Gülay Göktürk
Gülay Göktürk
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Başkanlık sistemine mi geçtik?

GİRİŞ 22.01.2015 GÜNCELLEME 22.01.2015 YAZARLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabineye başkanlık etmesi muhalefet çevreleri tarafından başkanlık sistemine fiili geçiş ve dolayısıyla mevcut anayasanın ihlali gibi gösterilmeye çalışılırken, AK Parti sözcüleri ısrarla Erdoğan’ın mevcut anayasada belirlenen bir yetkiyi kullanmaktan başka bir şey yapmadığının altını çizdiler; seçilmemiş cumhurbaşkanlarına bile tanınan anayasal yetkileri seçilmiş bir cumhurbaşkanının haydi haydi kullanacağını; bunda yadırganack hiçbir şey olmadığını;  zaten Erdoğan’ın böyle yapacağını seçilmeden önce de açıkça söylediğini ifade ettiler. Üstüne basa basa Cumhurbaşkanı’nın kabineye başkanlık etmesinin parlamenter sistemin dışına çıkmak olarak yorumlanamayacağını yazdılar, çizdiler. 
Doğru olan da buydu... 

Ne var ki şimdi, yani kabine toplantısının yapılışını izleyen günlerde, hükümeti destekleyen medyada haberin veriliş tarzına ve yapılan yorumlara baktığımızda önemli bir ağız değişikliğine tanık oluyoruz. 

Muhalefetin iddialarını doğrulayacak bir üslupla bu kabine toplantısıyla birlikte başkanlık sistemine ilk adımın atıldığından, artık yeni bir döneme girdiğimizden söz ediliyor; başkanlık sistemine geçişin geri dönülemez bir süreç olarak başladığı ima ediliyor. Hani sanki, bundan sonra olacak her şey kesinmiş, başkanlık sistemi çantada keklikmiş, geçilecek bütün merhaleler birer formaliteden ibaretmiş gibi bir algı yaratılıyor. 

Oysa biliyoruz ki, AK Parti’nin önümüzdeki seçimden 367 milletvekili ile çıkması ve başkanlık sistemini tek başına Meclis’ten geçirmesi küçük bir ihtimal. Büyük ihtimal ise konuyu 330 oy ile referanduma götürmesi... Yapılan kamuoyu araştırmalarına baktığımızda ise başkanlık sistemine desteğin yıllar içinde düşüş gösterdiğini görüyoruz. Son anketlerde hayır diyenlerin oranının yüzde 60’lara kadar yükseldiği de sır değil. 

Demek ki,  AK Parti’ye oy veren herkes ille de başkanlık sisteminden yana değil. Dolayısıyla, seçim sonuçlarını başkanlık sistemi referandumu için kıstas almak yanıltıcı olabilir. 

Bütün bunları yazarken, şahsen başkanlık sistemine karşı bir pozisyon aldığım zannedilmesin. Ben sadece, bu olayın daha şimdiden bir “oldu bitti” gibi sunulmasına karşı çıkıyorum. 

Unutmayalım ki, taa Özal’dan beri tartışıyor gibi gözüksek de, bu sistem değişikliği henüz kamuoyunda doğru dürüst tartışılmadı. Zira derinleşmiş bir tartışma başkanlık sistemine karşı olanlar ve taraftar olanlar şeklinde kaba saba bir cepheleşme tarzında yürümez. Verimli bir tartışmanın “Nasıl bir başkanlık sistemi” ve “Nasıl bir parlamenter sistem” soruları etrafında yürümesi ve tarafların görüşlerini bu soru etrafında ayrıntılandırmaları gerekir. 
Besbelli ki bu konu önümüzdeki seçim döneminin en temel tartışma konusu olacak. AK Parti’den beklenen de nasıl bir başkanlık sistemi istediğini kamuoyuyla ayrıntılı bir şekilde paylaşması; örneğin daha önce Anayasa Komisyonu’na verdiği iki önerge ile ortaya koyduğu türden bir başkanlık sisteminde ısrar edip etmediğini de açıklığa kavuşturmasıdır. 

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL