Feda eylemi
Yetkisiz mahkemeden tahliye kararı çıkartıp cezaevinden toplu firar gerçekleştirmeye kalkışan bir hukukçu bunun sonucunu hepimizden iyi bilir. Dolayısıyla çok açık ki, cemaatçi gazeteci ve polisler için firar planı hazırlayan hakimler bu uğurda mesleklerinden atılmayı ve hapse girmeyi göze almışlar.
Peki böyle bir deliliği kim yapar?
Çocuğu tehlikede olan çılgın bir anne ya da baba… Deli bir âşık… Ruh sağlığı bozuk bir insan…
Tabii bir de, inanmış bir örgüt militanı…
Bu hakimler uzun yılların emek ve çabasıyla elde ettikleri kariyerlerini gözlerini kırpmadan yaktıklarına göre, mesleklerine olan sadakatten çok daha güçlü bir sadakatle bağlı oldukları bir başka yapı var demektir. O yapıyla öylesine bütünleşmişler ki, mantıklarını, iz’anlarını, hukukçu kimliklerini hepten kaybetmişler. Lider “öl” dese ölecek hale gelmişler.
Umarım, bu olayda ortaya çıkan adanmışlık hali ve bu gözü dönmüşlük, yargı içindeki illegal cemaat örgütlenmesinin varlığını hâlâ görmek istemeyenlerin gözlerini açmaya yardım eder. Umarım hâlâ “onlar sadece görevlerini yapıyorlardı” demezler.
Kaybedecek bir şeyi kalmamış bir örgütün çılgın bir eylemiyle karşı karşıyayız.
Başarı şanslarının çok ama çok düşük olduğunu bilmemeleri imkansız. Hani, minicik bir umut; bir hafta sonu uyuşukluğu, bir gaflet hali belki… Onun dışında firar operasyonun başarılı olmasını beklemeleri mümkün değildi.
Bu durumda hesaplarını iki ihtimal üzerine yapmış olabilirler:
Plan başarıyla sonuçlanırsa, ne ala… İçerideki 75 kişiyi yurtdışına kaçırmak ve böylece hapisteki muhtemel çözülmeleri de önlemek... Başarılı olmazsa da, olayı yurtiçinde ama özellikle de yurtdışında “iktidarın yeni bir hukuk tanımazlığı” gibi lanse etmeye çalışmak…
Zaten olaydan sonra attıkları bazı tweetlerle bu niyetlerini açık da ediyorlar: “Nasılsa olay son derece teknik bir hukuk meselesi, geniş kesimlerin meselenin ayrıntılarına vakıf olması beklenemez, böylece yargıdan çıkan tahliye kararını bile uygulamayan bir AK Parti tablosu çıkar ortaya” diye yazıyorlar. Boşa umutlandırılmış tutuklu ailelerinin Silivri’de toplanıp eli boş geri dönmeleri de bu tablonun “insanı” boyutunu oluşturuyor.
-
ahmed 10 yıl önce Şikayet Etyaşlandıkça adalet vasfını yitiriyor... yanlış yanlış ile telafi edilmez...Beğen Toplam 1 beğeni