Gaffar Yakınca
Gaffar Yakınca
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Üç harfliler terörü

GİRİŞ 23.11.2022 GÜNCELLEME 23.11.2022 YAZARLAR

Türkiye’deki hızlı tüketim malları perakende pazarının yüzde 80’i bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki şirkete ait. Kamuoyunun kısaca “üç harfliler” diye adlandırdığı bu şirketler, tüm Türkiye’ye yayılmış 30 binden fazla dükkanları ile soframızdan banyomuza gündelik hayatımızın hemen her alanını kontrol ediyorlar.

“Kontrol ediyorlar” tabirini özellikle kullandım. Çünkü, temel tüketim malları pazarında onlar ne derse o oluyor. Ürünlerin kalitesiyle, fiyatlarla, hatta üreticilerin kaderiyle diledikleri gibi oynuyorlar.

ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE ESİR

Sattıkları ürünlerin yüzde 20’den fazlası kendilerine ait markaları taşıyor. Geri kalanını da üreticilerden gayet karlı anlaşmalar ile tedarik ediyorlar. Bu marketler olmadan tüketiciye ulaşma imkanı olmayan üreticiler, marketlerin dayattığı ağır koşullara boyun eğiyorlar. Raf parası, bedelsiz ürün, konsinye satış gibi uygulamalar sayesinde, deyim yerinde ise marketler, tek kuruş maliyete katlanmadan devasa karlar elde ediyorlar.

Özellikle tarımsal üreticiler, marketler karşısında son derece güçsüzler. Üç harflilerin her dediğine boyun eğmek zorundalar. Marketler, bu oyun göze batmasın diye kendi toptancı şirketlerini kurmuşlar. Markette ürününü sattırmak isteyen üretici, ürünü doğrudan markete veremiyor, marketin gösterdiği toptancı şirkete satmak zorunda. Bu sayede marketler, kendi karlarını düşük gösterirken, araya koydukları paravan toptancı şirketleri ile devasa karlar elde ediyorlar.

Örneğin bir kilosu 20 TL’ye satılan pırasanın etiketinde tedarik fiyatı olarak 19 TL yazıyor. Yani market sadece 1 TL kar ediyor. Oysa bu ürünün nakliye dahil üreticiden çıkışı 5 TL. Aradaki 14 liralık kar toptancı firmaya kalıyor. O toptancı firma da marketin kendi şirketinden başka bir şey değil!

ENFLASYON BAHANESİYLE MİLYARLIK VURGUN

Bu anlattığımız marketlerin tüketiciyi kazıklamak için geliştirdiği onlarca dümenden sadece biri. İndirim numaraları, internetten satış numaraları, çapraz satış dümenleri, promosyon kandırmacaları ve en önemlisi de çaktırmadan yığılan stoklar… marketlerde vatandaşı soymak için akla hayale gelmeyecek onlarca teknik var. Tüm senaryoların sonucu baştan belli: marketler kazanıyor, vatandaş kaybediyor.

Ekonominin genel kuralı bellidir: Enflasyon, tekeller için bulunmaz nimet demektir. Ürünlerin arzı ve fiyatıyla diledikleri gibi oynayıp astronomik paralar kazanırlar. Birileri şikayet edecek olursa bahaneleri ceplerinde hazırdır: Enflasyon var, biz ne yapalım? “Yahu enflasyonun asıl sebebi sizsiniz” diyenleri de “girdi maliyetleri” yaygarası ile sustururlar.

Bugün Türkiye’de yaşadığımız manzara da aynen böyle. Temel tüketim ürünleri yaşamın olmazsa olmazı. Herkes sofrasına yiyecek koymak zorunda, herkes banyo yapmak, çamaşır yıkamak zorunda. Bugün tüm bu ürünlerin fiyatları akıl almaz bir şekilde artıyor ve bunun birinci sorumlusu da ipi eline almış üç beş tane market. Daha maaş zamları açıklanır açıklanmaz toplu fiyat ayarlamaları yapıyor, vatandaşın maaş farkını gelmeden iç ediyorlar.

BAKANLIK NEREDE?

Aslında devletin bu tip piyasa oyunları ile mücadele edecek kurumları var. Ama bu kurumlar etkili bir şekilde varlık göstermiyorlar, vatandaş feryat ederken adeta havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Bu hafta sosyal medyada #MarketTerörü ve #3HarfliVurgun etiketleri ile yüzbinlerce tivit atıldı, Ticaret Bakanlığı göreve çağrıldı. Bakanlıktan bırakın marketlere müdahaleyi, bir küçük açıklama bile gelmedi!

İnsan gerçekten hayret ediyor, seçimlere çok kısa bir süre kaldı, vatandaşın bütçesi yangın yeri ve bakanlık açıklama yapmaya bile tenezzül etmiyor! Tüm anketlerde Türkiye’nin en önemli iki sorunu olarak terör ve hayat pahalılığı gösteriliyor. Ancak vatandaş, birincinin çözülebilir olduğuna inanırken ikincinin çözümüne dair bir ümit taşımıyor. En sık dile getirilen görüş, “bu üç harflilerin arkası sağlam, devlet de bunları koruyor” şeklinde. Türkiye düşmanı güçlerin seçimleri manipüle etmemesi için devletin acilen sahaya inmesi ve bu yargıyı yıkması gerekiyor.

AYDINLIK

YORUMLAR 21 TÜMÜ
  • İbrahim AYDIN 3 yıl önce Şikayet Et
    Tekelleşme var. Devlet uyanık olmalı özellikle gıda üzerinden seçim zamanı maniplasyon yapılacağını düşünüyorum. Zincir marketlerin bir tanesi küçük marketleri satın alıyor. Aynı sokakta karşılıklı aynı market, biri asıl market diğeri de jeti, turbosu vs. Bu durum iyi incelenmeli. Demedi demeyin.
    Cevapla
  • SEDAT KALFA 3 yıl önce Şikayet Et
    BUNLaR KAYYUM a DEVREDİLSİN ,FİYATLAR HEMEN DÜŞER
    Cevapla
  • Ataman ALKAN 3 yıl önce Şikayet Et
    3 harfliler, 5 ve daha fazla harflilerle birlikte mutfak darbesi peşinde.
    Cevapla
  • Muhafazakar 3 yıl önce Şikayet Et
    Bence Bu üç harflilere el konulması lazım . Sonrada bu marketler Tarım kredi ve kooperatiflere devredilmelidir. Yoksa vatandaşı soymaya devam edecekler.
    Cevapla
  • salman 3 yıl önce Şikayet Et
    yakın zamanda ne enerjide, ne dövizde ne de gübrede bir artış olmadığı halde fiyatları hafta olmadan artırıyorlar, artışın sebebi de belli değil, serbest piyasa hikaye bildiğin tekelleşmenin kralı var Türkiye'de. Devletin sahaya inmesi lazım ama o da nasıl olacak ayrı bir muamma.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle