Gülay Göktürk
Gülay Göktürk
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

ABD’yle mi Türkiye’yle mi?

GİRİŞ 13.11.2014 GÜNCELLEME 14.11.2014 YAZARLAR

Çözüm sürecinin başlamasını mümkün kılan kilit cümle de buydu zaten. 

Ama bakıyoruz, şu anda silah yine PKK’nın elinde. Kah çarşı iznine çıkan erlerin ensesinde patlıyor; kah korucuların ya da Hüda-Par üyelerinin...  Patlamayıp da bölge halkını sindirmek üzere belde dolaştırılışından söz etmiyorum bile... 
Peki nasıl oldu da, bir buçuk yıl önce miadını doldurduğu söylenen silahın kullanım süresi birdenbire uzayıverdi? 
“Hükümet ayak sürüdüğü”, “süreci açık yürütmediği” ya da “diyalogdan müzakereye geçmediği” için mi? Bunlar tumturaklı laflar. Ama bir o kadar da boş... Söyleyenler başta olmak üzere kimsenin inanmadığı saçmalıklar... 
Gerçek sebep ise artık kimse için sır değil. 

PKK, Suriye’deki iç savaşın, IŞİD’in ortaya çıkışının,  Rojawa’da olup bitenlerin yarattığı fırsat sayesinde tarihi bir şans yakaladığını düşünüyor. Öyle bir fırsat ki, bir buçuk yıllık müzakere süreci boyunca hükümetten koparamadığı “statü”yü, şimdi bölgenin yeniden dizaynı sırasında ABD’den koparabilir! Böyle sanıyor... 

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, yine böyle bir altüst oluş sürecinde ABD’nin himayesinde gerçekleşmemiş miydi? Bu defaki alt üst oluştan da yine ABD’nin himayesinde bir Suriye Kürdistanı neden doğmasın? Ve eğer PKK Suriye’de böyle bir başarının arifesindeyse, neden Türkiye’de güçlendirilmiş yerel yönetimlerin başına geçmek gibi “düşük” bir statüye razı olsun? 

ABD de doğrusu, PYD’nin iştahını kabartmak için elinden geleni yapıyor. “Bölgede IŞİD’e karşı mücadele eden tek diri ve seküler silahlı üç olarak” PYD’yi Ortadoğu’daki müstakbel müttefiki olarak gördüğünü, zaten uzun zamandır “seviyeli bir ilişki içinde olduklarını” saklamıyor! 

ABD tercih yapmak zorunda kalırsa 

PKK yöneticileri 40 yıllık bir siyasi hareket olduklarını ve öyle kolay kolay yaş tahtaya basmayacaklarını söylüyorlar ama doğrusu, şu anda kapıldıkları hayale çocuklar bile kapılmaz. 

ABD’nin Ortadoğu’da bir Kürt bölgesi ya da birkaç özerk bölge oluşturma perspektifi olabilir. Üstelik Türkiye de bu perspektifi ABD ile birlikte olgunlaştırmaya; daha doğrusu kendi “siyasi sınırların kağıt üzerinde kaldığı barışçı bir Kürt Havzası oluşturma” perspektifiyle uyumlu hale getirmek üzere birlikte çalışmaya hazır olabilir. 

Ama Amerika’nın Kürdistan projesini Türkiye’ye rağmen ve Türkiye’yi bölme operasyonu olarak yapabileceğini düşünmek için o kırk yılda hiç birşey öğrenmemiş olmak gerekir. 

Düşünün ki, bir tarafta 50 yıldır ittifak içinde olduğu, 77 milyonluk, dünyanın en dinamik ekonomilerinden birine sahip olan bir ülke ve onun çok güçlü kitle desteğine sahip olan iktidarı... Öte yanda ancak ABD bombardımanı sayesinde ayakta durabilen birkaç kasaba-şehirde, birkaç milyonluk bir nüfusa dayanan ve kendinden olmayan bütün Kürtleri dışlayan zayıf bir PYD iktidarı... 

ABD’nin bu iki güç arasında ciddi olarak tercih yapmak zorunda kaldığı anda kimi “harcayacağı” besbelli değil mi? 
Açıkçası, 40 yıllık siyasi tecrübeye sahip olmakla övünenlerin, ABD’nin birdenbire ortaya çıkan PYD-PKK sempatisinin ardında yatan hesapları görmesi beklenirdi:  ABD Türkiye’nin bölgede etkin bir aktör olma iradesinden rahatsız... Mısır’da Ihvan’a, Filistin’de Hamas’a ve Gazze halkına sahip çıkmasından rahatsız... İsrail’i ulu orta teşhir etmesinden rahatsız... Türkiye’nin Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile yoğun ilişkiler kurmasından ve Irak petrolünün Türkiye üzerinden pazarlanmasından rahatsız... 

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR 1
  • BRK 11 yıl önce Şikayet Et
    Aynı amerika bütün bir ırakı destekleyeceğine nüfusu seviyesi belli olan kuzaey ıraka yardım etti ama hem de Türkiyenin itirazlarına rağmen.Böyle saçma sapan yazılar yazıpta milleti alıştırmaya çalışmayın.Ne demek kağıt üstünde sınır.Hükumette senin gibilerin lafına inanıyorsa o da bitmiştir
    Cevapla