Gaffar Yakınca
Gaffar Yakınca
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Hangi ruh, hangi yüzyıl?

GİRİŞ 12.12.2022 GÜNCELLEME 12.12.2022 YAZARLAR

Geçen yazıda CHP’nin İkinci Yüzyıl vizyon toplantısı ile Ak Parti’nin Türkiye Yüzyılı toplantısını semboller üzerinden değerlendirmiştik. Gelin şimdi de biraz bu organizasyonların ruhuna inmeye çalışalım.

Böylesi toplantılar söz konusu olduğunda biçim ile içeriği birbirinden kesin çizgilerle ayırmak mümkün olmuyor. Çünkü toplantının kendisi bir büyük mesaj olma işlevi görüyor.

DERS SUNUMLARI MI, VİZYON MU?

CHP gibi köklü ve gelenekli bir partinin, vizyon tabir edilen şeyi PowerPoint sunumlarına sığdırabileceğini düşünmesi gerçekten büyük talihsizlik. Maddi imkanınız yoksa belki bu yola başvurabilirsiniz ama, Türkiye’nin gelecek yüzyılına dair tasarımınızı alelade bir yöntemle sunmaya kalkarsanız kimseleri inandıramazsınız. Her gün üniversitelerde, hatta liselerde ilkokullarda bile binlerce böylesi sunum yapılıyor. CHP’nin “vizyon” ambalajını “aynı hocaların yaptığı aynı sunumlar” olarak seçmesi vahim.

Ak Parti’nin İkinci Yüzyıl toplantısı ise baştan itibaren bir ufuk çiziyor ve çeşitli görsel, işitsel araçlarla o duyguyu izleyiciye geçiriyordu. Toplantının tüm öğeleri aynı hedefte ısrarcıydı, sıkılmanıza dağılmanıza izin vermeden Türkiye’nin yüzyılına odaklanmanızı istiyordu. Tüm o ışıltının içinde aslında vizyona ve gelecek yüzyıla dair bir işle karşı karşıya olduğunuzu anlıyordunuz. Hülasa, ambalaj iddiaya yakışır şekilde tasarlanmıştı.

SANAT MI, DERS Mİ?

Ak Parti toplantısında sanatın çok özel bir ağırlığı vardı. Toplantı için özel besteler, dans gösterileri ve animasyon filmleri hazırlanmıştı. Belli ki uzun süre bu işler için çalışılmıştı. Bu Ak Parti’nin Türkiye Yüzyılına verdiği önemin bir göstergesiydi.

CHP vizyon toplantısında ise sanatsal hiçbir şey yoktu. Grafiklerin ve rakamların egemenliği göze çarpıyordu. Bir de soğuk yüzlü akademisyenlerin ve konuşmalarının çoğunu vizyona değil eleştirmeye ayıran siyasetçilerin.

YABANCI DANIŞMANLAR MI, YERLİ KAHRAMANLAR MI?

CHP vizyon toplantısına damga vuran öğe yabancı danışmanlardı. CHP de iletişim planında bu insanları öne çıkardı. Toplantının açılış videosunda Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere’ye giderek bu isimlerle görüşmüş olması bir “başarı” olarak anlatıldı. Özellikle Rifkin ve Acemoğlu gibi yabancı isimler bu işin “ruhu” olarak takdim edildi. Yabancı danışmanlar sayesinde Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını kazanacağımız iddia edildi.

Ak Parti toplantısında ise ekrana yansıyanlar bambaşka isimlerdi. Depremde insanları kurtaran bir afet görevlisi, hastasını insan üstü çaba ile yaşama döndüren bir acil doktoru, kendi işini kuran bir kadın girişimci… Günlük öykülerimizin isimsiz kahramanları, işçiler, şoförler, polisler, köylüler… Kısaca fedakarlıkları ve azimleri ile bugünkü Türkiye’yi var eden Türk vatandaşları… Bu güzel insanların ekrana yansıtılması “kendinize güvenin, Türkiye’ye inanın” mesajı veriyordu. Bu videolardan birinin sonunda şehit Ömer Halisdemir göründüğünde salon adeta alkışlardan yıkılıyordu.

ONLAR EN İYİSİNİ BİLİR Mİ, GELİN BERABER YAPALIM MI?

CHP’nin vizyon toplantısındaki iddiası “yabancı danışmalar bizim için en iyi olanı düşündüler” şeklindeydi. CHP’nin önerisine göre bize düşen tek şey, her işin en iyisini bilen bu uzmanların dediklerini yapmaktı.

Ak Parti’nin Türkiye Yüzyılı toplantısının mesajı ise “gelin Türkiye Yüzyılını beraber inşa edelim” şeklinde idi. Toplantıda sadece bir perspektif ve hedefler dile getirildi. Bu hedeflere nasıl yürüneceği konusu halka bırakıldı. Vatandaşların önerilerini göndermeleri için iletişim kanalları duyuruldu.

“Onlar sizin yerinize düşündü” ile “gelin beraber yapalım” yaklaşımları arasındaki devasa farkı görmemek mümkün değil. Biri içinde gizli bir vesayet potansiyeli taşırken diğeri katılımcı demokrasiyi anımsatıyor. Bu tercih, CHP’ye bürokrat ve anti-demokratik bir görüntü veriyor.

BAŞROL KİMDE?

İki toplantı arasında belki de en önemli fark zemin tercihi ile ilgiliydi. CHP, başrolü Batılılara ve Batı kültürüne verdi. CHP adına konuşanlar da asıl hedefin Türkiye’yi yeniden Batı’ya entegre etmek olduğunu açıkça ifade ettiler.

Ak Parti toplantısında ise tercih her anlamda yerlilerden ve yerlilikten yanaydı. Sözde Atatürk’ün partisi -tanıdık bir aşağılık kompleksi ile- yerli olanı küçümseyip dışlarken, Ak Parti yerliliği, “buralı olmayı” yüceltti.

BİR NOT: Geçen yazımızdan sonra bir okuyucumuz “Neden Vatan Partisi Kongresini de yazıya dahil etmediniz” diye sormuş. Vatan Partisi kongresi şüphesiz çok önemli bir olaydı ama, adı üzerinde kongre idi. Parti kongreleri, uzun zaman dilimine yayılan çok boyutlu organizasyonlardır ve bu tip toplantılardan daha önemlidirler. Kongreler ile bu toplantıları kıyaslamak doğru olmaz.

AYDINLIK

YORUMLAR 1
  • Mehmet Doğan 3 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkür ederim değerli hemşerim. Diline sağlık kalemine kuvvet.
    Cevapla