Gülay Göktürk
Gülay Göktürk
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Koalisyon seçenekleri ve Çözüm Süreci’nin geleceği

GİRİŞ 16.06.2015 GÜNCELLEME 16.06.2015 YAZARLAR

 Üç muhalefet partisinin birleşip ya da dışarıdan destekle koalisyon kurma ihtimalinin sıfıra yakın olduğu netleşti. 

Şimdi değerlendirmeler daha çok mümkün olanlar üzerinden yürüyor. Parti yöneticileri ve kanaat önderleri arasında ve söz konusu partilerin tabanlarında  mümkün olanlar içinde hangisinin “arzulanan” olduğu noktasında yoğun bir tartışma yaşanıyor. Ve yine görüyoruz  ki, “Çözüm Süreci’nin geleceği” meselesi önümüzdeki koalisyon formüllerinin değerlendirilmesinde bütün denklemlerin tam ortasına oturuyor. Kurulacak koalisyonun Çözüm Süreci’ni devam ettirip ettiremeyeceği, formüllerin değerlendirilmesinde birinci kıstas olarak ele alınıyor. Kürt sorununu ve Çözüm Süreci’ni dikkate almayan bütün formüllerin yeni ve ciddi krizlere işaret edeceği ifade edilirken, eğer kurulacak koalisyon 80 milletvekili ile Meclis’e gelen HDP’nin PKK’dan özerkleşmesine  ve Kürt sorunu etrafında pozitif siyaset yapmasına fırsat verirse çözüm sürecinde yeni bir başlangıç yapılabileceği vurgulanıyor. 

Doğrusunu isterseniz ben bundan o kadar emin değilim. Birincisi HDP’nin PKK’dan bağımsız bir siyasi aktör olmasını beklemek, bunun için çağrılar yapmak son derece naif ve gerçek dışı. HDP her zaman PKK’nın legal alandaki parçası oldu ve zaten kendisinin de “bağımsız bir aktör olma” gibi bir iddiası olmadı. Esasında Çözüm Süreci de bu realitenin kabulü üzerinden yürüdü. Sürecin amacı HDP’yi PKK’dan koparmak değil, HDP’nin de içinde yer aldığı bu yapıyı silah bırakmaya ikna edebilmekti. 

Dolayısıyla bugün geldiğimiz noktada - bugüne kadar olduğu gibi - HDP’nin Meclis’te nasıl bir rol oynayacağı da, Çözüm Süreci’nin geleceği de HDP’nin değil Kandil’in iradesine bağlı bir mesele… İster 30, ister 80 milletvekili olsun HDP parlamentodaki gücünü PKK’nın tayin edeceği strateji doğrultusunda kullanacaktır.  

Ki, biz bu stratejinin işaretlerini daha şimdiden  almaya başladık. 

Seçimden bu yana Kandil’den gelen açıklamalara bakalım: KCK’nın alelacele yaptığı “Silah bırakma kararını ne HDP ne de Öcalan verebilir, biz veririz’ açıklaması,  hemen ardından Karayılan’ın “Öcalan özgürleşmeden silah bırakmayız” sözleri… 

Dikkat ederseniz, bizler kurulacak koalisyona hep çözüm sürecine etkisi açısından bakıyoruz ama KCK bu açıklamaları yapmak için nasıl bir koalisyon kurulacağını bekleme ihtiyacı duymuyor!  Çünkü o stratejisini iç siyasetteki gelişmeler üzerine değil, dış konjonktürün yarattığı fırsatlar üzerine kuruyor. 
Ve bu, Kobani’den beri böyle… 

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL