinde yer almamalıdır. Bu devletin itibarına aykırıdır.”

Sabah gazetesinin bu olayları açığa çıkaran üç isminden biri olan Nazif Karaman’a sordum. Onlara da aynı yönde uyarılar geliyormuş İbrahim Aydın’la ilgili.

Soruşturmayı başlatan savcı ise kesinlikle bu işin paralel yapı meselesine sıkıştırılamayacağını, suçun FETÖ üyeliğiyle değil, MİT görevlilerini “uyuşturucu kaçakçısı” diye takip altına almakla alakalı olduğunu hatırlatıyor.

Tümgeneral İbrahim Aydın alt kademe paralel yapı elemanları tarafından tuzağa düşürülmüş olabilir mi? Bilemiyoruz.

Sadece Ergenekon ve Balyoz sürecindeki gibi paralel polis ve yargının hukuk cinayetlerinin benzerleri yaşanmasın, karakter suikastları yapılmasın diye, dava daha dikkatle yürüsün diye yapılmış bir uyarı bu.
 
Hâlâ anlamadınız, Bahçeli topu Akşener’den sektirdi…
 
Daha ne kadar söylemeliyim bilemiyorum.

MHP lideri Devlet Bahçeli parti içindeki Fethullah Gülen figürü konusunda Meral Akşener’i kastetmedi ve hedef şaşırttı. Çünkü ona sunulan cemaatle ilgili 250 sayfalık raporda adı geçen isim Sinan Oğan.

Yazar arkadaşlarıma bile anlatamıyorum. Bu konuda iki kez yazdım. Başlıkları ve linkleri aşağıda, dileyen okuyabilir.(*)

Meral Akşener’in bu örgütle bağı yok mu peki?

Meral Akşener’inki sadece siyasi ikbal için şeytanın avukatıyla müzakereden ibaret. Bir ihtimal de Akşener’in cemaat tarafından rehin alınmış olması.

Bahçeli’nin sözlerine verdiği yanıtta “Fethullah Gülen cemaatiyle hiçbir irtibatım yok, olsaydı gururla söylerdim” dedi. Bu sözlerin alt okuması bir teslimiyeti içeriyor. Demek Gülen örgütünün içinde yer almak gurur vesilesi Meral hanım için. O halde başka söze ihtiyaç yok.

yazının devamı için tıklayınız